CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Meclis Soruşturma Komisyonu’nda AK Partili üyelerin raporunda "Deliller usulsüz toplanmıştır ve suç işlendiğine ilişkin yeterli şüphe yoktur ve bu nedenle Yüce Divan'a sevk gerekmez" dediklerini ifade ederek, “AKP'li üyeler 'bu olaylar olmadı' demiyor, inkar etmiyor ve vakayı kabul ediyor.” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz ve Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan Meclis'te düzenledikleri ortak basın toplantısında dört eski Bakanla ilgili Soruşturma Komisyonu'nun raporu hakkındaki görüşlerini aktardı.

Türmen, AK Parti milletvekillerinin yazdığı raporun "yeterli şüphe oluşturmak için yeterli dayanak bulunamamıştır" şeklinde bittiğini belirterek, bunun mevcut durumla uyuşmadığını söyledi.

Dört eski Bakan hakkındaki iddiaları anımsatan Türmen, "Yeterli şüphe oluşturmak için yetmez mi? Bütün bunlar gösteriyor ki ortada yeterli şüphe için yeterinden fazlası delil vardır." diye konuştu.

Özgündüz ise, AK Parti üyelerinin "Deliller usulsüz toplanmıştır ve suç işlendiğine ilişkin yeterli şüphe yoktur ve bu nedenle Yüce Divan'a sevk gerekmez" dediklerini ifade ederek, şunları söyledi:

"Bir doğruluk var. Doğru yeterli şüphe yok, şüpheden öte delil var. Şüpheyi aşan şeyler, somut deliller var. AKP'li üyeler 'bu olaylar olmadı' demiyor, inkar etmiyor ve vakayı kabul ediyor. Ancak 'siz bu suçu açığa çıkarırken usulsüz delil topladınız' diyor. Bu argüman da yanlıştır. Bu tamamen bakanları kurtarmaya dönük. Çeyrek asır Cumhuriyet savcılığı yapmış biri olarak söylüyorum. Ben bu davada iddia makamını temsil etseydim kesinlikle iki bakanın rüşvet almaktan mahkumiyetleri yönünde vicdani kanaatime ve delillere göre mütalaa verirdim. Diğer ikisi hakkında da görevi kötüye kullanmak, nüfuz suiistimali suçu sabit olduğundan mahkumiyet mütalaası verirdim."

Aldan da, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 138. maddesinin yanlış tanımlandığını, bu maddenin tesadüfen elde edilen delili düzenlediğini anımsattı.

Aldan, "Madem ortada yasak bir delil, yasa dışı elde edilen bir şeyler vardır. Neden AKP bu Soruşturma Komisyonu'nun kurulmasına onay vermiştir, araştırma gereği duymuşlardır?" diye sordu.

Türmen, gazetecilerin muhalefet şerhine ilişkin soruya, "Yazdığımız muhalefet görüşüne verirken zaten 'biz bunu esas raporu görmeden yazdık, onun için esas rapor çıktıktan sonra görüşlerimizi bildirme hakkını saklı tutarız' dedik. Meclis Başkanı'na gittik ve Meclis Başkanı da bunu hukukçulara inceletip, cevap vereceğini söyledi. Henüz cevap gelmedi, bekliyoruz" yanıtını verdi.

Raporun, Meclis TV'nin yayın yapmadığı Pazartesi günü görüşüleceğini söylentilerinin belirtilmesi üzerine Özgündüz, bunun AK Parti'nin klasik taktiği olduğunu belirterek, "Kuvvetle muhtemel Meclis'in kapalı olduğu gün bu rapor görüştürülecektir diye düşünüyoruz. Bu iletişim çağında ne yaparlarsa yapsın bu işin üstünü örtemezler." diye konuştu.

Aldan da rapor Genel Kurul'da görüşüldükten sonra parti olarak bununla ilgili bazı özel çalışmaları olacağını bildirdi.

Charlie Hebdo'nun son sayısı hatırlatılarak, bunun yeni bir tartışmaya yol açıp açmayacağına ilişkin soruya Türmen, şu yanıtı verdi:

"İfade özgürlüğü bir dinin inananlarına hakaret etmeyi kapsamaz. Ama ne zaman hakaret vardır ya da ne zaman yoktur bu ince bir çizgidir. O çizgiyi iyi, doğru çizebilmek lazım. Bir dini eleştirmek ifade özgürlüğüne girer, hakaret değildir, eleştiri yapılabilir ama hakaret girmez. Bütün bunlar hiçbir şekilde hukuk dışına çıkarak insanların öldürülmesini haklı göstermez. İfade özgürlüğüne aykırı bir durum varsa bunun hukuki yolları vardır ve o yollara gidilir, hak aranır. Hiçbir şekilde silah kullanarak karikatürleri çizen insanların öldürülmesi haklı görülemez."