Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek öğretmenlerin adaylar arasından seçilmesi gerektiğini belirterek, en iyi öğretmen olabilmek için mesleğe kendini adayacak öğretmenler seçilmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim bilimleri fakültelerinin yöneticileri ile bir araya gelen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, eğitim fakültelerinde yetiştirilen öğretmenlerin nasıl yetiştirilmesi, öğretmen adaylarında hangi özelliklerin olması gerektiği konularına ilişkin konuştu. Bakan Yılmaz, “Eğitim şart, eğitim öncelikle eğitim fakültelerinde şart. Eğitimde başarılı olmak için mutlaka öğretmen yetiştirme sisteminin, öğretmen niteliğini, çalışma koşullarının bütünsel bir anlayışla ele alınması gerekir. Eğitimin en önemli unsuru öğretmendir. Öğretmen yoksa eğitim devam etmez” dedi.
“Mesleğe kendini adayacak öğretmenler seçilmelidir”
Öğretmenin bulunduğu toplumun kültürünü bilmesi ve sevmesi gerektiğinin altını çizen Bakan Yılmaz, “Uzmanlık alanı ne olursa olsun öğretmenlerden beklenen toplumun kültürünü evlatlarımıza sevdirmektir. Öğretmenin bunu yapması için o toplumun kültürünü bilecek ve o kültüre saygı duyacak. Eğitim iyiyse öğretmen iyi, öğretmen iyiyse öğrenci iyi. Hiçbir ülkede 4 yıllık okulu bitirip direk öğretmen olan yok. Öğretmen yetiştiren kurumlara öğrenci alımı, öğrencilerin nitelikli bir öğretmen adayı olarak yetiştirilmesi, istihdamı ve sürdürülebilir bir kalite için hiçmetiçi eğitim ayrılmaz bir parçadır. Önümüzdeki dönem getirilecek olan taban puan uygulamasını da doğru buluyoruz” diye konuştu.
Öğretmenlerin adaylar arasından seçilmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, “Bizim öğretmeni seçmemiz gerekiyor. Türkiye’nin geleceğini inşa edecekler, bu şansa bırakılamaz. En iyi öğretmen olabilmek için mesleğe kendini adayacak öğretmenler seçilmelidir. ‘Neden öğretmenlik istiyorsun’ şeklinde mülakat yapılması lazım. Atanamayan öğretmenler problemini oluşturmamak için iyi seçim yapmak gerekir” şeklinde konuştu. Öğretmen yetiştirme programlarının başarısının artırılması için pratik uygulamalara da önem verilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Öğretmen yetiştiren kurumlar arasında etkin bir iletişim olması gerektiğini kaydeden ve eğitim fakültelerine ilişkin gelen şikayetleri anlatan Bakan Yılmaz, mezun olanların sayısının Türkiye’nin öğretmen ihtiyacının çok üstünde olduğunu belirtti. Bakan Yılmaz, “Her yıl fakültelerden mezun olanlar atamayı beklemekte, atanamama hali de ayrı bir soruna dönüşmektedir. Türkiye’de kamuda istihdam edilen personel içinde en büyük paya sahibiz, 1 milyona yakın öğretmenimiz var, mezun olanların sayısı Türkiye’nin ihtiyacının çok üstündedir” dedi.
2014’de yapılan KPSS’ye 314 bin öğretmen adayının, 2016 yılında ise 349 bin kişinin girdiğini ifade eden Bakan Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığının da 70 bin civarında öğretmen ihtiyacı olduğunu belirtti. Mevut öğretmenlerin niteliğinin artırılması gerekliliğine değinen Bakan Yılmaz, eğitim fakülteleri ile yoğun bir işbirliği içinde olunacağının altını çizdi.
Bazı eğitim fakültelerinin, pedagojik formasyonun en önemli ayağı olan öğretmenlik uygulaması dersini devam etmediği halde öğrencilerin bu dersten geçirdiğinin de ifade edildiğini kaydeden Bakan Yılmaz, “Bu ise üniversitelerimizi uzun vadede farklı sertifika veren kurumlar seviyesine düşürecektir. Bu konuda YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak gereken tedbirleri almamız gerekir. Öğretmenlik uygulama dersinin takibini gerçekleştirmeyen ve devamsız öğrencileri mezun eden üniversitelerin bilgileri YÖK ile paylaşılacak ve bu durumda verilen formasyon belgesi de geçersiz sayılacak. Bakanlık olarak öğretmen yetiştirme alanında en önemli paydaş olarak eğitim fakültelerini gördüğümüzü vurgulamak istiyorum. Muhakkak ki, öğretmenimiz öğretmen eğitiminde müfredat ile, önümüzdeki dönem müfredat üzerine çalışmamız var, öğretmen ve müfredat öğretmen adaylarının zihinsel muhtevasını belirler. Müfredat öğretmenin düşünce ve eyleminin en önemli kaynağıdır. Öğretmen müfredatı bilecek, bunu içselleştirecek, öğrencilerine aktaracak. Müfredatın da eğitim fakülteleri ile beraber öğrenciye verilmesini sağlamamız gereklidir. Önümüzdeki dönemde nicelik yanında niteliğe de daha çok önem vermemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu.
“2017-2018 öğretim yılından itibaren bütün eğitim fakültelerinin ikinci öğretim programları tamamen kapatılması düşünülmektedir”
YÖK tarafından son iki yılda öğretmen yetiştirme sistemiyle ilgili yapılanlar hakkında açıklamalarda bulunan YÖK Başkanı Yekta Saraç, “YÖK bünyesinde yer alan Öğretmen Yetiştirme Türk Milli Komitesi’nin adı Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu olarak değiştirildi. Seçilmiş eğitim fakültesi dekanlarıyla MEB üst düzey yöneticileri, grubun doğal üyesi olarak yer aldı. Önümüzdeki dönemde, farklı sektörlerden ve paydaşlardan katılımlarla çalışma grubunun üyelerini daha zenginleştirmeyi düşünüyoruz. Çalışma grubu öğretmen yetiştirmeyle ilgili konularda, YÖK’e öneriler sunmaktadır” dedi.
Eğitim fakültelerinin programlarının güncellemesi konusunda ilk güncellemenin özel eğitim Öğretmenliği olduğunu kaydeden Saraç, “ilk güncellenen programın özel eğitim öğretmenliği programıdır. Özel Eğitim bölümleri 2016-2017 öğretim yılından itibaren yeni programları uygulamaya başlanmıştır” diye konuştu.
Öğretmen adaylarının niteliğinin arttırılması hakkında eğitim fakültelerinin kontenjanlarının yüzde 10 oranında azaldığını ifade eden Saraç, ”Eğitim fakültelerinde ikinci öğretim programları kapatılmaya başlanmıştır. 2017-2018 öğretim yılından itibaren bütün eğitim fakültelerinin ikinci öğretim programları tamamen kapatılması düşünülmektedir” şeklinde konuştu.