HDP İstanbul Milletvekili Sezai Temelli, AK Partinin ülkede gerilim ve şiddetten medet umarak erken seçime gitme hesapları yaptığını, ülkeyi savaşa sürüklediğini savundu. Temelli, "HDP'nin seçim başarısını hazmedemeyenler, HDP'ye yönelik saldırılarını şimdi AKP-MHP şiddet işbirliğiyle yeni bir aşamaya yükseltmişlerdir." dedi.

Mecliste basın toplantısı düzenleyen Sezai Temelli, insanların katliamlar ve savaş ortamında hayatlarını kaybettiğini, Kürt sorununda bir kez daha imha ve inkar siyasetinin devrede olduğunu söyledi. "Binden fazla insanın gözaltına alındığı ve birçok haksız tutuklamaların yapıldığı, yargısız infazların yaşandığı, tüm demokratik eylem ve etkinliklerin fiilen yasaklandığı, muhalif basının hukuksuz şekilde engellendiği, IŞİD tehdidinin içimize kadar girdiği bir ortamda 2016-2017 yılları için toplu sözleşme görüşmelerine başlandı." diyen Temelli, AK Partinin ülkede gerilim ve şiddetten medet umarak erken seçime gitme hesapları yaptığını, ülkeyi savaşa sürüklediğini ileri sürdü.

"HDP'nin seçim başarısını hazmedemeyenler, HDP'ye yönelik saldırılarını şimdi AKP-MHP şiddet işbirliğiyle yeni bir aşamaya yükseltmişlerdir." diyen Temelli, " O zaman başaramadılar, yine başaramayacaklar. Çünkü kaynakların savaşa aktarıldığı bir ortamın bedelini ödeyecek olan emekçiler buna izin vermeyecekler, geleceklerine ve barışa sahip çıkacaklardır. Bu nedenle ülkeyi adeta fiili sıkıyönetim altına alan geçici AKP hükümeti ile toplu iş sözleşmesi yapmanın ne kadar doğru ve gerçekçi olacağına dair kaygılarımız sürmektedir." diye konuştu.

AK Partinin 7 Haziran'daki seçimin ardından tek başına hükümet olma vasfını yitirdiğini dile getiren Temelli, geçici hükümetin yaklaşık 3 milyon kamu emekçisinin, iki milyon emeklinin mali, sosyal, özlük ve demokratik haklarını belirlemeye kalkmasının yasal olarak yetkisi olsa da meşru olmadığını vurguladı.

Temelli toplu iş sözleşmesi masasını sorunlu olarak nitelendirerek, masada sadece yüzdelik zammın konuşulduğunu, kamu emekçilerinin mali, sosyal, özlük ve demokratik hiçbir sorunlarının ve taleplerinin ele alınmadığını belirten Temelli, bütçeden emekçiye ve halka kaynak ayrılmazken örtülü ödenek aracılığıyla kirli savaşlara kaynağın çok rahat ayrılabilmekte olduğunu kaydetti.

Bütçenin halkın ihtiyaçlarına tahsis edilmesi gerektiğini anlatan Temelli, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun, özgür toplu sözleşme ve grev hakkına göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek özelleştirmelerin durdurulmasını talep etti.

Sözleşmeli, taşeron, esnek, kuralsız çalışmanın yasaklanmasının, herkese güvenceli iş ve gelecek sağlanmasının önemini dile getiren Temelli, "Asgari ücret net bin 800 liraya çıkarılmalı, kamu emekçilerine yapılan tüm ek ödemeler emekliliğe ve emekli aylığına yansıtılmalı, çalışanlara verilen promosyon emeklilere de verilmelidir." şeklinde konuştu. Kamu emekçilerine siyaset yapma yasağının kaldırılması gerektiğini anlatan Temelli, idarenin kamu emekçileri üzerinde çeşitli yöntemlerle uyguladığı baskıların son bulması, ayrımcı politikalardan vazgeçilerek özgür örgütlenme ortamının sağlanması gerektiğini kaydetti.