Başbakan Binali Yıldırım, "FETÖ ile irtibatı bulunan 35 sağlık kuruluşunu, bin 45 eğitim kuruluşunu, 104 vakıf, bin 125 derneği, 15 üniversiteyi, 29 sendika, konfederasyonu diğer bir deyişle ajan yuvalarını, hain yuvalarını kapattık" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "15 Temmuz hain darbe girişiminin hem millet hem devlete açtığı yarayı onarmak için meclis grubu, hükümet olarak olağanüstü bir gayret içindeyiz. darbe girişiminin daha lik saatlerinden itibaren yurdun her köşesinde savcılarımız harekete geçmiş, hukuk işlemiştir. Yurdun dört bir yanında asayişin başarılı bir şekilde teminini sağlamıştır. Kahraman Türk milleti her konuda olduğu gibi ekonomi konusunda da üzerine düşeni yapmış, bugüne kadar 11 milyar dolar parasını bozdurarak Türk ekonomisinin gücüne güç katmıştır. Bürokrasi ilk günden tam bir hassasiyet ve verimlilikle çalışmasını sürdürmüştür. Şehitlerimiz son yolculuğuna gönderilmeleri, gazilerin tedavileri, şehit yakınlarının ihtiyaçlarının karşılanmasın konusundaki hassasiyetimiz devam edecek. İlk günden itibaren siyasi partiler, siyasi parti genel başkanlarıyla istişare halinde olduk. Dün Anamuhalefet Partisi Lideri Sayın Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Sayın Bahçeli’yi Meclis’teki makamda ziyaret ettim. Kendilerine OHAL ve hükümetimizin aldığı kararlarla ilgili kapsamlı bilgi aktardım. Sayın Cumhurbaşkanımız Pazar günü İstanbul’da büyük bir demokrasi ve şehitler mitingi gerçekleştirecek. Bu mitinge, AK Parti olarak bütün teşkilatlarımızla katılım sağlayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı doğrultusunda hepimiz Yenikapı’da hazır olacağız. Tarihin demokrasimizin en büyük mitingini gerçekleştireceğiz. Cumhurbaşkanımızın parti liderlerine yaptığı çağrıyı tekrarlamak istiyorum, gün birlik günüdür, beraber olma günüdür, birlikte Türkiye olma günüdür. Dolayısıyla, CHP Liderini MHP liderini ve partilileri bu büyük buluşmaya davet ediyorum ve onların bu büyük şölene, bu büyük mitinge gelerek dostluk, kardeşlik, birlik dayanışmasını en iyi şekilde bütün milletimizle göstermelerinin önemli olduğunu ifade ediyor, kendilerini Pazar günü Yenikapı’ya bekliyoruz. Düşüncelerinin milletle paylaşmanın milletimizin birliği ve dirliği için önemli olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın "Mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler" sözlerini okuyan Yıldırım, "Cenabı Mevlam’ın Kur’an’ı Kerim’de de bildirdiği gibi sizin şer gibi gördüklerinizde ola ki hayır, sizin hayır gibi grödüklerinizde ola ki şer vardır. 15 Temmuz akşamı şer güçler adeta kabus gibi Türkiye’nin üzerine çökmek, Türkiyeyi ebediyen karartmak istediler. Rabbim karanlıkları nasıl ki aydınlığa çıkarıyorsa, şerleri hayrı tebdil ediyorsa 15 Temmuz şer girişimini de hayra tebdil etti" dedi.
Başbakan Yıldırım, "Bu hain örgütle mücadelede başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere hep yalnız bırakıldık. Siyasi partilerden beklediğimiz desteği alamadık. 15 Temmuz akşamı bu hain akşamı maskesi öyle bir düştü ki şu anda sadece biz değil, bütün Türkiye bu hainlerin gerçek yüzünü gördü ve bu hainlerle 79 milyon amansız mücadele veriyor" diye konuştu.
"Bu hain örgütü ve de bölücü terör örgütü adeta jiletle kazır gibi bu mübarek topraklardan kazıyıp atacağız" diyen Yıldırım, "Her tedbiri kararlılıkla aldık, almaya devam edeceğiz. 15 Temmuz akşamı, Türkiye kelimenin tam anlamıyla uçurumun kenarından dönmüştür. 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı bugün ne anayasa olacaktı, ne hukuk işleyecek ne da Gazi Meclis var olacaktı. Siyasi irade tamamen yok edilecekti. İfade özgürlüğünden hiçbir eser kalmayacaktı. Devletimiz de milletimiz de uçurumun kenarından dönmüştür. Bunu Sağlayan da Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşudur. Aziz milletimizin göğsünü darbecilere karşı siper etmesidir. Devleti, milleti, hukuku, özgürlükleri korumak için olağanüstü tedbirlerin alınması bir mecburiyet haline gelmiş, bu açıdan Meclisimiz 3 aylığına olağanüstü hal yasası çıkarmıştır. OHAL millete değildir, bize, kendimize ilan edilmiştir. Hükümete ilan edilmiştir, devlete ilan edilmiştir. Neden? Çünkü, bu darbe girişimini yapanlar onların destekçilerinin tamamen ortaya çıkarılması ve milletin iradesine karşı girişilen bu hainliklerin sona ermesi için. Millet serbest" ifadelerini kullandı.
"Olağanüstü Hal’e ilişkin eleştirilerin, kaygıların ne kadar yersiz olduğunu görüyoruz"
Ankara’nın hep yanlarında olduğunu anlatan Yıldırım, "Olağanüstü Hal’e ilişkin eleştirilerin, kaygıların ne kadar yersiz olduğunu görüyor ve yaşıyoruz. En küçük bir hukuksuzluğa asla ve asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Hak, özgürlük ihlaline katiyen müsamaha göstermeyeceğiz. Bir yandan devletimizi, milletimizi, demokrasiyi, hukuku muhafaza ediyor, devleti dimdik ayakta tutuyor, bir yandan da devlet içine nüfuz etmiş mikropları defediyoruz. KHK ile bu virüs temizliğini başlattık. Bu bağlamda FETÖ ile irtibatı bulunan 35 sağlık kuruluşunu, bin 45 eğitim kuruluşunu, 104 vakıf, bin 125 derneği, 15 üniversiteyi, 29 sendika, konfederasyonu diğer bir deyişle ajan yuvalarını, hain yuvalarını kapattık. Kamuda benzeri bir temizliği başlattık. Kamuda benzeri bir temizliği başlattık, devam ediyoruz. Yargıda yine bu haşhaşileri tek tek tespit ettik, meslekten çıkarıyoruz" dedi.
"TSK içinde de kapsamlı bir temizlik hareketi başlatıldı"
İkinci Kanun Hükmündeki Kararname’yle TSK içinde de kapsamlı bir temizlik hareketinin başlatıldığını anlatan Yıldırım, bin 684 subay ve astsubayın orduyla ilişiğinin kesildiğini ifade etti. Şehitlerin yakınları ve Gaziler için bir bağış kampanyasının başlatıldığını hatırlatan Başbakan Yıldırım, KHK’larla TSK içindeki düzenlemelerin yapıldığını söyledi.
Yıldırım, "TSK, insanlık tarihinin en eski kurumlarından,insanlık en güçlü ve en köklü ordularından biridir. TSK mazisi zaferlerle dolu bir ordudur. Kılıç Aslan kumandasında Haçlıları durduran da bu ordudur. İstanbul’u fetheden, Hz. Nebi’nin övgüsüne mazhar olan ordu işte tam da bu ordudur. Bu ordu, Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştiren, Cumhuriyete giden yolu açan, bağrından Gazi Mustafa Kemal’i de çıkaran ordudur. Biz her bir askerimize Mehmetçik deriz. Küçük Muhammet adında, Peygamberinin sancağının izinde olan kahramanlarımıza Mehmetçik deriz. Asırlardır, bu aziz millet yememiş Mehmetçiğe yedirtmiş, giymemiş Mehmetçiğe giydirmiştir. Anadolu’daki her evde ya balkan savaşlarından ya Sarıkamış’tan ya Kurtuluş Savaşı’ndan ya da bölücü terörle mücadeleden en az bir şehit, gazi vardır. bir oğlunu şehit veren ikincisini de üçüncüsünü de gerektiğinde kızını da kendi canını da bu ülkenin vatan savunması için feda etmiştir, etmeye de devam edecektir. Bu ordu milletin ordusudur. Milletin bağrından çıkmıştır" dedi.
Başbakan Yıldırım, "Gazi Mustafa Kemal 22 Nisan 1920’de, yani Meclis açılmadan bir gün önce bütün sivil ve askeri makamlara bir talimat gönderiyor, ne diyor, Allah’ın lütfuyla Nisan’ın 23’üncü günü, TBMM çalışmaya başlayacağından o günden itibaren askeri ve sivil, bütün milletin tek mercii TBMM olacaktır. Askeri ve sivil hepsinin üzerinde bu çatı, bu Gazi Meclis var. İşte bu meclis 1920’den beri birçok darbe gördü ama hiçbir darbede bomba görmedi. Bu hainler onu da yaptılar, bu Gazi Meclis’i bombalarla yok etmeye çalıştılar ama sonunda Meclis dimdik ayakta, onlar yok oldu gittiler" diye konuştu.
"Meclisi kapatan hiçbir asker bu ordunun askeri olamaz" diyen Yıldırım, "Hele hele, o Meclisi bombalayan, bombalama emrini veren, onlarla bu hareketin içinde olan hiçkimse bu milletin evladı da değildir, bu vatan toprağının ferdi de değildir. Her darbe teşebbüsü, en başta Mustafa Kemal’in hatırasını, onun açılışına öncülük ettiği millet meclisini yaralamıştır. Hiçbir darbeci, Atatürkçü de Kemalist de değildir, TSK’nın bir mensubu hatta bu ülkeye de ait değildir" dedi.
Yıldırım, "Biz bugün milletin ordusu içerisine sızmış, asker elbisesi içindeki o teröristleri tek tek çıkarıp temizliyoruz. Bu temizliği ordumuzla birlikte yapıyoruz. Ordumuzu, silahlı kuvvetlerimizi kendi kökleriyle milletiyle tekrar buluşturuyoruz. Çıkardığımız KHK’larla, ordumuzu, TSK’yı, darbe öncesine, olması gerektiği asli yere taşıyoruz. Her darbe sonrasında orduyu, askeri biraz daha tartışılır hale getirdiler. Vatan savunması noktasında maalesef zayıf düşürdüler. Biz bugün, ordumuzu, yeniden şanlı, şerefli, muzaffer bir konuma yükseltiyoruz. Bu kapsamda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nı yeniden yapılandırdık. Bundan böyle Sahil Güvenlik ve Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştır, hayırlı uğurlu olsun" şeklinde konuştu.
"Harp okullarının kapatıldığı doğru değildir"
"Harp Okullarının kapatıldığını söylüyorlar, bunlar doğru değildir, harp okulları aynen devam edecek" diyen Yıldırım, "Askeri liseleri kapattık, harp okullarına herkes harp okuluna girecek. Artık harp okullarına nasıl üniversiteden herkes girebiliyorsa meslek, imam hatip liselerinden, herkes harp okuluna girecek. Sınavı kazanan her vatan evladı bu kurumdaki şerefli görevini alacak. Okullara girişteki kısıtlamaları ortadan kaldırdık. Asker, işini yapacak. Fabrikayla, tersaneyle, tamir bakım atölyesiyle uğraşmayacak. Bütün bunları Genelkurmay’dan aldık, Milli Savunma Bakanlığı’na verdik. Askeri yargıda düzenlemeler yaptık. Şimdi artık disiplin konularıyla sınırlı olarak askeri yargı Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösterecek. Bütün buradaki disiplin kurullarının oluşturulması, görevlendirmeler MSB tarafından takip edilecek" şeklinde konuştu.
"Yüksek Askeri İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtayı da kaldıracağız"
Yüksek Askeri İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtayı da kaldıracaklarını belirten Yıldırım, "Yargıda birliği sağlamak için gerekli adımları atacağız. Bu konuda diğer partilerle süreci başlattık. Kuvvet komutanlıklarını MSB’ye bağladık. Akıncı Üssü’nü kapatıyoruz. Bu üs artık Ankara için yaşam alanı haline gelecek. Ayrıca, darbe gecesi Ankara’da, İstanbul’da tankların çıktığı o kışlaları da şehrin dışına taşıyoruz. Bu bağlamda Mamak, Etimesgut’ta zırhlı araçların bulunduğu kışlalar Polatlı tarafına gidecek. İstanbul’daki Maltepe ve Hasdal Çorlu’ya gidecek. Kara Havacılık okulu, Güvercinliği de kapatıyoruz. Oradaki bütün helikopterler, Isparta’ya gidecek. Tehdit şehirlerin merkezinde değil Ankara’nın merkezinde değil tehdit sınırlardadır. Onun için bütün birikimimizi sınır bölgelerine taşıyacağız. Ülkemizin dış tehditlere karşı güvenliğini sağlayacağız. darbe sonrasındaki darbelerle zayıflatılan TSK’yı yaptığımız bu düzenlemelerle daha güçlü hale getiriyoruz, harbe daha hazır hale getiriyoruz. Asli görevine, caydırıcılık gücünü daha da hisseder hale getiriyoruz" dedi.
Yıldırım, "İçerideki hainleri, üniformalı teröristleri yok etmiş bir ordu, milletimizin desteğiyle tekrar dünyanın parmakla gösterilecek ordusu haline getirilecek. Halkımız rahat olsun. Bir yandan hainleri büyük bir titizlilikle temizliyor. Diğer yandan da geleceğe yürüyüşümüzü kararlılıkla sürdürüyoruz. Kimin ne dediğinin bir önemi yoktur, önemli olan Türkiye’nin Türk milletinin ne dediğidir. Bizim ordumuzu felç etmek istediler. Virüslere temizleyerek ordumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"Kırsalda daha fazla operasyonlara ağırlık vereceğiz"
Terör örgütü PKK’nın FETÖ gibi alçakça saldıralar yaptığını anlatan Yıldırım, "Onlar da başarılı olamayacaklar. FETÖ’ye naslı milletle beraber gereğini yaptıysak, PKK terör örgütünü de bu ülkenin sorunu olmaktan çıkaracağız. Kırsalda daha fazla operasyonlara ağırlık vereceğiz. 15 Temmuz sonrasında özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki nöbetleri ilgiyle izliyoruz. Demokrasi nöbetleri kesintisiz devam ediyor. Bütün bölgedeki vatandaşlarımıza buradan selam gönderiyoruz. 15 Temmuz ardından her alanda olduğu gibi Türk, Kürt kardeşliğinde Sünni, Alevi kardeşliğinde yeni bir dönem başlamıştır. Köklü kardeşliğimiz bundan sonra daha da gelişecek, güç kazanacaktır. Bu ülkeye yönelik her türlü terör saldırısına milletçe göğüs gereceğiz. 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, şükranla anıyorum. 15 Temmuz’u yeni Türkiye’nin miadı olarak yaşatacağız. Yenikapı’da her siyasi görüşten vatandaşlarımızla coşkulu bir miting yapacağız. Sizlere bu haftaki Meclis ç alışmalarında başarılar diliyorum. Akşam nöbetlerini aksatmıyoruz değil mi?" diye sordu.
Yıldırım, konuşmasının başında partilileri selamladı. Kadınların tezahüratlara karşısında Yıldırım, "Allahına gurban bacılarım Allahına gurban" diyerek karşılık verdi.