MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, yapılan hukuksuz operasyon ile iktidarın, özellikle Bank Asya'yı denetim altına almanın dayanılmaz hazzını yaşadığını ifade etti. Yeniçeri, "Bank Asya operasyonu gerçekte hukuki değil iktidarın paralel paranoyasının sonucudur." dedi.

MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Yeniçeri, Bank Asya’daki yüzde 63’lük payın TMSF vasıtası ile kullanılmasına dair kararın dayandırıldığı gerekçeye işaret ederek, "Kanunun, nitelikli paya sahip bulunan müştereklerin, kurucularda aranan özellikleri taşıması şarttır. Kurucularda aranan özellikleri kaybeden nitelikli paya sahip müştereklar, temettü dışındaki müştereklik haklarından yararlanamaz. Bu halde, öteki müştereklik hakları kurumun bildirimi üstüne fon vasıtası ile kullanılır. İlk önce bu kararı alanlar 20 yıldır faaliyette bulunan bankanın müşterekleri aniden belirsiz bir vaziyete nasıl geldiğini açıklamak zorundadır. İkincisi Bank Asya’nın müştereklerine izni zamanında BDDK’nın nasıl verdiğini ortaya koyması gerekir. Ücüncüsü de bankanın genel kurulu yapılmaksızın bu kararın yürürlüğe girmesi yasalara göre mümkün müdür? Bunların da açıklanması gerekmektedir. Türkiye’deki Bankacılık Yasası’na göre, bir bankanın battığını iddia etmenin, kamuoyunda bunu seslendirmenin yahut böyle bir algı yaratmanın cezası üç yıl hapistir. 17-25 Aralık süreci ertesinde Bank Asya’yı batırmaya yönelik sürekli suç işlenmiştir. Piyasa ekonomisinde bir siyasal iktidarın, bir devlet başkanının, bir bankayı batırmaya kalkması kabul edilebilir, anlaşılabilir bir durum değildir. Bu aynı zamanda, Türkiye’deki piyasa ekonomisini, onun temelini oluşturan girişim özgürlüğünü ve güveni yok ediyor. Bir ülkede hukuk dışı zorbalıkla bu gerçekleştirilebiliyorsa o ülkeye hiçbir şekilde sermaye de gitmez, turist de gitmez." diye konuştu.

AKP’nin bir süre önce gündeme soktuğu Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılması öngörülen değişiklikle, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlara ceza verilmesi kendisine ya da bir başkasına menfaat sağlama şartına bağladığını ifade eden Yeniçeri, şöyle devam etti:

"Değişikliğin yasalaşması halinde isteyen istediği banka hakkında menfaat sağlamamak kaydıyla her türlü iftirayı atabilecek, şu banka battı şeklinde haber yapabilecek. Böylelikle, örneğin borsadaki bir şirket ya da bankayla ilgili spekülatif haber yapan bir gazeteciye menfaat sağlamadığı gerekçesiyle ceza verilemeyecek. Yandaş medyanın yüzlerce yalan, yanlış ve iftira niteliğindeki haber ve yorum hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunulmuştu. Şu ana kadar bankaların itibar ve güvenini korumakla yükümlü BDDK ve SPK herhangi bir işlem yapmamıştır. Bu durum Bank Asya’nın itibarını sarsarak, müşterilerde panik yaratmak amacına yönelikti. Bu gerçekleşmemiş, bunun üzerine iktidar başka yöntemleri kullanmaya kalkmıştır. Bugün gelinen yer bu stratejinin sonucudur."

İç güvenlik paketiyle ilgili bir soruya Yeniçeri, "Bana göre görüşülemeyecek. Getiremezler, getirdikleri andan itibaren Türkiye'de yeni bir sistem devreye girecektir. Parlamento da anlamını yitirecektir. Çünkü demokratik hak ve özgürlükleri sınırlandırıyor. PKK için KCK için getirilmiyor, teröristler için getirilmiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin istiklal ve istikbalini korumak isteyenleri denetim altına almak için getiriliyor. Özgürlük düşmanı bir tasarıdır, her yeri karakola çevirecek. Bu yasa tasarısı geçmemelidir." karşılığını verdi.

Şeffaflık paketiyle ilgili soruya da Yeniçeri, "Davutoğlu siyasi rüşte sahip değil. Fiili başkanlık sistemi uyguluyorlar. Niye erteliyorsunuz ki?" ifadelerini kullandı.