MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yüce Kitabımız Kur'ân–ı Kerîm'i Siirt’te meydanda eline alıp siyaset aracı yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, günahkarlıkta yeni bir terfi almıştır." dedi. Manisa'da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuşan Bahçeli, Manisa’nın yanlışa aman, ihanete prim, bölünmeye izin ve dağılmaya fırsat vermeyeceğini kaydetti. Bahçeli, “Sizler Manisa’dan ‘Şehitler ölmez’ diye bağırdıkça fason başbakan Ankara’dan huzursuz olmuştur. Sizler Manisa’dan ‘Vatan bölünmez’ diye haykırdıkça uydu başbakanın Ankara’da uykuları kaçmıştır. Sizler Türkiye’nin yanında durdukça, milli birlik ve kardeşliği samimiyetle savundukça saraydakinin keyfi bozulmuş, yüzü asılmıştır.” dedi.

'DAVUTOĞLU, DİYANET ÜZERİNDEN MEYDANLARDA BİLİRKİŞİLİK TASLIYOR'

Milli şuurun Manisa’da olduğunu, milliyetçi coşkunun Manisa’nın her yerine sindiğini dile getiren Bahçeli, “Müslüman Türk milletinin en güzel hasletlerine sahipsiniz. Kardeşlikle geçen Türk asırlarının mirasına leke sürdürmüyorsunuz ve elbette istismarcıların oyunlarını ibretle izliyorsunuz. Başbakan, maneviyat sömürüsünde Erdoğan'la yarışmaktadır. Bunu da görüyorsunuz. Davutoğlu Diyanet üzerinden meydanlarda bilirkişilik taslamaktadır. Kudüs’ü saygısızca siyasete alet etmektedir. Adıyaman’a gidip sahabelerin ruhlarını incitmektedir. Davutoğlu dün Adıyaman’da, ‘Biz milleti birleştirmeye yürürken HDP zihniyeti bölmeye kalkıyor.’demiştir. Manisalının feraseti yüksektir. Manisalının aklı ve zekası hamdolsun yerindedir ve de her şeyi takip etmektedir. Davutoğlu HDP’nin bölücülüğünü biliyor idiyse 28 Şubat’ta Dolmabahçe Sarayı’nda sahnelenen rezil görüntülere nasıl izin vermiştir? HDP’liler İle AKP’li bakanlar koro halinde İmralı canisinin 10 maddelik ihanet metnini okurken Davutoğlu neredeydi, nereye saklanmıştı? Oslo’da masa kurulurken Davutoğlu nerelerde geziyordu? İmralı’ya kosterler gidip geldikçe hangi yalanı söylüyor, hangi selamı vermekle meşgul oluyordu? Davutoğlu’na başbakan demek için bin şahit gerekecektir.” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Davutoğlu’nu fikren ve ahlâken iğfal ettiğini söyleyen Bahçeli, “PKK’yla pazarlık yapanlar, İmralı canisinin kapısında nöbet tutanlar sandık görününce kostüm ve ağız değiştirmişlerdir. AKP zayıflamaktadır. AKP her gün güç kaybetmektedir. AKP iniştedir, düşüştedir. 7 Haziran’dan sonra AKP artık iktidar olmayacaktır. Türk milleti buna müsaade etmeyecektir.” şeklinde konuştu.

'ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU MANEVİYAT SÖMÜRGESİNE HIZ VERDİ'

Manisalılardan, seslerinin kaçak ve karanlık sarayda çınlamasını isteyen Bahçeli, “7 Haziran’da bizimle yürümeye var mısınız? 7 Haziran’da MHP’yi destekleyip Türkiye’yi münafıklardan temizlemeye tamam diyor musunuz? MHP’nin iktidarına hazır mısınız? Bunun için söz veriyor musunuz? Bu evetler BOP eş başkanını perişan etmektedir. Bu evetler 23 Nisan başbakanı Davutoğlu’nu korkutmaktadır. Bu nedenle Erdoğan ve Davutoğlu maneviyat sömürüsüne hız vermişlerdir. Yüce Kitabımız Kur'ân–ı Kerîm'i Siirt’te meydanda eline alıp siyaset aracı yapan Erdoğan, günahkarlıkta yeni bir terfi almıştır. Hatırlayınız, bunlar Ku'ân’dan pasta yapıp yiyenlerle, ayetlerle dalga geçen iblis elçilerini koruyup kollamışlardır. Recep Tayyip Erdoğan eline almış mukaddes Allah kelamını, halka doğru sallıyor. Behey gafil, milletimizin inancı tamdır, imanı bütündür. Cenab–ı Hakk'ın mesajına karşı en küçük bir inanç gevşekliği yoktur. Ne şimdi İslam’la tanışmış, ne İslam’ı seninle tanımıştır. 17-25 Erdoğan, sana sesleniyorum, kendine gel, haddini bil, küfre sapma. Bu büyük millet Ebul Gazi Bahadır Han’dan bu yana asırlardır bu kutlu yolun yolcusudur. Yüreğinde asırlardır Allah inancı vardır. Gönlünde asırlardır Kur'ân’ın mesajı vardır. Bileğinde asırlardır İslam’ın kuvveti vardır.” dedi.

'BUNLAR ALLAH’IN EMİR VE YASAKLARINI ÇİĞNEDİLER'

Bahçeli, şöyle devam etti: “ Elindeki Kur'ân’ı göstereceğin millet, Müslüman Türk milleti değildir. O zaten İslam’la şereflenmiştir. Elindeki Kur'ân'ı işaret edeceğin yer vatanımın toprakları değildir. Bu topraklar zaten İslam’la kucaklaşmıştır. Eğer göstereceksen Kur'ân–ı Kerîm'imizi, bunu tebliğ edeceğin yer Anadolu beldeleri değildir. Şayet gösterecek idiysen Papa heykelleri önünde imza atarken aklın neredeydi? Müslümanları küresel zulümlere sürüklediğin Büyük Ortadoğu Projesi'nin taşeronluğu Hristiyan efendilerince boynuna asıldığı anda sıkıysa Kur'ân'ı orada gösterebilseydin. İncil tutan ellerden medet umdun. Müslüman kanı döken niyetlerden gelecek bekledin, menfaat aradın. İslam’a en çok zarar veren zümre iktidardadır. İslam'ı ve Efendimiz'in mesajlarını en fazla inciten, asıl anlamından savuran izansızlar iktidardadır. Bunlar Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnediler. Rüşvet aldılar, rüşvet verdiler. Çaldılar çırptılar, 17-25 Aralık’ta ayakkabı kutularını sizlerden aşırdıklarıyla doldurdular. Beytülmala el uzattılar, kul hakkını umursamadılar. Haşa, hırsızlık Müslümana caiz oldu da bizim mi haberimiz yoktur? Rüşvet helal kılındı, yalan, riya, arsızlık, ahlâksızlık inancımızın bir şartı oldu da Manisa mı habersizdir? İsraf, kayırmacılık, sömürü, edepsizlik meşru kılındı da biz mi farkında değiliz?”

'AKİF’İN GEMİCİKLERİ YOKTU, HER YERE YÜRÜYEREK GİDERDİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sıkıştığı her fırsatta vatan şairi Mehmet Akif’ten şiirler okuduğunu, yeni bir istismar kampanyasına imza attığını ileri süren Bahçeli, “Buradan Erdoğan’a diyorum ki merhum Akif’in ismini bir daha ağzına alma. Elini yıkamadan, adalette aklanmadan, tövbe etmeden Yüce Kitabımız'dan da uzak dur. Akif ne para çaldı, ne de çocukları yatak odalarına para kasaları sakladı. Akif’in haram parası yoktu, helalinden yaşadı. Akif’in gemicikleri yoktu, her yere yürüyerek giderdi. Akif’in sarayları yoktu, mütevazi hanelerde yaşardı. Akif’in uçakları yoktu, devletten ödülünü bile almadı. Ya Erdoğan’a ne demeli? Kol bacak koparmaktan bahseden ya Davutoğlu’na ne söylemeli? Ya 17-25 çetesini nasıl görmeli, nasıl değerlendirmeli? İslam’la aldatanlar, Allah’la aldatanların sonu gelmiştir. Elinde Kur'ân sallayarak başkanlık propagandası yapan şahıs amacına ulaşamayacaktır. Türk milleti, Erdoğan ve Davutoğlu’nun başını çektiği haram ve hıyanet şebekesine haddini bildirecektir. AKP’nin saltanatı 7 Haziran’da sona erecektir. AKP’nin karanlık serüveni 7 Haziran’da son nefesini verecektir.” diye konuştu.

Bir sebeple AKP’ye oy vermiş vatandaşların, günaha ortak olmamalarını isteyen Bahçeli, “Yıllardır bir umuttur diye AKP’ye destek veren kardeşim, gel bu haram kervanına katılma. CHP’ye ve diğer partilere oy vermiş kardeşim, gel bu kez Türkiye’nin yanında dur. ‘Kime oy vereceğim belli değil, kararsızım.’ diyen vatan evladı, gel birlikte olalım, birlikte Türkiye’nin kurtuluşuna omuz verelim. Hırsıza karşı, yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa ve yasaklara karşı, teröre, tavize, onursuzluğa karşı, haramzadelere karşı, despot ve tiranlığa özenen 17-25 Erdoğan’a, icazetli ve vesayetli başbakanlık yapan Davutoğlu’na karşı toplumsal onarım, huzurlu gelecek için bizimle yürü Manisa.” dedi.

'ERDOĞAN TARAFSIZLIĞINI YEDİ YUTTU'

Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı'nın ağırlığını taşıyamadığını belirten Bahçeli, “Anayasa suçu işlemiştir. Görevinin gerektirdiği tarafsızlığı alt üst etmiştir. Erdoğan AKP’nin fiili eş genel başkanı gibi konuşmaktadır. Açılıştan açılışa koşmaktadır. Değişik kurum ve kuruluşların etkinliklerine kendisini davet ettirip gündemle ilgili atıp tutmakta, başkanlık falı açmakta, yeni anayasa dedikodusu yapmakta, yeni Türkiye rezilliğini savunmaktadır. Erdoğan milletin oyuyla işbaşına gelmiş ilk cumhurbaşkanı olması nedeniyle kenarda beklemeyeceğini söylemektedir. Parlamenter sistemi bekleme odasına tek başına alma teşebbüsünde bulunan bu adam Türkiye’yi kenara çekmek, Türk milletini kenara itmek üzeredir. Türk milleti, Erdoğan başkan olsun diye oy vermedi. Manisalı kardeşim Erdoğan siyaset yapsın, fitne ve gıybete batsın diye seçimini yapmadı. Erdoğan madem siyasete bu kadar meraklıdır, madem Cumhurbaşkanı olduğunu unutarak siyasi irade adına konuşmayı kendisinde hak görmektedir, o zaman bulunduğu makamdan derhal istifa edecek ahlâkı sergileyebilmelidir. Erdoğan, tarafsızlığını yemiş yutmuştur. Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Görevine başlarken bunun için şerefi ve namusu üzerine yemin etmiştir. Şeref ve namus kavramları, bundan nasibini alanlar için elbette mukaddestir fakat Erdoğan bundan bağımsızdır. Yeminlerini ezen ve unutan birisinin tarafsız kalmasını beklemek, bu nedenle imkansızdır. 17-25 Erdoğan ahlâkın, hukukun, milletin ve demokrasinin karşısında çok açık taraftır.” şeklinde konuştu.

'ERDOĞAN TÜRK TİPİ DEĞİL, TAYYİP TİPİ BAŞKANLIK HAYALİ KURMAKTADIR'

Erdoğan’ın kurucusu olduğu AK Parti'nin, haramilik düzeninin tarafı olduğunu söyleyen Bahçeli, “İmralı canisi ile başlattığı ihanet sürecinin tarafıdır. Türkiye’yi soyanların tarafıdır. İhale mafyalarının, imar çetelerinin, havuzcu yandaş işadamlarının tarafıdır. Rüşvetçi şarlatanlarının tarafıdır. 700 bin liralık rüşvet kol saatinin, villada sıfırlanan haram paraların, ayakkabı kutularının tarafıdır. 17-25 Erdoğan taraftır. Bu nedenle şeref ve namusu üzerine ettiği yemini hatırlatmak boşunadır. 'İmralı canisi ile görüşen de bunu ispat edemeyen de şerefsizdir, alçaktır.' diyen, sonra bunu kendisi itiraf etmek zorunda kalıp şeref ve alçaklık bahsinde sıfırlanan bir kişiye neyi anlatacaksınız, neyi hatırlatacaksınız? Recep Tayyip Erdoğan aslında Türk tipi değil, Tayyip tipi başkanlık hayalleri kurmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisine bağlandığı, yasama organı Meclis’in kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır. Beştepe’nin, başkanlık sisteminin faziletleri konusunda söylediklerinin tümü yalandır ve aldatmacadır. ‘Türkiye prangalardan kurtulsun ve şaha kalksın, daha hızlı karar alınsın, daha süratli iş yapılsın.’ sözleri, gerçek ve sinsi amaçların üzerini örtmek için piyasaya sürülen yalanlardır. Amaç başkadır, hesap başkadır. Başkanlık, federasyon demektir. Bu da Türkiye’yi bölünmeye götürecektir. İmralı canisi ile pazarlıklarda, yeni anayasa ile bölünme yolunun açılması amaçlanmaktadır. Başkanlık sistemi, bu ihanet sürecinin sonuçlandırılması için istenmektedir. Beştepe hanedanı ve AKP yönetimi aileboyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmıştır. 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarının bir daha açılmamak üzere kapatılması ve bu rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan’ın bütün yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesine bağlıdır. Yeni anayasa ile başkanlık sistemine geçilmesi bunun için istenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan tipi başkanlık sistemi, Türkiye’nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır. Tek adam diktatörlüğünün beratıdır. Hırsızlık ve yolsuzluk ruhsatıdır. Beştepe’nin ve peşinde sürüklenen AKP’nin yeni Türkiye”den anladıkları ve murat ettikleri budur. İstedikleri ve amaçladıkları bölünmenin, hırsızlık ve soygunun, hukuksuzluk ve zorbalığın önünün açıldığı, bu konuda Erdoğan’ın sınırsız yetkili olduğu karanlık bir Türkiye’dir. Erdoğan’ın gizli ve sinsi amaçları bunlardır.” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasının ardından İzmir’de düzenleyeceği mitinge katılmak üzere Manisa’dan ayrıldı.