İnegöl Tarım Fuarı’nın açılışına katılan AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal arasında söz düellosu yaşandı. Törende hükümeti eleştiren CHP’li vekile, AK Parti’li Şahin, yapılan yatırımları sayarak, “Lafla peynir gemisi yürümez” dedi.
Fuar açılışında konuşan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Biz bu ülkenin gerçek sahipleri olan üreticileriz. Ben çiftçiyim, ziraat mühendisiyim. Gürsu’da armut üreticiliği yapıyorum. 2002 yılında 1 kilo armutla 1 litre mazot alıyordum. Bugün 1 litre mazot alabilmem için 4 kilo armut vermem lazım. Bunu işçilikle, tarım ilacıyla, gübreyle ilişkilendirebilirsiniz. Ortalama 14 yıllık süreçte tarım girdileri yüzde 400 artarken, ürün fiyatları ortalama yüzde 200 artış geriledi. Bazıları yüzde 300 geriledi, bazıları olduğu yerde duruyor. 2002’nin sonunda 90 kuruşa armut satıyorduk, şimdi de böyle. Rakamlar doğrudur ama çiftçinin yaşadıkları başkadır. 2002 yılında 3 milyon kayıtlı çiftçimiz vardı. Bunların toplam resmi borcu 2,9 milyar TL’ydi. Buna diğer giderleri de eklediğinizde 3,5 milyar borcu vardı. Şu an sadece bankalara olan borç 70 milyar TL. Çiftçi bu borçtan kurtulabilmek için elindekileri satmak zorunda kalıyor. Geçen sene 16,5 milyar dolarlık bir ihtacattan bahsettiler. 14 yılın rakamı 155 milyar dolardan fazla ihracat yapmışız. Aynı ülke yine 155 milyar dolar da ithalat yapmış. Mesela 40 milyon tonun üzerinde buğday almış. Bu ülke coğrafyasında buğday olmuyor mu? 1980’de üreticilerimiz 20 milyon ton buğday üretiyor. Sene 2015, 80 milyon nüfusumuz var, 19,5 milyon ton üretimi yapıyoruz. Hayaldi gerçek oldu. 2014 yılında rekor buğday üretimi yaptık, tarihe geçtik. Sene 1980, nüfus 45 milyon, toplam hayvan varlığımız 80 milyon. Sene 2015 nüfus 80 milyon, toplam hayvan varlığımız 80 milyon. İyi yapılan şeyleri sonuna kadar destekliyoruz, barajları, gölleri, sulama yatırımlarını, faizsiz kredileri destekliyoruz. 2002’den bu yana kadar yaşadığımız süreç bizim için daha yoksul bir köylü yapısı ortaya koydu. 230 bin ton tohum üretiyorduk. Bugün 800 bin ton tohum üretiyoruz. Ama bu coğrafyada o gün ekilen tohumların yüzde 80’i kendi tohumlarımızdı. Madem tohum üretimi bu kadar arttı neden tohum fiyatları her sene artıyor? 800 bin ton üretilen tohum kendileri dışarıda olan yabancıların cebine gidiyor. Halkımın ve devletimin cebine gitmiyor. Bizim topraklarımızda yetiştiriyorlar ama kaymağını onlar yiyor. GSMH 3 kat arttı. Bu bir başarı öyküsü. Madem bir büyüme söz konusu, işsizliğin 3 kat artması gerekmez mi? İnsanların refahlarının 3 kat artması gerekmez mi? Yoksulluğun 3 kat azalması gerekmez mi? Bu ülkede üretilen katma değerden payımızı almak istiyoruz. Bütçeden ne kadar pay alıyoruz? GSMH’ya katkımız yüzde 10 ama bütçeden aldığımız yalnızca yüzde 2. Bu hakkımızın yenmesi anlamına gelir. Rusya krizini İnegöl’deki armutçu mu çıkardı? Darbe girişiminin sorumlusu çiftçiler mi? Devlet mekanizması ne zaman bizim için olacak? Biz mi devleti kutsayacağız yoksa devlet mi yeri geldiğinde bunlar benim üreticim diyerek elini taşın altına koyup zarar eden köylümün elinden tutacak. Faizcilere o parayı vereceğine halka verecek. Biz üretiyoruz, bu devlet bizi destekleyecek” diye konuştu.
"Lafla peynir gemisi yürümez"
Ardından konuşan AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ise “Önemli olan üretip ürettiğimizi satabilmek. İş yapmak için buradayız. İş yapmak için bizi tercih ediyorsunuz. İnsan çok çabuk unutuyor. Geçmiş dönemde acı tecrübeleri çok çabuk unutuyoruz, unutacağız. Başarıları da unutacağız. İnsan sürekli yarına bakar. Siyasetçi ne vaat edecek ve ne kadarını yerine getirecek bunlara bakmak lazım. 1995-96 yılında dönemin siyasileri İnegöl tarımı, Yenişehir tarımı, Karacabey tarımı sulu tarıma kavuşacak diye seri temeller seçim öncesinde atıldı ve bu atılan temeller 20 yıl bekledi. Bunlar acı tecrübeler. Millet seçtiği insanların kendilerine yaşattığı bu acı tecrübelerden dolayı 2002 yılında siyasette bir temizleme yaptı. AK Parti’den yana tercihini kullanıp bizi iktidara getirdi. Millete çok söz vermedik. Verdiğimiz sözlerin en hafızada kalanı da 15 bin kilometre duble yoldur. 7 kilometre ötede Babasultan barajı 17-18 sene bekledi. Biz iktidara geldiğimiz süreçte sadece temeli atılmıştı. Başlamış ama devam ettirilemeyen baraj sayısı 300’ün üzerinde. Sadece sulama barajı. Biz bunların hepsini tek tek tamamladık. Sadece barajı bitirmek yetmiyor. Bunun sulama şebekesini yer altına basınçlı borularla aktarmak gerekiyor. 2011 yılından sonra biz 3. kez iktidara geldikten sonra sadece Yenişehir ovasına 330 milyon liranın üzerinde yatırım yaptık. Rakamlar büyük. Aynı şekilde İnegöl ovasını sulayacak Babasultan barajının da ihalesini yaptık. İnşallah hem Yenişehir hem de İnegöl ovası 2017 sulama sezonunda sulu tarıma kavuşacak. Biz iktidara geldikten 10 yıl sonra. 300’ün üzerinde baraja başlanmış. Türkiye’nin kaynakları belli, ürettiği milli gelir de tarım ürünleri de belli. Lafla peynir gemisi yürümez. Örnek verdiğimiz Avrupa nüfus oranında yüzde 3 civarındayken biz yüzde 20 civarındayız. Çalışarak daha da gelişeceğiz. 2002 yılında 88 milyar TL bütçe vardı. Şimdi bütçemiz 575 milyar TL. 2003 yılından sonra 118 milyar lira bütçenin 10 milyar TL’si tarıma aktarılıyor. 2014 yılında çiftçimize 14 milyar TL doğrudan destek vermişiz. Çiftçimiz daha çoğunu hak ediyor, daha çoğunu vereceğiz. Ülkemizin GSMH’sını 2 trilyon dolarlara çıkarttığımızda vereceğiz. Örnek aldığımız, rakip gördüğümüz ülkelerin rakamlarını, toprak büyüklüklerini, nüfusa oranlarını skala olarak ortaya koymak durumundayız. Buğday ithal ediyoruz, ama bunun misli kadar da buğdaydan üretilmiş ürün ihraç ediyoruz. Bazı şeyleri hala başaramadık. Katma değer oluşturacak ürün geliştirmeyi başaramadık. Bunda toplumsal olarak sorumluyuz. TKDK desteklerini hala tanıtamadık. Hep beraber hareket edelim, organize olalım, kooperatiflerimizi harekete geçirelim dediğimizde birlik ve beraberlik konusunda biraz geri kalıyoruz. Trakya birlik, Torku örneklerini alıp uygulama konusunda acele etmemiz lazım. AB’den kendi bütçemizden aktardığımız paylar var, bu paraları kullanalım ve devrettirmeyelim. Yapacak çok şeyler var. Hepimizin bu konuda hareket etmesi gerekiyor. 37 milyon metreküp su tutan içme ve sulama suyunu ikame edecek barajlar ve sulama tesisleri yapacağız. Cepte para olmadan beylik olmaz. Cepte para olması için istikrar lazım, istikrar için de birlik olması lazım. 15 Temmuz’daki 80 milyonun birliğini devam ettirmemiz lazım. Muhalefeti dinlemiyor musunuz diyorlar. Örneklerini çantamda gezdiriyorum. Beraber imza attığımız birçok çalışmamız var. Getirdikleri teklifleri alıp değerlendiriyoruz. Farklılıklarımız olacak. Bizim programımız farklı olduğu için millet bizi tercih etti. Lafla peynir gemisi yürümez. Klasik hayvancılık metotlarını destekleyecek müjdelerimiz olacak. Milletimizin hükümetimize duyduğu güveni boşa çıkarmayacağız. Ne söz verdiysek yerine getiriyoruz. Petrolü çiftçiye ucuz vermek gerekir. Mazot konusunda desteklerimiz var. Bunlar yeterli değil ama imkânlar dâhilinde elimizden geleni veriyoruz. Yeni bir bütçeyle yepyeni destekler sunacağız. Çok güzel şeyler olacak. İnegöl’de köy hizmetlerinin başlattığı hizmetlerin devamını Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Birer birer ihaleye giriliyor. Sulama projelerini büyükşehir yapacak. Gelecek güzel günler Türkiye’nin olacak” diyerek cevap verdi.