AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, AK Parti MYK sonrası yaptığı açıklamada, 15 Temmuz darbe girişimi içerisinde yer alan unsurların, birçok terör örgütüyle bağlantılı olduklarının tespit edildiğini dile getirdi. DAEŞ, PKK ve FETÖ arasında ortaklık bulunduğunun altını çizen Aktay, “DAEŞ’in ipini biraz takip ettiğinde öbür ucunda PKK çıkmaktadır, başka bir ucunda da FETÖ çıkmaktadır, başka bir ucunda başka örgütler çıkmaktadır. Terör örgütlerinin kimliği yok, biz terör örgütlerinin arasında bir fark görmüyoruz” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, AK Parti MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Gaziantep’te yaşanan hain terör saldırısının bütün Türkiye’ye yapılmış bir saldırı olarak telakki edilmesi gerektiğini söyleyen Aktay, “Her şeyden önce bu saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu olay neticesinde 100’e yakın vatandaşımız yine aynı şekilde yaralanmış bulunuyor. Onların da tedavileri devam ediyor, en acil şifalar diliyoruz” diye konuştu.
Gaziantep’te yaşanan terör saldırısını duyar duymaz Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Sağlık Bakanı Recep Aktay, AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül ve Gaziantep milletvekilleriyle birlikte hemen olay yerine intikal ettiklerini dile getiren Aktay, “Sabaha kadar saldırıda hayatını kaybedenlerin cenaze işlemleriyle uğraştık. Özellikle yaralı olanların, bilhassa ağır yaralı olanların hastaneye en acil biçimde intikali için arkadaşlarımız olağanüstü çaba sarf etti. Olay yerinde bütün çalışmaları yürüttük. Bu çalışmaları yürütürken en büyük hassasiyetimiz, mümkünse bir canı daha kurtarmak oldu. Zaten yeterince elim olan bu olayın acı neticelerini en azından biraz daha telafi edebilmek, ölü sayısının artmasına engel olabilmek oldu. Arkadaşlarımız, bakanlarımız, milletvekillerimiz, valimiz sabaha kadar bu çabalar içerisinde yaralıların hastanelere intikalini gerçekleştirmeye çalıştı” şeklinde konuştu.
“Terörü bir mesaj iletme aracı olarak algılayan bu dünyayı reddediyoruz”
Akşamüstü AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Toplantısına katılmak üzere Ankara’ya döndüklerini söyleyen Aktay, toplantıda MYK üyelerine Gaziantep’teki terör saldırısı hakkında bilgi verdiklerini, olayla ilgili değerlendirme yaptıklarını belirtti. Gaziantep’teki terör saldırısını, 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında ve 15 Temmuz ile birlikte Türkiye’nin maruz kaldığı bir takım saldırılardan çok bağımsız görmediklerinin altını çizen Aktay, “Değerlendirmelerimiz, bütün bu saldırıların aynı hedefe vakıf olduğu ve aynı merkezden yönlendiriliyor olduğu istikametindedir. Bunlar Türkiye’yi içine girmiş olduğu yoldan hiçbir şekilde geri döndüremeyecektir. Bu konudaki kararlılığımız çok açıktır. Bu terörle kime ne mesaj vermek istiyorlarsa, o mesajı elimizin tersiyle itiyoruz, reddediyoruz, öyle bir mesajı asla kabul etmiyoruz. Terörü bir mesaj iletme aracı olarak algılayan bu dünyayı reddediyoruz, alçakça buluyoruz, lanetliyoruz. Birilerinin konuşacak bir şeyi varsa konuşacak meydan ortadadır, siyaset meydanı ortadadır, barışçıl iletişim ortamları sonuna kadar ortadadır. Biz bu iletişim ortamlarını demokratikleşme süreci içerisinde sonuna kadar açmış bulunuyoruz. ‘Kimin söyleyecek ne sözü varsa o er meydanında, siyaset meydanında söylesin’ diyoruz. Terör yoluyla Türkiye’ye bir şey dikte etmeye çalışan herhangi bir girişimi elbette ki hem reddediyoruz, hem lanetliyoruz. Bunun karşısında bütün kararlılığımızla duracağımızı ilan ediyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.
“Bütün terör saldırıları tek elden yürütülüyor”
Aktay, MYK toplantısının devam ettiğini ama tek gündemin Gaziantep’teki terör saldırısı olduğunu belirtti. Akşam saatlerinde Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde başka bir terör saldırısı daha yaşandığını hatırlatan Aktay, “Yine 1 şehidimiz, 3 yaralımız olduğu bir terör saldırısının haberini aldık. Bu tür saldırıların hepsinin tek elden yürütülüyor olduğuna artık çok fazla şüphe etmiyoruz. Saldırının kimin patenti, kimin markası altında yapılmış olmasının hiçbir önemi yok bu saatten sonra. Elbette ki burada kimin kullanılmış olduğunu, hangi enstrümanın, hangi maşaların kullanılmış olduğunu da tespit etmeye devam edeceğiz ama genel değerlendirmemiz; bu terör saldırılarının Türkiye’nin siyasetine bir şekilde etki etme çabası olduğu yönündedir. Tabi ki 15 Temmuz’da biraz daha farklı bir terör saldırısıyla karşı karşıyaydık. Darbe girişimini biraz daha büyük çaplı, son derece organize bir terör saldırısı olarak niteledik. 15 Temmuz terör saldırısı veya darbe girişimi içerisinde yer almış unsurların uzantılarına bakıldığı zaman, bir sürü terör örgütüyle içli dışlı olduklarını bugün çok daha net bir şekilde görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ölüm esnasında ayrım yapıyor olmak iğrençliğin daniskasıdır”
HDP’lileri terör saldırılarından faydalanmaya çalışmakla suçlayan Aktay, şunları ifade etti:
“Biz, bir düğün ortamını bir katliam ortamına dönüştüren alçaklık ve onun neticesinde kıyılan canların, yaralanan canların tedavilerinin telaşı içerisindeydik. O esnada ne yazık ki HDP’lilerin, ‘böyle bir olaydan nasıl bir fayda elde edebiliriz’in telaşı içerisine girmiş olduklarını gördük. Bu bizi fevkalade üzmüştür. ‘Bari bu ortamda yapmayın’ diye içimizden geçirdik. Burada ölen canlar hepimizin canlarıdır. Ölen canların kimliği hiç önemli değil. Terörün kimliği de hiç önemli değil. Terör kimden gelirse gelsin lanetlenecek bir olaydır. Kime karşı yapılırsa yapılsın, kurbanları masumdur. Biz kurbanları masum olarak görüyoruz, bizden olarak görüyoruz, onları kendi canlarımız olarak görüyoruz. Biz canına kıyılan mazlumların, terör kurbanlarının ne kimliklerine, ne dinine, ne mezhebine asla bakmadık, bakmayacağız. Bugün Şanlıurfa’da yine menfur terör saldırıları karşısında yine canlarımız gitti. Yiten canlarımızın etnik kimliğinin, kültürünün, mezhebinin, siyasi görüşünün en olduğuna asla bakmadık, bakmayacağız. Bizim bu ülkede 79 milyon vatandaşımız var; ölen her can bizim canımızdır. Ne yazık ki, bu ölümlerin bu şekilde siyasi bir istismar konusu haline gelmiş olması acımızı daha da arttırmıştır. Terör saldırılarında ölen herkes bizim evlatlarımızdır. Bu evlatlar arasında özellikle ölüm esnasında ayrım yapıyor olmak iğrençliğin daniskasıdır. Biz Türkiye’deki siyaset seviyesinin biraz daha artması telaşı içerisindeyken, çok şükür ki artmışken, 15 Temmuz sonrası siyaset ortamı içerisinde maalesef bazen HDP’liler bu ortamı okuyamamaktadırlar, bu ortamın içerisinden kendilerine yeni bir çıkış yolu bulmaya çalışmaktadırlar. Terörle siyaset arasına bir mesafe koyamamış olmanın, Türk halkı tarafından topyekun reddedilmiş olmanın, kendilerini daralttığı alanda yeni alanlar oluşturmaya çalışıyorlar. Bulabildikleri alanın böyle alanlar olması çok acıdır. Ölümler üzerinden kendilerine böyle alanlar açmaya çalışmaları, her şeyden önce kendilerine bir fayda sağlamayacaktır.”
“DAEŞ’in ipini biraz takip ettiğinde öbür ucunda PKK çıkmaktadır, başka bir ucunda da FETÖ çıkmaktadır”
Gaziantep’teki terör saldırısını hangi örgütün gerçekleştirdiğinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiğini belirten Aktay, “DAEŞ ile ilgili bir tespit yok. DAEŞ de olabilir. DAEŞ’in yaptığı bütün terör eylemlerini her vesileyle lanetliyoruz. Bu olay örneğinde henüz böyle bir tespitimiz yok” dedi. Terör örgütlerinin bazen işbirliği yaptığını da vurgulayan Aktay, şöyle devam etti:
“Bazen PKK’nın, DAEŞ’in, PYD’nin işine gelen bir eylem DAEŞ’çi unsurlara ihale edilebiliyor. Görünürde DAEŞ yapmış oluyor ama PKK’nın işine gelen bir eylem oluyor. Bu olay henüz karanlık. Bulgular ve olayın yapılış mahiyeti, sonradan cenaze ortamında olayın provoke edilmesi için HDP’li milletvekilleri ile başka illerden otobüslerle getirilen insanlar ne yazık ki cenaze ortamını miting ortamına çevirmeye çalıştı ve olayı provoke etmeye çalıştılar. Bu da net bir şekilde görüldü. Olay olur olmaz hemen HDP örgütünün oraya koşması sanki olaya hazırlıklı oldukları gibi bir takım işaretler veriyor. Olay bütün boyutlarıyla araştırılmaya çalışılmaktadır. Hiçbir şey karanlıkta kalmayacaktır. Şuna herkes emin olmalı ki DAEŞ ile PKK arasında hiçbir fark yoktur. DAEŞ’in ipini biraz takip ettiğinde öbür ucunda PKK çıkmaktadır, başka bir ucunda FETÖ çıkmaktadır, başka bir ucunda başka örgütler çıkmaktadır. Terör örgütlerinin kimliği yok, biz terör örgütlerinin arasında bir fark görmüyoruz.”