AK Parti Edremit İlçe Başkanı Metin Örkçü, Lozan tartışmalarını değerlendirdi.
İlçe Başkanı Metin Örkçü, “Hem dünyada mükemmel anlaşma yoktur diyeceksin, Misak-ı Milli sınırlarının bölünmez bütünlüğünü savunacaksın, hem de Lozan’ın eleştirilmesini hazmedemeyeceksin. Sen nasıl CHP’sin? Lozan’da çizilen sınırlar Misak-ı Milli sınırlarımız mıdır? Niyet okuyuculuğunda rakip tanımayan CHP ve zihniyeti bir bardak suda fırtınada kopartırken, tarih bilgilerini ve engin siyasi tecrübelerini gözler önüne sermiştir. Hakareti meziyet olarak kabul eden güruh, ülke genelinde olduğu gibi Edremit’imizde de aynı nakaratları tekrar etmeye başlamıştır” dedi.
CHP zihniyetinin bir yandan kendi kendisiyle çelişirken, bir yandan da hakaretlerini ardı ardına sıralamaya devam ettiğini söyleyen Metin Örkçü, “Milletimiz olanı biteni görüyor ve soruyor. Beyler oraları bizim değil miydi? Tükürsek ulaşacak adalar, yüz yıllar boyu mührümüzün vurulduğu, kanımızla suladığımız, can verdiğimiz topraklar bizim değil miydi? Neymiş, biz Lozan’a nasıl gitmişiz? Beyler, bu necip millet, sırtında top mermileri taşıyan analarımız, neferlerimiz, canını dişine takarak istiklalini ve istikbalini kazanmış, muzaffer bir devlet olarak o delegasyonu Lozan’a göndermiş bir millettir. Tarih bilginizi gözden geçirmenizi ve farklı kaynaklardan bilgi edinmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Her fırsatta geçmişimizi inkar eden, hatta hakaretvari eylem ve söylemlerinizle ecdadımızı incittiğinizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Binlerce yıllık şan ve şeref dolu tarihimizi inkar etmekten lütfen vazgeçin. Geçmişini bu kadar inkar eden, yok sayan, karalayan, çamur atan dünya üzerinde kaç kişi vardır? Kurulan bütün Türk devletleri cumhurbaşkanlığımızın forsunda olduğu gibi, bizler için parlayan birer yıldızdır. Allah hizmet edenlerden razı olsun. Osmanlı da, Selçuklu da, Göktürk Devleti de bizim geçmişimizdir. Kendisini hak ve özgürlüklerin savunucusu, fikir ve ifade hürriyetinin bekçisi olarak pazarlayan, bezirganlığına soyunan, maskeli balolarda birbirlerini ağırlayan CHP zihniyeti, kürsüden yapılan bir konuşmayı ağza alınmayacak ifadelerle, eleştiri ve nezaket sınırlarını aşan bir terminoloji ve üslupla, milletimizin gözünün içerisine baka baka, söylenmemiş olanları söylenmiş gibi çarpıtarak, değiştirerek, hakaret dolu cümlelerle her zeminde dile getirmeyi kendilerine görev bilip, kinlerini kusmuştur. Acaba Atatürk maskesi takılarak gizlenilmeye çalışılan bir şeyler mi vardır? Ege’de ve Akdeniz’deki adalar Yunanlılara ne zaman ve nasıl bırakılmıştır? Burnumuzun dibindeki bu adaların Yunanlılara verilmesinin, hadi adalardan vazgeçelim, bin yıllık Türk topraklarının sınırlarımız dışında kalmasının, Misak-ı Milli sınırlarımızın dışında kalmasının sorgulanması, eleştirilmesi neden bu kadar zorunuza gidiyor?” diye sordu.
Bu hazımsızlığın sebebini merak ettiklerini belirten Örkçü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sormazlar mı beyler bu hazımsızlığın sebebi nedir? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bir söz mü söylenmiştir? Kurtuluş savaşımıza, kurtuluş destanımıza bir söz mü söylenmiştir. Buna verilecek bir cevabımız var mıdır?. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz ki, bu ucuz siyaset anlayışınızla mumunuz yatsıya kadar bile yanmaz. Sayın Cumhurbaşkanımızın, muhtarlarla buluşmasında, 15 Temmuz ihanet girişimini, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları, bölgemizde yapılan operasyonları dile getirip dikkat çekmeye çalışırken sarf ettiği ve her Türk vatandaşının merak ettiği soruları yöneltmesi, düşünceleri ifade etmesi neden bu kadar rahatsızlık uyandırdı? Evet, ölümü göstererek bizleri sıtmaya razı etmişlerdir. Sevr’i göstermiş, Lozan’a mahkum etmişlerdir. Bunu CHP yapmıştır diyen var mı? Bunu Atatürk yapmıştır diyen var mı? Laf cambazlığında, niyet okuyuculuğunda mahir olduğunuzu bu millet biliyor. Hiç boş yere kendinizi yormayın. Tabii ki üzerinden 93 yıl geçen anlaşmayı tekrar gündeme getirmenin ne gereği var? Unutun ve unutturun. İstiklal Harbi’ni kazanmış bir milletin, bir devletin, Lozan’daki görüşmeleri yürüten, delegasyona başkanlık eden, bir zamanlar Türk lirasının üzerindeki Atatürk’ün resmini silerek kendi resmini bastıracak kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’e sahip çıkan İsmet İnönü’nün, süreci sağlıklı yönetememesi olabilir mi? Lozan zafer mi hezimet mi diye sorgulanırken, bunu tüm çıplaklığı ile görmek yerine, rejim meselesi yapmak niye? Cumhuriyete ve kazanımlarına söz söyleyen mi var ki bir bardak suda fırtınalar kopartıyorsunuz? Biz İstiklal Harbi’nden yenik mi çıkmıştık? Hayır. Savaşı kazanan bizsek, neden o topraklar elimizden çıkmıştır? Neden onlarca ada elimizden çıkmıştır? Neden Misak-ı Milli sınırlarımızın dışında sınırlar çizilmiştir? Kimse sormasın, sorgulamasın. Unutalım değil mi? Yoksa CHP kızar."