AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporunda Türkiye’de Türkler ile Kürtler arasında bir iç savaş olduğu yönünde bir ifade kullanılmaya çalışıldığını belirterek, “İç savaş” sözünün PKK ve HDP’liler tarafından kullanıldığını söyledi.
AB Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporunu değerlendiren AB Bakanı Ömer Çelik, teröre destek verdikleri için tutuklanan bazı HDP milletvekillerine ilişkin “Burada milletvekilliği makamına dönük ya da parlamentoya dönük, parlamentonun dokunulmazlığına dönük bir tavır yoktur. Tam tersine terör örgütüne destek veren kişilere dönük bir tavır vardır” dedi.
“PKK’nın kavramlarının ve söylemlerinin, ilerleme raporu içinde yer alması AB için üzücüdür”
Türkiye’de Kürtler ile Türkler arasında bir çatışma olmadığını belirten ve bazı şehirlerde savaşa benzer koşullardan bahsedildiğini kaydeden Bakan Çelik, bu cümlenin arkasına saklanan mantığı gördüklerini belirtti. Türkiye’de bir iç savaş var gibi bir ifade kullanılmaya çalışıldığının altını çizen Bakan Çelik, “Bu ‘iç savaş’ sözü Türkiye’de gece gündüz PKK tarafından ve HDP milletvekilleri tarafından sık sık kullanılıyor. Bu PKK’nın resmi bazı kavramlarının ve söylemlerinin, resmi formatlarının ilerleme raporu içinde yer alması AB için üzücü olduğu gibi bunlar tarihe geçecek belgelerdir. AİHM içtihatlarına baştan sona aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine saldırıdır bu. Bu şekilde bir değerlendirme yapamazsınız. AB hukukuna da aykırıdır bu” diye konuştu.
AB’nin terör örgütü olarak kabul ettiği bir unsurun halk ile yan yana getirilerek meşrulaştırma gibi bir çabanın içerisine girilmesinin yanlış olduğunu belirten Bakan Çelik, bazı HDP milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili konuda objektif bir değerlendirme yapılamadığını kaydetti. Bakan Çelik, “Dokunulmazlıkların kaldırılması meselesini aslında HDP gündeme getiriyordu. Bunu siyasi bir manivela gibi kullanacaktı. Belli bir aşamadan sonra büyük partilerin hepsi ‘kaldıralım dokunulmazlıkları’ dediğinde bu sefer onlar geri adım attılar” dedi.
Dokunulmazlıkları kaldırılan bazı milletvekillerinin terör propagandası yaptığını ve terörü teşvik ettiğini, bunun doğrudan AİHM içtihatlarına zıt bir konumda bir faaliyet içinde bulunduklarını kaydeden Çelik, “Kimilerinin doğrudan terör örgütüne destek vermesi, malzeme taşıması, PKK terör örgütüne teşvik eden, halkın bazı kesimlerini ayaklanma için kışkırtan, bunlar herkesin gözünün önünde olmuştur. En son günlerce ayaklanma çağrısı yaptılar, ona uyulmadığı zaman milletimize ve Kürt vatandaşlarımıza hakaret ettiler. Burada milletvekilliği makamına dönük ya da parlamentoya dönük, parlamentonun dokunulmazlığına dönük bir tavır yoktur. Tam tersine terör örgütüne destek veren kişilere dönük bir tavır vardır. Pek çok milletvekili gitti ifadesini verdi, bunlar biliyorlardı ki ‘biz böyle bir tutum içine girersek tutuklanırız’ bunu istediler, bu sürece sürüklediler, arkasından da ‘Avrupa’daki bazı basiretsiz siyasetçilerin desteğini alırız, Türkiye’yi zor duruma sokarız.’ Kendi memleketini zor duruma sokmaktan kendisine gazetecilik payesi, siyaset payesi çıkartmak gibi bir anlayışın dünyanın hiçbir yerinde bir itibarının olmadığını gördük. Ama maalesef bu tedavi edilemeyen hastalıklardan birisidir” diye konuştu.
AB makamlarının Türkiye’yi eleştirmek yerine, milletvekillerinin terör örgütüne destek veremeyeceğini, kışkırtıcı faaliyet içinde bulunamayacağını, terör örgütünün propagandasını yapamayacağına dönük AİHM içtihatlarına saygılı olması gerektiğini belirten Bakan Çelik, AB kurumlarındaki bazı siyasetçileri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve AİHM kararlarına saygılı olmaya davet etti. “Bazıları açısından PKK propagandası olan her şey hakikati temsil ediyor, onun dışındaki hiçbir şeye kulak asmıyorlar” açıklamasında bulunan Çelik, bunların itibarının olmadığının altını çizdi.