Başbakan Binali Yıldırım, muhalefet partilerini Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusunda aldıkları tavır dolayısıyla sert bir dille eleştirdi. Yıldırım, "İnanıyorum ki sadece AK Partililer değil, CHP, MHP, HDP’ye oy veren vatandaşlarımızdan hiçbiri bu vicdansızlığı onaylamaz. HDP ile MHP temsilcileri bile bazen bu konuda aynı şeyler söylüyor. Sayın Bahçeli ile Sayın Demirtaş aynı cümleleri kuruyorlar. Hele hele MHP Genel Başkanı için bu durum hiç de kabul edilebilir bir şey değildir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, parti genel merkezinde 110’uncusu düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuştu. Bir ay sonra AK Parti’nin 15. şeref yılını kutlayacağını belirten Yıldırım, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, il, ilçe başkanları, mahalle temsilcileri, AK Parti’nin bütün mensuplarının Ramazan ayı boyunca Batı’dan Doğu’ya gönül köprüsü kurduğunu ifade etti. AK Parti’nin 14 senedir milletin emanetini şanla, şerefle taşıdığını anlatan Yıldırım, "İktidara geldiğimiz ilk günden beri milletimizin emanetine halel getirmedik, mahcup edecek hiçbir şey yapmadık. Türkiye büyüdü, AK Parti Türkiye ile birlikte büyüdü. Bugün de ülkesine, milletine hizmet için enerjisi olan, hizmet aşkı olan, heyecan olan tek parti Türkiye’de yine AK Parti’dir. Türkiye’yi geçtiği girdaplardan kurtarmak için mangal gibi yürek gerekiyordu. O yürek kurucumuz Recep Tayyip Erdoğan’ın yüreğiydi" ifadelerini kullandı.
"Bu hareket,demokrasinin daha da geliştirilmesinin mümkün olduğunu, büyümenin de mümkün olduğunu ispat etti" diyen Yıldırım, "Partimizi kurduk, 15 ay sonra 3 Kasım’da AK Parti tek başına iktidar oldu. O tarihten bu tarafa Türkiye, güven ve istikrar içinde kutlu yürüyüşüne devam ediyor. Büyüdü, gelişti ve bütün siyasi rakiplerimiz enerjilerini birbirini tüketmek için harcarken AK Parti’nin toplumsal desteği bir sonraki seçimde daha da artarak devam etti. Biz, kendimiz için değil, millet için siyaset yapıyoruz. O yüzden aramızdaki muhabetten ihtirastan aridir. bizim hareketimize kavga değil, muhabbet hakimdir. Bu parti belli bir siyaset esnafının değil, milletin partisidir. 79 milyon vatan evladının partisidir" şeklinde konuştu. Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bu yüksek şuur sayesinde AK Parti 1 Kasım seçimlerinde aldığı millet desteğini daha da ileriye taşımış bulunuyor. Türkiye’yi, siyasi istikrarsızlıktan kurtaran bu başarı önce Allah’ın lütfu sonra da AK Parti teşkilatının eseridir, sizleri kutluyorum. 15. kuruluş yıl dönümümüze çok az bir süre kala, geriye dönüp baktığımızda görüyoruz ki geçen süreyi boşa geçirmemişiz. Destanlar yazdık. 15 yıllık karnemizi, bundan 8 ay önce millet doldurdu. Notumuz, üstün başarı, teşekkürdür, takdirdir. Kara propaganda makinelerin dinlemeyen milletimize şükran borçluyuz. Bu hareket, tepeden tırnağa bütündür. bu bütünlüğü gözümüzün ışığı gibi koruyacağız. Türkiye’nin istikbalini, istiklalini savunmak bu harekete bağlıdır. AK Partisiz bir Türkiye kanatsız bir kuş gibidir. Bunu denediler, muvaffak olamadılar. Muhtıra verdiler, kaçmamızı beklediler. AK Parti kadroları, demokrasi düşmanlarının heveslerini kursaklarını bıraktı. Türkiye’ye tuzak kuranlar, Erdoğan’sız bir Türkiye hayal ettiler. AK Partisiz bir Türkiye hayal ettiler. Başaramadılar, asla başaramayacaklar. AK Parti milletten aldığı güçle yoluna kararlılıkla devam edecek."
AK Parti’nin emek, umut, alınteri, akılteri, üretim olduğunu anlatan Yıldırım, AK Parti ile korkunun yok olduğunu, yerine umut ve güvenin geldiğini söyledi. Yıldırım, "Gerilim, kavga isteyenler ne derlerse desinler sizin gözünüz milletten, vatandaştan, kulağınız milletten ayrılmayacak. Milletimizin vatandaşımızın arasında hiçbir ayrım yapmadan herkese gideceğiz, herkesin elini sıkacağız, herkesin hatırını soracağız. Hizmette ayrımcılık asla yapmayacağız. Ayrımcılık AK Parti’nin kırmızı çizgisidir. Gönül bağımızı asla ve asla vatandaştan koparmayacağız. Vatandaşımızın huzurunda adeta el pençe divan duracağız, tek merci millettir. Millete hizmettir. AK Parti,milletle irtibatı koparmaması gerekir. Tek kaynağı tek dayanağı millettir.Bağımızı asla milletle koparmayacağız" dedi.
Zamanın iyi okunması gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Adalet, kalkınmada geçen 15 yılda Türkiye’nin kaderini değiştirdik. Kalkınmada, Türkiye’yi bir çağ ilerisine götürdük. Adalette gerekli adımları attık. Ancak, Türk siyasetinin esayet hastalığı sadece darbelerle sınırlı değil. Ne yazık ki vesayet ruhu Türkiye’de son yıllarda sivil mecralara da sıçramış gözüküyor. AK Parti, Türkiye’nin yolunu kesmek isteyen hiç kimseye geçit vermedi, vermeyecektir. Türkiye’nin teminatı tek parti AK Parti’dir. Genel başkanınız olarak sizden isteğim, hiçbirimiz aynı düşüncelere sahip olmak durumunda değiliz. Tek tip düşünce diktatör rejimlerde olur. Biz, çoğulcu geleneğe sahip milletiz. Dostluk kollarımızı sonunu kadar açıyoruz. Bu mücadelede en büyük güvencemiz 79 milyon vatandaşımızın birliği, kardeşliğidir. Huzurunda el bağlayacağımız tek divan hakkın ve milletin divanıdır. İlk günkü dayanışmamızdan asla ayrılmamız önemli bir husustur" ifadelerini kullandı.
"Biz tek bir fitne üretme girişimine izin vermeden yolumuza kararlılıkla devam ettik" diyen Yıldırım, "Kurucu liderimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde bütün vesayet odaklarıyla mücadele ettik. AK Parti kadrolarının birbirine karşı muhabbeti siyasetimizin adeta alameti farikası olmuştur. AK Parti hareketi aynı zamanda bir muhabbet hareketidir. Başka partilerde olduğu gibi olaylı kurultaylar olmaz. Millete bakın, milletin sesine kulak verin, attıkları çamur her seferinde yüzlerine bulaşıyor. Biz, siyaset, muhalefet istiyoruz. Türkiye’de muhalefetin güç kazanması iktidarı da dinamik yapar. İktidarın da daha enerjisini artırır. Siyasette, bugün alternatif muhalefet değil, AK Parti’nin alternatifi yine AK Parti’dir. Bizde benlik davası olmaz, bizde sadece nöbet değişimi olur. AK Parti siyasetinin mihenk noktası millettir. Biz, bir kadro hareketiyiz. Bizi diğer partilerden anlayışlardan ayıran diğer önemli bir husus da beraber yürüttüğümüz mücadeleyi yol arkadaşlığı, dava arkadaşlığı olarak görmektir" şeklinde konuştu.
Doğu ve Güneydoğu’da terörle mücadele kapsamında sürdürülen operasyonlara işaret eden Yıldırım, terör örgütünün şehirlerdeki varlığının sona erdirildiğini ifade etti. Tek bir terör hadisesi olmayıncaya kadar bütün güvenlik güçlerinin her köşeyi arayacağını anlatan Yıldırım, "Milletin can ve mal güvenliğini tehdit eden şer odaklarının bütün yuvalarını yıkacak. Siyasi rakiplerimize çağrım var. Madem Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü, sınırlarının değişmezliğini her fırsatta anlatıyorsunuz. Peki Doğu ve Güneydoğu’da Türkiye’yi bir ve beraber tutmak sadece AK Parti’nin işi mi? Sizin siyaset alanınız Ankara’nın Batısı mı? Gelin her şey müsait. Güvenlik şartları yerinde. Artık gelin teşkilatlarınızı kurun, Türkiye’nin beraberliğini siz de yüksek sesle haykırın. Bayrağınızı saklamayın, bayrağını çıkarın, Cudi’nin dağında dalgalandırın ayyıldızlı bayrağı. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Bu mesele AK Parti’nin meselesi değildir, CHP’nin de MHP’nin de meselesidir" dedi. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ancak, HDP’nin bir Türkiye partisi olması için Türk milletinden onayı alması için dimdik terörün her türlüsüne karşı açıkça karşı olması lazım. Bunu milletin huzurunda milletle açıkça paylaşması lazım. Siz, onlarca masum insanının hayatına kasteden, teröristin cenazesine gitmeye devam ederseniz, Türkiye de Türk milleti de size hak ettiğiniz cevabı verecektir. Parlamento, Meclis milletin sesinin yeridir. Oradaki ses asla terörün sesi olamaz. Bundan yol yakınken, bu arkadaşlarımız vazgeçsin. Milletin sessizliğini yanlış okumasınlar. Milletin sessizliği adeta sonunda önünde durulamayacak büyük bir tufana dönüşür. Bizim isteğimiz şudur, ülkemizde bir olalım, beraber olalım, farklılıklarımızı zenginlik olarak görelim. Ortak yönlerimizi daha fazla ön plana çıkaralım. Hepimizin saçı aynı renkte değil, gözü aynı renkte değil, tenlerimizin tonları farklı, bunlar fıtratımızdan, yaradılışımızdan gelen şeyler ama aynı olan bir şey var hepimizin gözünden düşen damlalar aynı, onların rengi hep aynı. Üzüntümüz, sevincimiz bir. Bu amansız mücadelede hayatını ortaya koyan, Tek Türkiye için şehit olan bütün kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum. Şehit yakınları şundan emin olsun, şehitlerimiz bu ülkenin Türkiye’nin bayrağındaki yıldız gibi parlamaya devam edecek. Onlar bizim her birimizin gönlünde müstesna yerini almıştır. Onların bize bıraktığı yakınları emanettir."
Yıldırım, "Türkiye’nin neresine giderseniz gidin AK Parti bayrağını görürsünüz, şimdi diyoruz ki bunun yanına muhalefet partileri bayrağı da asılsın. Siyasi partilere bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki gelin Güneydoğu’da da siyaset yapın. Böylece milletin birliği, beraberliği konusunda çok daha güçlü olacağız. Bir siyasi parti olarak rakiplerini bölgeye davet etmek belki siyaseten uygun düşmeyebilir. Biz, siyaset için değil, gelecek için, Türkiye’nin birliği ve beraberliği için çalışıyoruz. Rakiplerimize de onun için böyle bir davet yapıyoruz" diye konuştu.
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusuna getirilen tartışmalar
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusuna getirilen tartışmalara işaret eden Başbakan Yıldırım, "Büyük bir insanlık dramının yaşandığı Suriye’den gelip milletimizin gönül zenginliğine sığınan kardeşlerimizle ilgili maalesef son günlerde utanç verici tartışmalara şahit oluyoruz. Ne mazimize ne de halimize yakışmayacak ifadeler, hem de siyasi parti genel başkanlarından sadır oluyor. Türkiye’deki siyasi misafirlerimiz üzerinden ne sosyal demokrasiye, Müslümanlığa, Türklüğe yakışmayan ifadeler dile getiriliyor. Birileri yine ’Cumhurbaşkanımıza muhalefet edeceğim’ diye nefret tohumlarını ekmeye devam ediyor. Vatansız, evsiz, barksız kalmış, sığınacak güvenli liman arayan, ölümden kaçan, insanlara dönük bu merhametsizce suçlamalar, ifadeler Türk milletinin genlerinde ne de geleneğinde vardır" şeklinde konuştu. Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
"Zulüme uğramış, evsiz, yurtsız, yuvasız kalmış insanlara dönüp bakmamayı bazıları kendisine yakıştırabilir ama AK Parti olarak bizler asla bunu kabul etmeyiz. Aziz milletin hiçbir ferdi de bunu hoş karşılamaz. İnanıyorum ki sadece AK Partililer değil, CHP, MHP, HDP’ye oy veren vatandaşlarımızdan hiçbiri bu vicdansızlığı onaylamaz. Buna rağmen adeta son günlerde adeta bir nefret suçu işler gibi bir ittifak kurulduğunu görüyoruz. HDP ile MHP temsilcileri bile bazen bu konuda aynı şeyler söylüyor. Sayın Bahçeli ile Sayın Demirtaş aynı cümleleri kuruyorlar. Hele hele MHP Genel Başkanı için bu durum hiç de kabul edilebilir bir şey değildir. CHP, zaten HDP çizgisine çoktan girmiş durumda. Maalesef her türlü siyasi demeçlerde, Meclis faaliyetlerinde HDP ayağını kaldırıyor, CHP onun yerine basıyor."
Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’ye DEAŞ konusunda yönelttiği soruları hatırlatan Yıldırım, "Sayın Kılıçdaroğlu, aynı krikonun gaydasını çalıyor. Yıl 2014 Meclis’ten Suriye tezkeresi geçiyor. Tezkere görüşmeleri, tutanaklara baktım. Tezkerenin amacı DEAŞ’a karşı mücadele için yetki isteniyor, tezkereye karşı hayır oyu veriyor. Ondan sonra da ise laf ediyor. Her zamanki gibi tornistan alışkanlığını yine sürdürüyor. Bizim bunlarla kaybedecek vaktimiz yok. Bunlar yanlışlarını tekrarlamaktan başka yaptıkları hiçbir siyaset yok" şeklinde konuştu.
Vatandaşlık verilmesi konusunun yerli yersiz tartışıldığına dikkati çeken Yıldırım, "Bu konuda gereken açıklamalar yapılmasına rağmen, burada bir art niyetin olduğu, kimsenin derdinin Suriyelilerin geleceğinin ne olacağının olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Vatandaşlık bizim keşfettiğimiz bir şey değil. Yıllardır var olan bir şeydir. Şartları sağlayan herkes vatandaşlığa alınır. Ancak, terör suçuna karışmış, kanun dışı işlemleri olanların asla ve asla vatandaşlığa alınması söz konusu olmaz" dedi.
"İç tüzüğün mutlaka değişmesi lazım"
Başbakan Yıldırım, iç tüzüğün mutlaka değişmesi gerektiğini anlatarak, "Bu sefer bir araya gelecekler, konuşacaklar ve bir ortak zeminde buluşurlar. İster buluşurlar ister buluşmazlar bizden günah gitti. İsteriz ki buluşsunlar, anlaşsınlar. Değilse bile bu hal hal değil, sürdürülebilr değildir. Bunun normal şartlara gelmesi lazım" diye konuştu.
"Anayasa başta olmak üzere bu sistemin değişme iradesi, yine AK Parti’nin eliyle olacaktır" diyen Yıldırım, "Biz gelin diyoruz ki yeni anayasa yapalım. Ama hadi buyurun yapalım deyince her biri bir tarafa çekiliyor. Her zamanki gibi. Ama unutmayın bugün yan çizebilir, geri durabilirsiniz ama 2019’da bunun hesabını da millete vereceksiniz. Bunun da sorumluluğunu üzerinizde olduğunu bilmelisiniz. Biz diyoruz ki bu bizim tercihimiz değil. 2007’de Cumhurbaşkanı seçmek istedik, seçtirmediniz. O bildik vesayet odaklarını devreye soktunuz" ifadelerini kullandı.