Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK’daki FETÖ yapılanmasına yönelik ihraçlara yapılan eleştirilere ilişkin, “HSYK, Türk yargısını esir almak isteyen, bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldıran ve herkesin kalbinde şüphe doğuran Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasına dair adımlar atmıştır. Esasında HSYK, yargının bağımsızlığının yok edilmesine ‘dur’ demiştir” dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 19. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Adayları Kura Töreni’nde konuştu. Yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu anlatan Bozdağ, Türk yargısınız pek çok imtihandan başarıyla geçtiğini, ancak zaman zaman da Türk yargısının yargı görevi yapanları mahcup edecek örnekleri de verdiğini dile getirdi.
15 Temmuz’un Türk yargısı için bir milat olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Çünkü bundan önce Türkiye’nin yaşadığı darbe teşebbüslerinde, muhtıralarında yargının darbe öncesi meşrulaştırıcı rolü olduğu gibi darbe sonrası darbecilere ilk biat eden ve onların müşküllerini çözen en büyük akıl yeri olduğunu da maalesef tarihimizde gördük, yaşadık. İlk defa Türk yargısı 15 Temmuz darbe teşebbüsünün olduğu gece, darbenin henüz başarılı mı başarısız mı olacağının belli olmadığı saatlerde anayasamıza, hukukumuza, milli irademize, seçilmişlerimize ve hepimizin istikbaline yönelmiş bu darbeye ve bu darbeyi gerçekleştirenlere karşı ayağa kalkmış, meydan okumuş, demokrasinin, hukukun ve milli iradenin yanında olduğunu vazifesine sahip çıkarak göstermiştir. Soruşturmaları gecenin ilk saatlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve diğer illerdeki Cumhuriyet Başsavcılıkları başlatmış, gece sabaha kadar hiç uyumadan başına gelebilecekleri en kötü sonuçları kabullenerek hem hakimlerimiz hem de savcılarımız görevlerinin başında olmuştur. Darbeye teşebbüs eden ve destek olanların gözaltına alınması, yakalanması, tutuklanması dahil her türlü adli işlemi cesur bir şekilde yerine getirmişlerdir” diye konuştu.
“Adalete hizmet etmek, haksızlık karşısında hakkı ve haksızı birbirinden ayırıp hakkı sahibine teslim etmek, haksıza hak ettiği müeyyideyi uygulamak büyük bir görevdir”
Bozdağ, darbenin başarısız olmasının pek çok nedeni olduğunu ama en büyük nedenlerinden birisinin de Türk yargısının savcısı ve hakimiyle hukukuna, demokrasisine sahip çıkması olduğunu kaydetti. Adalet gibi yüksek bir değere hizmet etmenin her insana nasip olacak bir görev olmadığını ifade eden Bozdağ, “Herkes hukuk okuyamaz, ama hukuk okuyanların hepsi de sizin gibi hakim veya savcı olamaz. Bu mutlaka sizler için bir ayrıcalıktır diye düşünüyorum. Adalete hizmet etmek, haksızlık karşısında hakkı ve haksızı birbirinden ayırıp hakkı sahibine teslim etmek, haksıza hak ettiği müeyyideyi uygulamak büyük bir görevdir. Allah’ın sıfatlarından biridir adalet. Onun için siz bu yüce görevi başarıyla yerine getireceksiniz. Hayatınız boyunca size gelen herkes sizde haksızlığın giderileceği hissine kapılsın. Sizden endişe etmesin, ‘bu hakime düştük eyvah yandık’ demesinler. Kimseler sizin mahkemenizde endişeye kapılmasın. Adaleti daima ayakta tutmak sizlerin görevleridir” değerlendirmesinde bulundu.
“Vicdanınızı herhangi bir dünyevi görüşe, ideolojiye, siyasete, dine veya FETÖ’ye bağlı tutmayın”
Hakim ve savcı adaylarına “FETÖ” uyarısında bulunan Bozdağ, “Anayasamıza, kanunlarımıza, hukukumuza bağlı bir vicdani kanaatle karar vermekten asla çekinmeyin. Vicdanınızı herhangi bir dünyevi görüşe, ideolojiye, siyasete, dine, FETÖ’ye veya başka ne kadar yanlış şey varsa hiçbir şeye bağlı tutmayın. Vicdanınız sadece anayasaya, kanunlara ve hukuka bağlı olsun. Anayasa vicdanı rahat bırakmamış, tutmuş önce kendine, sonra yasalara, sonra da hukuka bağlamış. Onun için de diyorum ki; hayatınızın her döneminde ben vicdanen rahatım demek için sadece kararlar vermeyin. Ben vicdanen anayasa ve yasaya uygun karar verdiğim için rahatım diyebiliyorsanız o zaman doğru karar vermişsiniz demektir” şeklinde konuştu.
“Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulumuz (HSYK) mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlerin tarafsızlığı esaslarına göre kurulmuş ve görev yapan bir yüksek kuruldur” diyen Bozdağ şunları kaydetti:
“Esasında yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının da bir teminatı ve sigortasıdır. Türkiye’de yargı içerisinde Fetullahçı Terör Örgütüyle irtibatı ya da üyeliği bulunduğu değerlendirilen bazı hakim ve savcıların görevlerine son verildi. Meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verildi. Türkiye’de bu böyledir ama dünyanın başka yerlerinde de aynı şeyler yapılabiliyor. Çünkü hakimlik ve savcılık teminatı hakimlerimizin, savcılarımızın görevlerini her türlü endişe, baskı, korku ve tehditten uzak yapabilmeleri için anayasamızda vardır. Yoksa cesur bir şekilde terör örgütlerine üye olmaları, terör örgütlerinin kurucu ve yöneticilerinin talimatlarıyla soruşturma yapmaları, karar vermeleri, tutuklamaları, hüküm kurmaları için hakimlik, savcılık teminatı anayasaya konmamıştır. Eğer biz hakimlik ve savcılık teminatını doğru anlamaz, doğru uygulamazsak o zaman yanlış yaparız. Bugün herkes şikayet ediyor. ‘Neden şöyle oldu, neden böyle oldu’ eleştirisini yapıyor. HSYK, işte bu anlamda Türk yargısını esir almak isteyen, bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldıran ve herkesin kalbinde şüphe doğuran Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasına dair adımlar atmıştır. Esasında HSYK, yargının bağımsızlığının yok edilmesine dur demiştir. Yargının içerisinde anayasa, hukuk devleti gereklerine aykırı hareket edilmesine göz yummuş olsaydı, HSYK vazifesinin gereğini yerine getirmezdi. Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütleri veya bu örgütlerin kurucularının talimatlarını yerine getirmeyi kendilerini cennete götürecek bir amel zannedenlere hakimlikte yaptırılmaz, savcılıkta yaptırılmaz. O nedenle HSYK’mızın aldığı kararlara dönük bazı eleştiriler yapanların, Fetullahçı Terör Örgütünün yargıya yaptığı müdahaleye HSYK’nın göz yummasını istiyor demektir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına terör örgütlerinin gölge düşürmesine ve terör örgütlerinin yargı içerisinde, yargı eliyle operasyonlar yapılmasına göz yumuyor demektir.”
“Türk yargısı, Türk milletinin yargısı olacaktır”
Bozdağ, 17-25 Aralık sürecine değinerek, “17-25 Aralık sürecinde hakim, savcını gönderdiği torbaların ağzını açmadan savcının istediği gibi karar verdi. Pensilvanya’daki terörist başı Gülen yargının içindeki esirlerine talimat vermişti. Bir hakim mühürlü torbanın ağzını açmadan karar verebilir mi? Mührü bile bozmadan karar verdiler. Sonra hukuk devleti, adalet. Bu hukuk devleti değil. Bu kararı verenler millet adına karar verenler değil, FETÖ adına karar veriyor. Böyle bir hukuksuzluğu, böyle bir ayıbı Türkiye’ye yaşattılar. Buna dair HSYK böyle bir olay gördüğünde işlem yapmazsa, HSYK sigorta vasfını kaybetti demektir. HSYK, Türk yargısının içerisinde herhangi bir terör örgütünün, siyasi ve ideolojik yapılanmanın olmayacağına ve bundan sonra da olmasına izin verilmeyeceğinin somut göstergesidir. Türk yargısı, Türk milletinin yargısı olacaktır. Bunun dışında herhangi bir terör örgütü veya başka şeyler adına hizmet yapıp, karar verdiği, soruşturma yaptığı zamanda bunu yapanlarla ilgili görevi olan HSYK görevini yapacaktır” dedi.