Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz’daki darbe girişiminde yaşananlara işaret ederek, "Benim 12 yaşındaki torunum, ’Dede, bunlar bizim askerlerimiz değil mi? Niye insanları öldürüyorlar? diye sordu. Ben buna cevap veremedim ama cevabı öyle bir vereceğiz ki bütün dünya görecek" ifadelerini kullandı. Yıldırım, bu esnada gözyaşlarını tutamadı.
Başbakan Binali Yıldırım, Bakanlar Kurulu devam ederken kurmaylarıyla birlikte toplantıyı gerçekleştirdiği salonda basın toplantısı düzenledi. 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Yıldırım, "Bu olay kamuoyuna mal olduğu andan itibaren bizimle temasa geçen CHP, MHP, HDP yöneticileri bunun başka birşey olduğu ve burada parti hesabı asla yapılamayacağı, millete karşı yapılan alçakça girişimin karşısında oldukları ve hükümete her türlü desteği verme konusunda hazır olduklarını ifade ettiler.Biz de Sayın Genel Başkanlara teşekkür ettik ve kendilerinden sizin desteğiniz parti taraftarlarının ideoloji farkı gözetmeksizin herkesin meydanlara inmesini ve demokrasi nöbetine dahil olmasını istedik, kabul ettiler. Bundan dolayı bütün siyasi partilerimize, onların taraftarlarına ve liderlerine teşekkür ediyorum. Bir başka teşükkürüm, Türk medyası, basın yayın kuruluşlarıdır. Böylesi bir durumda, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine yakışır bir yayın anlayışıyla darbenin asla ve asla meşruiyet kazanamayacağını ve bunun Türkiye’nin geleceğine darbe girişimi olduğu tezinden hareketle milli duruş gösterdiler" ifadelerini kullandı.
Bir fotoğraf gördüğünü ve kendisini bu fotoğrafın çok etkilediğini anlatan Başbakan Yıldırım, "Çarşaflı bir hanımefendi bir kamyonun direksiyonunda yanında da başı açık modern giyimli bir kadın, muavin koltuğunda oturuyor. Kamyonun arkasında da hınca hınç insan meydana süratle gidiyorlar. İşte Türkiye’yi birleştiren değer bu. Bu fotoğraf, gözlerimden damlaların düşmesine sebep olan fotoğraftır. Ayrımız, gayrımız yok, biz birlikte Türkiye’yiz" şeklinde konuştu.
Bu süreçte valiler, emniyet müdürleri, kaymakamların ve bütün mülki amirlerin çok büyük iş başardığına dikkati çeken Yıldırım, "Özellikle kahraman polislerimiz canlarını siper ederek bu alçaklara gereken cevabı vermiştir. Bu vesileyle, demokrasi mücadelesinde, darbe girişimini çökertme mücadelesinde hayatlarını ortaya koyan, polis şehitlerimize, sivil şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum" dedi.
"Bu darbe girişimi her ne kadar TSK bünyesinde başlatılmış olsa da bunu yapmaya kalkışanların TSK’nın vatanını, milletini, bayrağını seven subay ve astsubay mensuplarıyla zerre kadar alakası yoktur" diyen Yıldırım, "Bunlar asker elbisesi içine girmiş eli kanlı canilerdir, terör örgütünün mensuplarıdır. Onun için değerlendirmeleri yaparken, aziz milletimden hükümetimiz olarak talebim şudur, lütfen bu canilerde silahlı kuvvetlerimizi aynı tutmayın ve silahlı kuvvetlerimiz ülkemizin gözbebeğidir. Terörle mücadelede emniyet, silahlı kuvvetlerimiz büyük bir mücadele vermektedir. Dolayısıyla bu hain girişimlerde bulunanların asla ve asla silahlı kuvvetleri temsil edemeyeceği, askerimize itibarına zarar verecek, kurumsal yapısını yıpratacak hareketlerden vatandaşlarımız uzak olsunlar" açıklamasında bulundu.
"Bir büyük teşekkür de yargı, adalet camiasına" diyen Yıldırım, "İlk andan itibaren, bu yasadışı kalkınmaya önderlik eden, teşvik eden ve sevkedenlerin teker teker Türk adaleti savcıların marifetiyle almış, bu konuyla ilgili rakamlara daha sonra vereceğim. Türkiyenin hukuk devleti olduğunu, rütbe makam gözetmeksiniz, yıldızlarına apoletlerine bakmaksızın gereğini yapmıştır" şeklinde konuştu.
Yurtdışından da dost ve müttefik ülkelerin de bu saldırının kabul edilemeyeceğini ortaya koyduğunu ifade eden Yıldırım, bu nedenle teşekkürlerini iletti.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Köprüde tankların tepesine çıkanlar, askerleri alıp onlara nasihat edenler ve tankın üzerlerine yürüdüğünü bile bile meydandan ayrılmayan, kucağında bebeleriyle yanlarında bastonlu dedeleriyle hep sokakta olan aziz milletime ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu işe kalkışanlar şunu bilmelidir ki, dökülen her damla kanın hesabını soracağız, bunu görecekler. Bu hesapları görmezsek, bize bu dünyada da öbür dünyada da rahat yok. Bu yaparken, hırsla hareket etmeyeceğiz. Kanun içinde hareket edeceğiz. Çünkü, adalet herkese lazım. Duygusal olmaktan uzak. İnsan hayatının da ne kadar önemli olduğu bilinciyle hareket ederek bunların hesabını soracağız. Bu hususları hatırlattıktan sonra, şu konularda da vatandaşlarımızı bilgilendirmek isterim. Bu girişim başladıktan sonra, Cuma gece başladı, Cumartesi-Pazar çeşitli çevreler Türkiye’de ekonominin altüst olacağı yönünde propagandalar yaptılar. Bu propagandaların maksatlı olduğunu biliyorduk. Ekonomiden sorumlu arkadaşlarımız durum tespiti yaptılar, bankalarımız, borsamız çalışıyor."
"Bu darbe teşebbüsü Türkiye’nin bekasına, demokrasisine karşı darbe olduğu ayen beyan bellidir" diyen Yıldırım, "Bunu yapanlar da bellidir. Bunların kainat imamı dedikleri, bunu haberimiz yok, hükümet oyun oynuyor, kendi emirlerini gerçekleştirmek için böyle bir tezgah içinde dese de cümle alem biliyor, elimizdeki 7 bin 500 kişilik gözaltına alınanlardan bu işin adresin çok net olarak belgeleriyle elimizde olduğunu kamuoyunun bilmesinde faydası var. Biz, bu kalkışmanın artçı etkilerini yok etmekle, arazi temizliği yapmakla meşgulüz. Bu işi planlayanlar her ayrıntısıyla hesap etmiştir. Kimin hangi makama geleceği, hangi bakanlıklara kimin geleceği, yani tam 12 Eylül darbesinin planlaması niteliğinde bir planma. 12 Eylül darbesi bile vatandaşların üzerine bomba atmadı, gelişigüzel taramadı, Meclisini bombalamadı, Cumhurbaşkanlığını bombalamadı. Bu ne demektir? Bu, devletin verdiği elbiseyi giyeceksiniz, imkanlarından yararlanacaksınız. Aziz milletin dişinden tırnağından arttığı silahları alıp gelip meydana gelip Türkiye’ye sahipçıkan aziz milletin evlatlarının önüne yağmur gibi atacaksınız. Bunun asla kabul edilebilir yanı yok. Bunu ancak Suriye’de Esed yaptı. Türkiye’nin şanlı ordusunu kanlı Esed’in ordusuyla karşılaştırmaktan hicap duyuyorum. Gözbebeğimiz, Türkiye’nin güvenliğinin sigortası olan silahlı kuvvetlerimize, emniyet güçlerimize, teşkilatımıza, tümüne toptancı anlayışla vatandaşlarımız kötü gözle bakmasın. Yanlışla doğruyu ayıralım" ifadelerini kullandı.
Bu, olayın soruşturma boyutunun devam ettiğine dikkati çeken Yıldırım, "Kolluk yönünden gözaltılar halen devam ediyor. Bundan sonra zerre kadar ihtimali bile gözardı etmeden bütün riskli alanları kontrol etmeyi sürdüreceğiz. Vatandaşımızdan isteğimiz şudur, ayrıştırıcı olmayalım, kucaklayalım. Dostluk halkasını genişletelim. Gün, bir olma günüdür. Beraber olma günüdür, hep birlikte Türkiye olma günüdür. Demokrasiye sahip çıkma azmi azalmasın artarak devam etsin. Tehdit, Türkiye’nin geleceğidir. Türkiye’nin geleceğinde hrekes söz sahibidir. AK Parti, CHP, MHP, HDP, milletimiz söz sahibidir" şeklinde konuştu.
Şu anda komuta kademesinin iş başında olduğunu ve durumun kontrol altına alındığını belirten Yıldırım, "Hükümetimiz de bir dizi çalışmaları yapacaktır. Meclis, normal çalışmalarına devam edecek" dedi.
"Darbe kalkışmasında 208 şehidimiz var"
Birkaç rakamı paylaşmak istediğini belirten Yıldırım, "Darbe kalkışmasında 208 şehidimiz var. Bunların 60 tanesi polis, 3 tanesi asker, 145 tanesi sivil kahraman şehitlerimizdir. Sivil şehitlerimiz derken, bunlar Türkiye’deki şehitlik mertebesinin en üst düzeyine çıkmışlardır. Dolayısıyla şehittirler, düşmana karşı şehit olan askerimiz polisimiz aynı statüdeyse aynı statüden aynen yararlanacaktır yakınları. Bin 491 yaralımız var. Gözaltına alınan şahıs sayısı 7 bin 543. Bunlardan 100 tane polis, 6 bin 38 tane çeşitli rütbelerde asker, 755 hakim savcı, 650 tane de sivil olmak üzere dökümü bu şekilde. Gözaltından tutuklamaya dönüşen 316 tane. Yaralı olanlar var, darbecilerden ölü olarak geçirilen 24, yaralı ele geçirilen 50, gözaltında işlemleri devam eden 7 bin 271. Bunun dışında, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu da aldığı kararla 5 üyesinin üyeliğini düşürmüş, 2 bin 735 çeşitli kademelerdeki yargı mensupları hakkında açığa alınma kararı verilmiştir" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, kamu görevlilerinin tasviye edilmesine yönelik çalışmaların da devam ettiğini belirterek, bin 500’e yakın kamu görevlisini görevden el çektirdiğini ifade etti. İçişleri Bakanlığı’nda da 8 bin 777 kişi hakkında görevden uzaklaştırma kararının verildiğini anlatan Yıldırım, bunların icrasının halen devam ettiğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, gözyaşlarını tutamadı
Bu olayın bundan sonraki kısmı da önemli. Gerek hukuki, yasal yönden bazı çalışmalar, gerekse idari yönden bazı kararlar süratle alındı, alıyor. Amacımız, Türkiye’nin artık 3. dünya ülkesi görünümünden çıkması. Yavrularımızın geleceğimizin karartılmasına yol açacak yasadışı meşru olmayan bu hareketlerin bir daha ülkemizde yaşanmaması için gereken her türlü tedbiri alacağız. Benim 12 yaşındaki torunum, ’Dede, bunlar bizim askerlerimiz değil mi? Niye insanları öldürüyorlar? diye sordu. Ben buna cevap veremedim ama cevabı öyle bir vereceğiz ki bütün dünya görecek" dedi.
Yıldırım, konuşması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Bu girişimin arkasında Fetullah Gülen terör örgütünün dışında başka güçlerin de olup olmadığına ve YAŞ toplantının ertelenip ertelenmeyeceğine" ilişkin sorusuna Yıldırım, "YAŞ toplantısına kısa bir süre kaldı ama şartlar değerlendiriliyor. Bu kalkışmayı başlatan terör örgütü, paralel devlet yapılanması Fethullah Terör Örgütü mensuplarıdır. Ne kadar başkalarının dahili vardır, Türk adaleti bunu inceden inceye bütün ayrıntılarıyla ele alacak ve gerçeği ortaya çıkaracaktır. Hiçkimsenin yaptığı yanına kalmayacak. Karanlıkta hiçbir husus bırakılmayacak" karşılığını verdi.
Fethullah Gülen’in iadesi
Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin soruyu Yıldırım, "Dostlarımıza teşekkür ettik. demokrasiden yana tutum içinde oldukları için. ABD de bizim dostumuzdur, stratejik ortağımızdır. Güvenlik, ticraet konusunda derin ilişkilerimiz vardır. Ben, ABD yöneticilerine diyorum ki bir ülkede demokrasiyi sona erdirmek,yerine ne idüğü belirsiz rejim getirmek. Adını bile koyamıyoruz. Hangi saiklerle yaptıkları belli olmayan, hedefleri amaçları karanlık olan bir küresel tehdit var. Yani, delil belge, bundan daha iyi delil olur mu? Bir ülkeyi, seçilmiş hükümetini, yok etmeye çalışan haşhaşi örgüt mensuplarını, başındaki kanaat önderi dedikleri kişinin sevk ve idaresine rağmen dostlarımız bize delil gösterin diyeceklerse biz orada hayal kırıklığı yaşarız ve dostluğumuzun sorgulanması bile gündeme gelebilir. Her ne kadar herşeye rağmen, bütün belgeleri, Adalet Bakanlığımız gerekli çalışmalarımızı yapıyor" şeklinde cevapladı.
İdam Cezası
İdam cezası için sokakta araştırmaların yapıldığını anlatan Yıldırım, "Vatandaşlarımızın isteği bizim için emirdir. Şu olayın sıcaklığında aceleci bir karar vermek doğru değildir. Vatandaşımızın bu talebini de gözardı edemeyiz. Etraflıca Meclisimiz düşünür, konuşulur. Bu, anayasa değişikliği gerektiren bir husustur. Burada halkın kanaatine göre hareket ederiz. Peşinen reddetmeyiz, peşinen de kabul etmemiz şu aşamada çok sağlıklı sonuçlar vermez" diye konuştu.
Zaman zaman F-16’ların uçuş yaptığı bilgisinin geldiği yönündeki soruya Yıldırım, "Envanterde ilk anlarda hareketlilikten dolayı eksikler vardı, şu anda envanterlerde kayda değer bir eksiklik yok, bunların kontrol dışı harekete geçmelerini önleyecek tedbirler alınmıştır. Gerek kara gerek hava unsurlarında gerekli tedbirler alınmıştır. Burada bir tereddütümüz yok. Buna rağmen, büyük bir travma yaşıyoruz milletçe. Herkes bir yerden bir saksı düşse bomba patladı diyor, bu gayet normal. Ciddi veya değil her ihbarı değerlendiriyor, gerekli tedbirleri alıyoruz. Hiçbir şeyi şansa bırakamayız" ifadelerini kullandı.
Hava sahasının güvenliği konusunda bir problemin olmadığına dikkati çeken Yıldırım, "Emir ve talimatlar dışında kapalı olması esastır, hava sahamızın. Gece gündüz kontroller devam ediyor" dedi.
Bir gazetecinin, "Birçok subay gözaltına alındı. Şu anda TSK’da bu subayların yeri nasıl doldurulacak?Emekli subayların kanun çıkartılarak bazılarının göreve çağrılacağı yönünde bir iddia var. Öte yanda provokasyonda bulunanlar var, önlemler alınacak mı" sorusuna Yıldırım, "Provokasyon riski her zaman vardır. Her an her kesimden beklenebilir. Bizim de uyarımız bu yöndedir. Fikirlerimizin farklılığını ortaya çıkaracak gün değil. Bugün beraber olma, ülkeye sahip olma günüdür. Bütün STK’lar, siyasi partilere mensup olan vatandaşlardan istirhamımız biraraya gelelim ve ülkemizin yavrularımızın geleceği için Tek Türkiye haykırmasını bütün dünyaya duyuralım. Bahsettiğiniz isimler veya başkaları şu anda Türk yargısının elindedir. Masum mudur yoksa zanlı mıdır, bunlar yapılan soruşturmalarla ortaya çıkarılacak. Böyle bir çalışmamız yok, Türkiye Cumhuriyeti her türlü zorluğundan üstesinden gelecek imkana sahiptir" cevabını verdi.