Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, uyuşturucu ile mücadelenin milli seferberlik meselesi olduğunu belirterek, “Avrupa ülkelerinin de Türkiye’ye gelen sentetik uyuşturucu konusunda önleyici olmalarını, Türkiye ile işbirliğini arttırmalarını ve kendileri için de sorun olan bu meselenin Türkiye için çok daha büyük bir sorun olarak gördüğümüzü, önleyici adımlar atmalarını temenni ediyoruz" dedi.
Uyuşturucu ile Mücadele İl Koordinasyon Kurulları Değerlendirme Toplantısı, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın katılımıyla Grand Ankara Hotel’de gerçekleşti. Toplantıda konuşan Kurtulmuş, uyuşturucu ile mücadelede milli seferberlik ruhu içerisinde hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Uyuşturucu ile mücadele Ankara’da bakanlıklardan başlayarak Türkiye’nin en ücra köşesindeki köye kadar, en ücra köşesindeki mahalleye kadar sürdürülmelidir. Uyuşturucu ile mücadele milli seferberlik meselesi olduğu kadar aynı zamanda sivil bir alandır. Bu sadece bir devlet işi, kamu görevi değildir. Uyuşturucu ile mücadele sivil bir alandır. Bütün sivil toplum kuruluşlarımızı, iş dünyasını, iş adamlarımızı, medyamızı büyük bir sorumluluk duygusu içerisinde bu meseleye omuz vermesini, inşallah hemen yılbaşında yapacağımız Uyuşturucu Şurası ile birlikte de kamuoyundaki farkındalığın arttırılarak yolumuza hızlı bir şekilde devam etmemizin en doğru yol olduğu kanaatindeyim. Türkiye’de rakamlara baktığımız zaman evet Batı ülkeleriyle kıyasladığımızda uyuşturucu ile mücadele bakımından istatistiki olarak iyi bir yerde olduğumuzu görebiliriz. Bu bizi yanıltmasın. Türkiye için önemli meselelerden birisidir, ulusal güvenlik meselesidir. Türkiye önceki dönemlerde üzerimizden geçen uyuşturucu trafikleri dolayısıyla transit bir ülke olarak adlandırılıyor. Maalesef son yıllarda Türkiye sadece uyuşturucu bakımından transit bir ülke değil, hedef ülke haline gelmiştir" diye konuştu.

"Üç alanı korumak gerekiyor"
Akıl ve ruh sağlığının korunabilmesi için üç alanı korumak mecburiyetinde olunduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Birincisi aile, ikincisi mahalle ve üçüncüsü de okuldur. Bunların her üçü de insanları, toplumları geliştirmek için el ele, kol kola olması gereken yerlerdir. Ailenin şefkati ve aile terbiyesi içerisinde gençlerin korunması ailenin çok ciddi bir şekilde korunması ile mümkündür. İkincisi mahalledir. Mahalle, uyuşturucuya karşı mücadele vermede önemli yerlerden birisidir. Özellikle illerimizde mahallenin bu işe paydaş kılınması lazım. Mahalle de bu işin içerisinde asli koruyucu unsurlardan birisidir. Bu seneden itibaren inşallah 81 ilimizde Narko Timlerimiz görevlerine başlamış olacaklar ama sonuçta mahallenin zehir tacirleri ile mücadelede güvenlik kuvvetlerimize yardımcı olmasını temenni ediyoruz. Üçüncüsü ayağı ise okul. Okullarımızın çevresi kameralarla gözetlenmesi yolunda büyük mesafeler aldık ama kameralarla gözetlemek yetmez o çocuklarımızın gönlüne girecek, onların zihnini ve gönlünü manevi kameralarıyla gözetleyecek olan öğretmenlerimizdir. Türkiye’nin bu mücadelesinde iş adamlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarının da devreye girmesini, sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde bu mücadelenin bir paydaşı olmasını ümit ediyoruz. Bu konuda sağlık desteği alarak tedavilerine başlanmış olan gençlerin hayata kazandırılmasıyla ilgili Rehabilitasyon Köyleri Projesi’ni hayata geçireceğiz. Bu sadece devletin yapacağı bir proje olmamalıdır. Burada iş dünyasından destek bekliyoruz. Bir köyü tek başına yapacak bir iş adamımız olursa onun ismini, şirketin ismini o köye verebiliriz" ifadelerini kullandı.

"Yeşilay şubelerini aktif hale getirmemiz lazım"
"Yeşilay, bu konuda sorumlu en önemli sivil toplum kuruluşumuz" diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeşilay’dan da özellikle şunu istirham ediyoruz; Yeşilay’ın yönetimleri tabiri caizse tek başına hükümet gibi olmalıdır. Yeşilay şubelerini çok aktif hale getirelim. Devletin bütün kurum ve kuruluşları Yeşilay’ı bir partner olarak görüyor, bu mücadelede en etkin kuruluş haline getirmek istiyoruz. Onun için devlet desteğiyse devlet desteği, millet desteğiyse zaten kime sorsanız herkesin zihninde Yeşilay önemli bir sivil toplum kuruluşudur. Her il ve ilçemizde uyuşturucu ile mücadele alanında mücadele verecek derneklerin olması lazım. Medyanın da en önemli alanlarından birisi uyuşturucu ile mücadele alanında olmalıdır. Yılbaşından sonra bütün Türkiye’de uyuşturucu ile mücadelede inşallah örnek bir döneme geçmiş olacağız. Uyuşturucu ile mücadelede Türkiye’nin tek başına çırpınması yetmez. Nasıl Türkiye’nin illegal yasal göçte Avrupa ülkelerine destek verdiği ortadaysa ve bunu uluslararası illegal göç meselesinin bir küresel sorun haline döndüğü açıksa, ortak bir mücadele gerekiyorsa burada da ortak bir mücadele gerekiyor. Özellikle Avrupa ülkelerinin de Türkiye’ye gelen sentetik uyuşturucu konusunda önleyici olmalarını, Türkiye ile işbirliğini arttırmalarını ve bu anlamda da kendileri için de sorun olan bu meselenin Türkiye için çok daha büyük bir sorun olarak gördüğümüzü, önleyici adımlar atmalarını temenni ediyoruz."