Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Her beş senede bir, on senede bir o okuldan çıkan öğrencilerin arkalarında ya da önlerinde komutanları olduğu halde darbe yapmalarını istemiyoruz, bu kadar basit düşünüyoruz. Ankara’nın göbeğinde veya İstanbul’un göbeğinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi istemiyoruz” dedi.
Bakan Akdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Akdağ, şehir hastanelerine ilişkin soru üzerine, "Bilkent gelecek sene bitecek, mükemmel bir hastane olacak. Çevre yollarının yapılmasının peşine düştük. Dünyada böyle bir sistem yok. Klasik usulle yapılan bir hastane daha fazla maliyetli oluyor. Kamu ihale sistemi dışında ama kamu ihale sisteminden daha sorgulayıcı, rekabeti arttırıcı bir sistem. Önce yeterliliği olan firmalardan tekliflerini alıyoruz. Bu tekliflerin içinde puanlama sistemiyle beşini seçiyoruz. Bu beşini ihaleye çağırıyoruz. Tek bir proje için yarışma açıyoruz, zarflar açılıyor. Zarflar açıldıktan sonra açık eksiltmeye gidiyoruz. Açık eksiltmeden sonra en düşük verene pazarlık yapıyoruz" dedi.
Bakan Akdağ, askeri hastanelerin kapatılmasına ilişkin soru üzerine İngiltere’de de askeri hastaneler olmadığını ve 20 yıl önce kapatıldığını belirterek, "Askeri hastane hizmetlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından verilmesi askeri sağlık hizmetlerinin sonu mudur? Hayır, böyle bir iddiamız yok. Ne böyle bir iddiamız var ne de kararname böyle bir şey söylüyor. Silahlı Kuvvetler elbette bu hizmetleri verecek. Nerede verecek? Cephede veya operasyon bölgesinde. Sözleşmeli olabilir, sözleşmeli personel bulmada zorluk çekiliyor. FETÖ’cülerin karargahıydı orası. Cephe ve operasyon bölgesinin gerisinde ihtiyaç var. Gerekirse Sağlık Bilimleri Üniversitemiz askeri öğrenci alır, aynen Gülhane’nin yaptığı gibi askeri öğrenci yetiştirir” şeklinde konuştu.
Harp cerrahisi 5-6 doktorun olduğunu belirten Akdağ, “2 bin 200 kişi bir günde adiler tarafından silahla yaralandı. O 2 bin 200 kişi bu ülkenin şerefli hekimlerince, hemşirelerince tedavi edildi. Ne kadar ihtiyacımız varsa, yan dalı ihtisası açısından biz bunu Sağlık Bilimleri Üniversitesinde yetiştirebiliriz. İstihkam olmasın, bunu belediye mi yapsın? Niye Silahlı Kuvvetlerin mühendis okulu yok? İstihkam birliklerinde mühendis lazım değil mi? O zaman mühendis okulu açmamız lazım. Hangi branşta Silahlı Kuvvetlerin hizmete ihtiyacı varsa hepsini kuralım. Elimizde veriler var. Biz bu işin hastaneciliğini yapacağız, en mükemmel biçimde yapacağız. Silahlı Kuvvetlerimizin her alanda onlara hizmete hazırız. Hakkari Hastanesi terörden dolayı askere devredilmesi gerekiyorsa, orayı sadece askere teslim ederiz. Bizim sivilleştirme çabalarımıza karşı bir dirençtir. Hükümet olarak bu sivilleştirme çabalarını yapacağız. Her beş senede bir, on senede bir o okuldan çıkan öğrencilerin arkalarında ya da önlerinde komutanları olduğu halde darbe yapmalarını, bu kadar basit düşünüyoruz. Ankara’nın göbeğinde veya İstanbul’un göbeğinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi istemiyoruz” dedi.
Üniversite hastanelerinin sorunlarına ilişkin olarak Akdağ, "Üniversite hastaneleri ciddi mali problem içerisinde. Bu konuda rahatsızım, bir an önce halledilmesi gerektiğine inanıyorum. Üniversitelerle görüşüyoruz. Üniversite hastanelerinin yapısal sorunları da var. Üniversite hastanelerine daha fazla para ödeniyor. Kamu hastanelerinin borçluluk oranı yüzde 20’yi geçmedi. Üniversite hastanelerinin borçluluk oranı yüzde 60, yüzde 80’nin üzerine çıkan borçluluk oranı var. Ayakta hastalar için kamu hastanesine 30 lira ödeniyorsa, üniversite hastanelerine 60 lira ödeniyor. Üniversite hastanelerimizin borçluluğu ortadan kaldırılmalıdır. Bunu kaldırırken de bir hastanecilik değişim modeli uygulamalıyız. Sağlık Bakanlığı hastaneleri üniversite hastaneleriyle hemen hemen aynı parayı alıyor. Verimliliği arttıracak bir yapısal dönüşümle birlikte üniversite hastanelerini mutlaka kotarmalıyız” diye konuştu.