MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’daki terör saldırılarının ardından hem Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hem de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşme taleplerini geri çevirmesini "Faydası olsa Fizan'da da olsa giderim." diye değerlendirdi. Bahçeli, ayrıca "Erken bazı tespitlerle gerçek terör örgütünü gizlemenin bir anlamı yoktur." diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Habertürk - SHOW TV ortak yayınında Dilem Arslan Yılmaz'ın sorularını cevapladı.

Bahçeli’nin programdaki ilk değerlendirmesi, Ankara’daki terör saldırısı hakkında oldu: “Bu program milletçe çok acı bir dönemden geçtiğimiz zamanda yapılıyor. Ankara'da 99 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, çok sayıda vatandaşımızın yaralandığı bir katliamla karşılaştık. Ankara'daki eylemi yapan DİSK, KESK, Türk Tabipler Birliği gibi tecrübeli, çok sayıda eylem yapmış grupların daha tedbirli olmaları gerekliydi. Emniyet güçleri ile koordineli çalışmaları gerekli idi. Terörün tırmandığı ortamda tertip heyeti hassas olmalıydı. Erken bazı tespitlerle gerçek terör örgütünü gizlemenin bir anlamı yoktur.”

İSTİFALARIN ÖNEMİ YOK

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun mayıs ayında bu bilgiye ulaştıysa, 4 ayda tedbir almama acziyetinde bulunduğunu savunan Bahçeli, "Sayın Başbakan'ın biraz az konuşmasında fayda vardır. Suçlamaları önlemek için istifaları önlemenin anlamı yoktur. Emniyetteki 3 görevden alma toplumu rahatlatmıştır. Suruç ve Ankara katliamını yakından incelemekte fayda var. 20-25 gün kaldı seçime, seçim hükümeti olduğundan dolayı şu an istifaların da önemi yoktur." şeklinde konuştu.

Terörle mücadelede esas önemli olanın istihbarat olduğunun altını çizen MHP lideri Bahçeli, "Bombalar Ankara'ya taşınıyorsa burada bir zafiyet vardır. Bizim bilmediğimiz bir şey varsa, öğrenebilmek için iktidarın açıklamalarını beklemek lazım. Sayın Cumhurbaşkanı ilk defa bir anayasal görev üstlenmiş, DDK'yı görevlendirmiş. Bu hayırlı bir adımdır. DDK önemli bir kuruldur. Ne milleti ne de Sayın Cumhurbaşkanı'nı fazla bekletmesinler, gereğini yapsınlar." diye kaydetti.

Bahçeli’nin saldırı ile ilgili gelen yayın yasağı hakkındaki değerlendirmesi ise “Olayın aydınlatılmasındaki basın görevi sınırlandırılmamalı. Basının, konunun üzerine gitmesine imkan sağlanmalıdır.” şeklinde oldu.

IŞİD’İN YOK EDİLMESİ LAZIM

Saldırının ardından Davutoğlu ile neden görüşmediği sorulan Bahçeli, “Başbakan kendisi... Milli İstihbarat Teşkilatı kendisine bağlı. Bizimle bir araya gelerek deklarasyon yayınlamasına ne gerek var? Davutoğlu rahat olsun, biz başarı görürsek destek veririz. TSK'da, MİT'te yetişmiş çok başarılı uzmanlar var. Bunların arkasına sağlam bir siyasi irade gelirse terörün kökü kazınır.” değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “IŞİD, İslam'ı çok farklı ve yanlış yönlendiren bir örgüttür. Bu örgütün yok edilmesi lazımdır. Örgüte katılımları azaltmak için ise İslamiyet'in doğru anlatılması gerekmektedir.” diye ekledi.

NEDEN GÖRÜŞMEDİ?

Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşme talebini reddetmesini ise şöyle izah etti: “Kılıçdaroğlu, Başbakan'dan görüşme talebi almıştır ve gitmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, toplantıdan sonra toplantının detaylarını paylaşmıştır. MHP, zamanlama açsısından bunun doğru olmadığını söylemiştir. Toplumda iktidar partisinin teklifini reddederek muhalefetin teklifini kabul etmemek yanlış algıya sebep olabilir. Muhalefet olarak görüştük, dertleştik ne olacak? Faydası olsa Fizan'da da olsa giderim. Bir partiyi itibarsızlaştırmak etik açısından doğru değil. Seçim sonuçlarını esas aldığınız vakit seçim hükümeti kurulabilirdi. Biz bunun etik olmayacağını söyledik. Sayın Davutoğlu, hükümeti kurma görevini aldıktan sonra CHP ile görüşmüştür. Tabiidir ve doğrudur. Bundan sonra da MHP'yi ziyaret etmiştir. Bize geldiğinde 5 kişi, onlardan 5 kişi de bizden vardı. Sayın Davutoğlu, gelişmelerden bilgi verdikten sonra CHP ziyaretinden bilgi verdi. MHP, o gün orada çok şey ifade etmiştir. Toplantıdan sonra kamuoyunda söylediklerini sayın Başbakan'a tekrarlamıştır. Çözüm süreci ekseninde bir hükümet kurulamazdı. Kendilerini tebrik ettik ve yollarının açık olmasını söyledik. İkinci görüşmede ise sayın Davutoğlu, değerli bir bakan arkadaşı yanına alarak geldi.”

HAYIRDA HAYIR VARDIR

MHP liderine ayrıca 7 Haziran seçimlerinden sonra bütün koalisyonlara kapılarını kapatması soruldu. Bahçeli, “Biz orada çok şey ifade ettik. Türkiye'de azınlık hükümeti kurulamayacağı ifade ettik. Tarihimizde 11 koalisyon kuruldu. Biz de en uzun koalisyonun ortağı olduk. Birinci koalisyon ihtimali AKP - HDP, ikinci koalisyon ihtimali AKP-CHP-HDP olarak söyledik. 'Bize de ana muhalefet görevi düşüyor' dedik. Biz de bu görevi bütün milli hassasiyetiyle yerine getirirdik. MHP'ye milletimiz çözüm bloku karşısında ana muhalefeti verdi. ‘Eğer çıkmazda iseniz millete gideceksiniz’ demişiz. Neye ‘hayır’ demişiz? Azınlık hükümetine, tekrar seçime ‘hayır’ demişiz. ‘Hayır’da hayır var demişiz.” ifadelerini kullandı.

O ÇANTADA NELER VAR?

Devlet Bahçeli, şöyle devam etti: “İkinci ziyareti yaptı sayın Başbakan. Görüşmeler çok sıcak ve samimi bir ortamda gerçekleşti. Sayın Başbakan 32 gün süren CHP-AKP görüşmesinden bir koalisyon olamayacağını söyledi. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi'nin nelere 'hayır' dediğini teker teker saydık. Azınlık hükümetine katılmayacağımızı söyledik. 4 temel ilkemizi saydık. Birincisi; Anayasa'nın ilk dört maddesi ön şartımızdır. İkincisi; çözüm sürecinin tasfiyesi. Çözüm buzdolabında ise fişinin çekilmesi. Üç; rüşvet ve yolsuzluk olaylarının, ucu kime dokunursa dokunsun üzerine gidilmesi. Dört; Cumhurbaşkanı'nın sınırlarına çekilerek kuvvetler ayrılığı ilkesinin sağlanması. Bunun üzerine sayın Başbakan, görüşlerini söyledi ve görüşmelerin gizli kalmasını istedi. Konuşulanların ‘burada kalmasını’ istedi. Ben de kamuoyuyla paylaşmıyorum. Sayın Başbakan'ın ricası bu. Bunu sayın Başbakan anlatabilir, sayın Faruk Çelik anlatabilir. ‘CHP ile görüşmenizde yarar var’ diye tekrarladım. Çantama uzandım, çantamı açtım, bazı dosyaları Sayın Başbakan'a açtım. O da yanında evrak çantası vardı, onu açtı. Bizimle görüşmek için neler konuşulabilir onları hazırlamış.”

"Çanta’da neler var?" diyen Bahçeli, şunları aktardı: Çözüm süreci aldatmacasının sona erdirilmesi. PKK'ya işlem neden yapılamıyor? Açılım ve çözüm bloku. Çözüm süreci-barış sürecinde ne dediniz, ne yaptınız, hangi konuşmayı nerede yaptınız bu dosyada var. Koalisyon protokolü için önerilerimiz, yani iki partiyle koalisyon nasıl olur. Bakanlık dağılımı, mevcut bakanlıklar ve kurumlar. Bu dosyaları vermedim. ‘4 şartın kabul edilemeyeceğini ifade ederek’ bu koalisyonun olmayacağını söylediler. Meclis'i erken seçime davet etmeyi düşünüyorlardı. 4 ilkemizi göz önünde bulundurarak buna destek vermeyeceğimiz nedeniyle görevi iade edip seçim hükümetini kurma yoluna gitmeyi tercih ettiler. Bir açıklama yapma gereğini ifade ettiler. ‘Buyurun zat-ı aliniz ifade etsin’ dedik. Odalarına gittiler ve 1 saat sonra her şeye ‘hayır’ dediğimizi söylediler. Algı yönetimi böyle başladı.”

DOLMABAHÇE'DE 10 MADDEYİ KABUL EDİYORSUNUZ DA BİZİM 4 MADDEYE NİYE 'HAYIR' DİYORSUNUZ?

Ardından yaklaşan 1 Kasım seçimleri hakkında değerlendirme yapan Bahçeli, kamuoyu araştırması yaptırmadıklarını söyledi. "Televizyonlarda aynı 5 kamuoyu araştırma şirketi çıkıyor. Nereye bakarsanız bunlar. Biz de bunları takip ediyoruz." diyen Bahçeli, "Diyorlar ki ‘7 Haziran'daki sonuçlardan bir farklılık olmayacak.’ Böyle bir sonuç çıkarsa Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni senaryolarıyla mı karşılaşacağız, yoksa Türkiye'yi bu bataktan çıkaracak yeni bir yapı mı kuracağız. Biz, HDP hariç 4 maddemiz çerçevesinde herkesle koalisyon kurmaya hazırız. Çok benzeşen partiler bir araya gelip hükümet kurabilirler. Dolmabahçe'de 10 maddeyi kabul ediyorsunuz da bizim 4 maddeye niye hayır diyorsunuz? HDP'den 57 vekilin kaymasıyla tek başına iktidara uğraşıyorlar. 1 Kasım seçimlerinde MHP'ye kayış olacağı kanaatindeyim. Kim hangi araştırmayı yapıyorsa yapsın, millet son sözü söylemedi. Dilerim sokakta değil, sandıkta olur.” ifadelerini kullandı.

RESMİ DİL TÜRKÇE VURGUSU

MHP lideri Bahçeli, bir başka soru üzerine de terörle mücadele konusunda “Her gün şehit için ağlayacağımız yerde gerekli tedbiri alacaksınız. Kürt kardeşlerimizin sorunu varsa, bunlar demokratik şekilde oturulur konuşulur. Kürt sorunu yoktur, bölücü terör sorunu vardır. Her türlü siyasi, ekonomik faaliyetler var. Herkes anadilini evinde barkında konuşuyor. Bunlar sorun olacak şeyler değil. Ana dilinizi konuşabilirsiniz ama Türkçe'de birleşeceğiz. Resmi dil Türkçe’dir.” değerlendirmesini yaptı.

BİR ÜLKÜCÜ, RECEP TAYYİP ERDOĞAN TARAFINDAN KANDIRILAMAZ

Devlet Bahçeli, partideki konumu hakkında da “Devlet Bahçeli ile MHP seçmenini ayırmak aptallıktır. MHP'yi benden nasıl koparacaksınız, beni MHP'den nasıl koparacaksınız? Kimse milliyetçileri küçümsemesin. Bir ülkücü, Recep Tayyip Erdoğan tarafından kandırılamaz, kandırılırsa zaten ülkücü değildir.” dedi.

AKŞENER’İ LİSTEYE ALMAYAN BENİM

Son olarak da partisinden ayrılıp AK Parti’ye geçen ve seçim hükümetinde görev alan Tuğrul Türkeş'in sorulması üzerine Bahçeli, “Tuğrul Türkeş'in ayrılması bizden sebep değildir. Akşener'i listeye almayan benim. Nedeni ulu orta konuşulacak şeyler değil. Hanımefendi biraz dinleneceklerdir. Öteki (Sinan Oğan) zaten başvuru yapmamıştır. Partimizden ihraç edilmiştir.” açıklamasında bulundu.