Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili adayı Ali Babacan, "Partinin adına 'AK' deyip de şeffaflık ve yolsuzluklarla mücadele konusunda belli bir duruş ortaya koymazsanız, bu bir beka meselesi haline gelir." dedi.

NTV’de Oğuz Haksever’in sorularını cevaplayan Babacan, 7 Haziran’da oldukça kapsamlı bir beyanname açıkladıklarını ancak beyanname içindeki unsurların tanıtımıyla ilgili başarılı bir performans sergileyemediklerine söyledi.

Konuşmasında “Tutamayacağınız sözleri vermemeniz gerekiyor.” vurgusu yapan Ali Babacan, şeffaflıkta önemli adımlar attıklarını ancak sorunların da var olduğuna değinerek, şu tespitini aktardı: “Yolsuzluk meselesi her ülkede az ya da çok var. Türkiye’yi az grubuna yönlendirmek için adım atmak gerekiyor. Seçilmişler için etik kurallar silsilesi var. Atanmışlar için de. Bu etik kurallar son 20 yılda ortak aklın oluştuğu kurallara dönüştü dünyada. Kuralları yazılı hale getirmek gerekiyor. Kurallara uymayanları da cezalandırmak gerekiyor. AK Parti ne demek? AK yani beyaz, lekesiz. Bu mesela parti için bir beka meselesidir. Partinin adına 'AK' deyip de şeffaflık ve yolsuzluklarla mücadele konusunda belli bir duruş ortaya koymazsanız bu bir beka meselesi haline gelir. Burada neler yapılacağıyla ilgili somut adımları listelemiş durumdayız. Kanun metinlerimiz satırına, virgülüne kadar hazır. Daha önce dört siyasi partinin oluşturduğu etik kurallar listesi var. İnşallah seçimlerden sonra da bütün siyasi partilerin bir araya gelip bir etik kurallar listesinin oluşturulmasını istiyoruz. Etik kurallar bazı uygulamalar var, meğer bu uygulamaların olmaması gerekiyor. Muhalefet partilerinden de bu konularda ciddi açıklamalar var. Bu da çok güzel. Seçim sonunda sonuç ne olursa olsun bu konuyu önem vermek en birinci öncelik olmalı. Güven esassa bu meselenin üzerine gitmemiz gerekiyor.”

“DİĞER PARTİLERİN ASGARİ ÜCRET KONUSUNDAKİ İNANDIRICILIĞI AK PARTİ KADAR İYİ DEĞİL"

Babacan, diğer siyasi partilerin asgari ücret konusundaki inandırıcılığının AK Parti kadar iyi olmadığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Burada rakamın ne kadar olacağı ve olması gerektiği konusunda ciddi hesaplar yapıldı. Sahada ücretler ne? Asgari ücret her yerde aynı ödenmiyor. İstanbul’da 1000 liraya işçi çalıştırılamıyor, mümkün değil. Ama bugün başka bir şehirde 1000 lira vermek, işveren için mümkün değil. Bunun için sahada araştırma yapılması gerekiyor. Aralık 2016 geldiğinde asgari ücretin 1300 lira olmasını istiyoruz. Nihayetinde bir asgari ücret komisyonu var. Hükümetin de bir rolü var. Oldukça etkin bir yol. Olması gereken işçi ile işverenin oturup anlaşması. İşin mekanizmasını ve özelliğini dikkate almamız lazım. Bakanlar Kurulu kararı ile kanunla olacak bir şey değil.”

İşverene vergi yükü konusunda büyük bir kısmını zaten hükümetin üstlendiğini hatırlatan Ali Babacan, "Seçimler geçsin, zaten asgari ücret tespiti aralık ayında yapılır. Üzerinde çalışılabilecek çok unsur, 1300 lira nokta değil. İşvereni zora sokmak istemeyiz. Kayıt dışılığı artırmak istemeyiz. İş tehlike sınırına göre ayrı ayrı asgari ücret tespiti mümkün. Bunu da daha önce açıkladı. 17 milyon insan var asgari ücretle ilgili." diye konuştu.