AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay, “Daha önce 60 ihtilalinden önce 60 darbesine karşı koyamamış olan, 71, 80 darbelerine karşı koyamamış halkımız bu sefer çok daha farklı bir tutum sergiledi ve sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde değil dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir duruş, kahramanlık örneği sergiledi ve bütün dünyaya Türk milletinin nasıl bir millet olduğunu göstermiş oldu” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’nın ardından basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, darbe girişimi karşısında iktidar ve muhalefet partilerinin milletvekillerinin sergilediği tutumla Türk milletinin vekilleri olmayı hak ettiklerini gösterdiğini belirten Aktay, “Bu darbe girişimine karşı Türk halkının bütün cephelerde sergilediği kahramanlık örneğiyle çok kısa süre içerisinde darbe püskürtülmüştür. Bu süreci hep birlikte yaşadık. Bu süre içerisinde Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız darbenin püskürtülmesinde kahramanlık örneği sergileyen halkımıza defalarca teşekkür etti, muhalefet partilerine defalarca teşekkür etti, polisimize, bu kalkışmaya katılan sözde askerlerin dışında kalan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli mensuplarının ortaya koyduğu reddiyeci tutuma, milli iradenin yanında yer alma tavrına teşekkür etti. Burada hiç kuşkusuz halkımız büyük bir demokrasi destanı ortaya koymuştur. Biz böyle bir halka mensup olmaktan dolayı, gerçekten de büyük bir mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Darbe girişimi sırasında şehit olan ve yaralanan polis, asker ve sivil sayısı hakkında bilgiler veren Aktay, “Bu darbe kalkışmasının neticesinde şerefli halkımız bir bedel ödedi ama bu bedel karşısında geçen cuma günküne nazaran çok daha bütünleşmiş, birleşmiş, kaynaşmış bir millet haline geldiğimizi büyük bir gururla, büyük bir mutlulukla ifade edebilirim. Halkımız göğsünü siper ederek tankların, mermilerin üzerine yürümüştür. Bu esnada çok şehitlerimiz olmuştur; şuan itibariyle şehitlerimizin sayısı 246’dır. Bu şehitlerimizin 62Si polis, Ankara’da 55, İstanbul’da 5, Muğla’da da 2 polis şehidimiz var. 5 asker şehidimiz var, bunlar da 1’i İstanbul’da, 4’ü Ankara’da olmak üzere. Ankara’da 93, İstanbul’da 86 olmak üzere 179 sivil şehidimiz var. 2 bin 185 yaralı var. Bunların 134’ü polis, 21’i asker, 2 bin 30’u da sivil. Yaralılardan 461 kişinin tedavisi devam etmektedir, geriye kalanlar taburcu edilmiştir; bunların bir kısmı ağır yaralıdır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, geriye kalanlara sabır diliyoruz. Bu şehitler, bu toprakları sulamış oldular ve bu toprakların vatan kılınması sürecine çok büyük anlamlı bir katkıda bulundular” ifadelerini kullandı.
“10 bin 410 kişi gözaltına alındı”
MYK Toplantısı’nda sivil şehitlerin de polis ve asker şehitleri gibi sayılması, yakınlarının aynı haklardan yararlanmaları gibi hususların dile getirildiğini kaydeden Aktay, “Bu süre zarfında 10 bin 410 kişi gözaltına alındı. Bunların 211’i rütbeli, 76’sı rütbesiz olmak üzere 287’si polis. 2 bin 423 askerin 162’si general, bin 1967’si subay. 2 bin 14’ü hakim ve savcı, 686 da sivil olmak üzere 10 bin 410 kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanların yargılamaları hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bunlardan 4 bin 60’ı yargılanmaları neticesinde tutuklanmıştır. Bu tutuklananların 151’i polis, 2 bin 430 asker, 386’sı hakim ve savcı, 93’ü de sivil. 549 kişi denetimli serbestlikle serbest bırakılmış, 220’si serbest bırakılmış, gözaltında işlemleri devam eden 5 bin 581 kişi var. Ölü olarak ele geçirilen 24 darbeci var, yaralı olarak da 49 darbeci var” dedi.
“İstediklerini başaramamış oldukları için yaralı durumda olan bu darbecilerin her an her çeşit çılgınlığı yapabileceklerini de hesaba katıyoruz”
“Halkımızı, darbe girişiminin ilk dakikalarından itibaren hemen sokaklara çıkıp kendi milli iradesine sahip çıkma konusunda sergilediği destansı duruş her çeşit taktirin üzerindedir” diyen Aktay, şöyle devam etti:
“Böyle bir örnek herhalde dünya tarihinde ilk defa olmaktadır. Daha önce 60 ihtilalinden önce 60 darbesine karşı koyamamış olan, 71, 80 darbelerine karşı koyamamış halkımız bu sefer çok daha farklı bir tutum sergiledi ve sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde değil dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir duruş, kahramanlık örneği sergiledi ve bütün dünyaya Türk milletinin nasıl bir millet olduğunu göstermiş oldu. İçinden geçtiğimiz için şuan çok farkında olamayız ama bu tarihi sahneleri emin olun gelecekte tarihçiler çok daha farklı bir şekilde, bir destan gibi yazacaklardır. Bu vesileyle Türk halkına bir daha teşekkür ederken, Türk halkının sadece o gece değil, şuanda da devam ettiği gibi meydanları doldurarak gösterdiği tavrı da büyük bir taktirle izliyoruz. Bu meydanların sadece AK Parti’nin değil, bütün Türk milletinin meydanı olduğunu da hatırlatmak istiyoruz. Meydanlarda özellikle parti amblemlerinin bulunmamasına dikkat etmeye çalışıyoruz. Hepimizin ortak sembolü olan ay yıldızlı bayrağımızla meydanlarda yer almaya özen gösteriyoruz. Meydanları her partiden insanların doldurmasını özellikle istirham ediyoruz. Gerek CHP’li, gerek MHP’li, gerek diğer partiden vatandaşlarımıza, bu konuda ortaya koydukları ortak şuur dolayısıyla çok çok teşekkür ediyoruz. Sosyal medyada zaman zaman dile gelen bir takım provokatif söylemlerin var olduğunu da üzülerek ifade etmek istiyoruz. Buna karşı parti teşkilatlarımızı her daim uyarmaya çalışıyoruz. Bu konuda herkesin çok çok dikkatli olması lazım. Çünkü darbeciler uyumuyor, darbeciler başka başka planlar yapmış. Hele hele istediklerini başaramamış oldukları için yaralı durumda olan bu darbecilerin her an her çeşit çılgınlığı yapabileceklerini de hesaba katıyoruz. Bu konuda yapabilecekleri en önemli şey, bizi birbirimize kırdırmak.”
“Olağanüstü hal milletimize karşı alınmış bir tedbir değil”
3 aylığına ilan edilen olağanüstü hal kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Aktay, “Önceden Milli Güvenlik Kurulu’nda tavsiye kararı olarak alınan bu kararın Bakanlar Kurulu tarafından da onaylanmasından sonra TBMM’ye gönderilmiş olan tezkere bugün oylandı. Bu konuda bir takım insanların hassasiyetleri oldu. Özellikle dostların, muhalefet partilerinin samimi şekilde sergiledikleri uyarıları alıyoruz, onları samimiyetle değerlendiriyoruz. Bu olağanüstü hal milletimize karşı alınmış bir tedbir değil. Bilakis devletimizin devletine uyguladığı bir olağanüstü hal. Milletimizin hayatını ciddi şekilde etkileyecek bir durum olmayacaktır. Bu konuda Birleşmiş Milletler’in (BM) Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi’nin 4. Maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. Maddesi de böyle bir uygulamaya her zaman izin vermektedir, bu yasal sınırlar içinde olmaktadır. Takdir edersiniz ki çok büyük bir olayla karşı karşıyayız. Buna darbe diyoruz ama bu aynı zamanda Türkiye’nin birliğine, egemenliğine karşı çok büyük bir saldırı. Bu saldırının neticelerini bertaraf edebilmek, bu saldırının olumsuz neticelerinden Türkiye’yi kurtarabilmek için çok büyük bir tedbirler almak gerekiyor ve hızlı tedbirler almak gerekiyor. Bu tedbirler çerçevesinde alınması gereken kanun hükmünde kararnamelerle ilgili çalışmalar şuanda yapılıyor. Bunun TBMM’yi baypas etmek gibi bir durum asla söz konusu değildir. Avrupalılar’ın bu konuda ortaya koyduğu eleştirileri anlamakta zorluk çektiğimizi söylemek istiyorum. Avrupalılar, Fransa’da ve Belçika’da yaşanan iki tane terör saldırısından hemen sonra önce 6 ay, sonra bir 6 ay daha süreyi uzatmak suretiyle uyguladıkları bir olağanüstü hal uygulaması var. Biz Avrupalılar’ın karşılaştığı türden terör saldırılarından çok daha fazlasıyla karşılaştık ama bugüne kadar bu tedbiri devreye sokmadık. Şuanda böyle bir tedbir çok çok gerekli” şeklinde konuştu.