7 Haziran seçimlerinde CHP Ankara milletvekili olarak yeniden Meclis’e giren Aylin Nazlıaka, yeni dönemde özgür bir basın temennisinde bulundu. TBMM’de kaydını yaptırdıktan sonra konuşan Nazlıaka, “Önümüzdeki sürecin, basının da özgür olacağı, ifade özgürlüğünün ülkemizde daha net hissedileceği, güçler ayrılığının olacağı, laik, demokratik, aydınlık bir Türkiye olmasını” dilediğini söyledi.

7 Haziran seçimlerinde milletvekili olmaya hak kazananlar, TBMM’ye kayıt olmaya devam ediyor. Bugün de CHP’nin Ankara milletvekilleri TBMM’ye gelerek kayıtlarını tamamladı ve rozetlerini aldı.

Aylin Nazlıaka da kayıt olmaya eşi ve küçük oğlu Demir ile birlikte geldi. Rozetini oğlu Demir’e taktırmak istese de küçük Demir gazetecilerden çekinince rozetini eşi taktı. Aylin Nazlıaka ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Nazlıaka, “4 yıl önce de buraya eşim ve iki oğlumla gelmiştim. Bugün buradaysam bunu öncelikle oğlum Demir, oğlum Berke’ye ve eşime borçluyum. Önce onlara teşekkür ediyorum. Bunu aynı zamanda CHP ailesine borçluyum. Biliyorsunuz biz bir ön seçim yaptık ve ön seçimde partimiz beni Ankara’yı temsil etmeye layık gördü. Ondan sonraki süreçte de örgütümüzle birlikte çok güzel çalışma yürüttük. Teşekkür borçlu olduğum bir kesim daha var o da Ankaralı ailem. Ankaralılar bizi layık gördükleri için oy verdiler ve o sayede bugün buradayız. Ve tabi en büyük ailem, Türkiyeli ailem, onlara da teşekkür borçluyuz. Çünkü CHP’yi onurlandırdılar.” diye konuştu.

BUNDAN SONRA SİYASETÇİLER KONUŞMALI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koalisyona yönelik açıklamaları sorulan Nazlıaka, şu cevabı verdi: “Önümüzdeki süreç tek kişinin şekillendirebileceği bir süreç değildir. Önemli olan gerçekten partilerin sorumlu bir siyasetçi olma yaklaşımı ile hareket etmesidir. Siyaset demek, diyalog kurma, uzlaşma yaratabilme sanatıdır. Onun için kendisinin eski genel başkanımızla yapmak istemiş olduğu görüşmeye de genel başkanımız olumsuz yaklaşmadı. Ancak burada asıl irade TBMM’de olacaktır. Bu yetkiyi almış olan TBMM temsilcileri olan milletvekilleri en doğru şekilde sürecin şekillenmesine uygun zemini hazırlayacaktır. Çünkü bu seçime yüzde 86,3 gibi yoğun katılım oldu. Millet sözünü sandıkta söyledi. Bundan sonra konuşması gereken, aksiyon alması gereken siyasetçilerdir. Siyaset dünyası kendi sorumluluğunu özümseyecek ve demokrasiyi içselleştirmiş bir yapıyı kurgulayacaktır.”