İnsan Hakları Derneği (İHD) Eski Genel Başkanı ve eski milletvekili Akın Birdal, HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmak istenmesini demokrasi hazımsızlığı olarak değerlendirdi. Birdal, "7 Haziran seçim sonuçlarını kabul edemeyenlerin hazımsızlığının dışa vurumudur bu. Bu girişim sonucu değiştirmez." dedi.

İHD Eski Genel Başkanı ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eski milletvekili Akın Birdal dokunulmazlık tartışmaları, barış ve çözüm süreci ve Yalçın Akdoğan'ın açıklamaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Bütün vekillerin düşünce ve ifade özgürlüğü dışındaki konularda dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini söyleyen Birdal, “Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda onun bir güvencesi olmalı, kürsünün bir güvencesi olmalı. Bütün vekillerin düşünce ve ifade özgürlüğü dokunulmazlığı olmalı, diğer konularda dokunulmazlıklar kaldırılmalı. Orası yasa dışı uygulamaları olup bitenleri koruyan bir çatı değil. Demokrasiyi, adaleti, barışı, bir arada yaşamayı koruyan bir yapı olmalı. Ortaklaşmış bir irade olmalı. Yoksa 17-25 Aralık bunları neden koruyorsunuz? Bu suçluluklar, yolsuzluklar, hırsızlıklar bunlar korunmamalı ve dokunulmazlıktan çıkarılmalıdır. Sadece kürsü dokunulmazlığı, ifade özgürlüğünün güvencesi sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu.

HDP’nin kapatılmak istenmesi konusuna da değinen Birdal, bu girişimin sonucu değiştirmeyeceğini dile getirdi. HDP’nin kapatılmak istenmesini demokrasi hazımsızlığı olarak nitelendiren Akın Birdal, özellikle 7 Haziran'daki seçim sonuçlarını kabul edemeyenlerin hazımsızlığının dışa vurumu olduğunu ifade etti. Tabelanın indirilmesiyle partinin kapatılmadığını kaydeden Birdal, “6 milyona aşkın oy var ve halk burada demokrasi, barış, özgürlük için oy vermiş bu taleplerinden vazgeçmez. Vazgeçilemez. Bu güne kadar da bu görülmüştür. Türkiye’de bu güne kadar 35 parti kapatılmıştır. Ne olmuştur, sadece geciktirilme ve erteleme oluyor. Buda sonucu değiştirilmiyor.” ifadelerini kullandı.

‘KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDİKÇE HİÇBİR İKTİDAR AYAKTA KALAMAZ’

Cumhuriyet tarihinde Kürt sorununu çözemeyen hükümetlerin ayakta kalamadığını ileri süren Birdal, şöyle devam etti: "AKP’yi de götürecektir. AKP’nin telaşı kaygısı budur. Bu sorun çözülmedikçe hiçbir iktidar ayakta kalamaz. O nedenle bu sorunu demokratik anayasa çerçevesinde barışçıl çözümün mümkünken ne yazık ki yeniden bir kaosa sokulmuştur. O nedenle kişilere bağlı siyasetleri hedef almak ve olmazsa olmaz demek doğru değil.” ifadesini kullandı.

Yalçın Akdoğan’ın açıklamalarını sert bir dille eleştiren Birdal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akdoğan’ın hezeyanına bakın. Böyle bir gazetecilik olur mu? Sokmuşlar oraya sipariş sorular. Böyle şey olmaz. Halkların Demokratik Partisi'nin karşılığının olmadığını söylüyor. Senin karşılığın ne? Despotizm, hukuk dışılık, savaş yanlılığı… 6 milyon oyun, 80 milletvekilinin karşılığının olmadığını söylemek despotizm ve faşizmdir. O nedenle bir arada yaşama kültürünü demokrasi ve siyaset terbiyesi almaları gerekiyor. Aksi taktirde Türkiye çatışmadan şiddetten, çok zarar görmüştür. Artık süreci heba etmemek gerekiyor. Biraz makul olmak gerekiyor. Uluslararası güçlerin verdiği destekle kabadayılık olmaz. Bu mahallede insanları bir arada barış içerisinde yaşamalı. Başka mahallede, başka yerlerde sipariş cesaretlenmelerle olmaz. Uluslararası bir takım güçlerin verdiği icazetle kahramanlık yapıyorlar. O nedenle Türkiye dört bir yanıyla bu seçimlerde barış ve kardeşliği yaşamıştır.”

'İÇ GÜVENLİK PAKETİ İLE BARIŞ OLMAZ'

Barış sürecinin seçim öncesinde de toplumun beklentilerini karşılamadığını belirten Birdal, “İç güvenlik paketiyle barış olur mu? O nedenle Türkiye silah alımlarında 11’inci sırada. Barışa niyetlenen bir devlet ya da iktidar politikası bunları yapar mı? Demokratik hakları ve özgürlükleri daraltan iç güvenlik paketini getirir mi? Bunlarda vicdan var mı yok mu? Bence vicdan körelmesi var. Bu vicdan körelmesinden kurtulmadıkça önümüzü göremeyiz.”