Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kampanya süresince sürekli taktik değiştirdiğini belirterek, “Bu kadar kısa zamanda bu kadar fikir değişikliği bir fayda getirmez. Kılıçdaroğlu yeni söylemler meraklısıyla sosyal medyada bir kanal açsın orada videolar çekip yayınlasın. Bunu da tavsiye ediyorum. Gerçi o genç kuşakları işi ama öğrenmenin yaşı yok” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Show Tv, Habertürk Tv ve Bloomberg Tv ortak yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıldırım, “Avrupa ülkeleri ile bugünlerde ilişkilerimizde sıkıntı var. Bu, bir sır değil. Özellikle de halk oylaması kampanyası sürecinde bu biraz daha belirgin hale geldi, tırmandı. Aslında öncesinde de vardı bu. Doğrusu Avrupa’nın belli başlı ülkelerinde seçimler var. Onların da bu sürece bir şekilde olumsuz katkısı olduğunu düşünüyorum. Avrupa’da son yıllarda İslamafobia, ırkçı söylemler ve milliyetçilik akımları, aşırı sağ zemin kazanıyor. Bu da merkez siyaseti tehdit ediyor. Bunun üzerine iç siyaset oluşan rekabet karşısında aşırı söylemleri de beraberinde getiriyor. Burada tabii Türkiye bulunmaz ülke ve malzeme, bu söylemler için. Bizim 5 milyonun üzerinde orada yaşayan soydaşımız var. Buradaki her türlü söylem Türkiye ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Bizim buradaki duruşumuz çok net Avrupa’ya diyoruz ki siz gelecek vizyonunuzu gözden geçirin” ifadelerini kullandı.

Burada iki şeyi birbirinden ayırt etmenin gerektiğini belirten Yıldırım, “Avrupa’nın vicdanı olan büyük bir kitle var, bir de marjinal siyasetin içinde olan ve bundan siyasi rant sağlamaya çalışan partiler ve söylemler var. Onlar bizi hedef alıyorlar. Eminim ki Avrupa’nın sessiz yığınları Türkiye ile ilişkilerin iyileştirilmesinden yana. İlişkileri germenin bize şüphesiz faydası olmaz, Avrupa’ya daha çok zararı olur” dedi.

Hollanda ile ilişkiler

Hollanda ilişkilerin sorulması üzerine Yıldırım, “Bu, oradaki Dışişleri Bakanımıza izin verilmemiş olması diplomaside gelinecek en uç noktadır. En büyük ayıp ve yanlıştır. Aile Bakanımıza da bu muamelelerin yapılmış olması işi kontrolden çıkartmıştır. Burada fiili durum var, bunun karşılığı aynı yöntemlerle verilecektir. İşin bir boyutu bu, başlamıştır. Bu konuda, bu işe sebep olanların ortaya çıkarılması, hesabının sorulması. Şiddet olaylarının mağdurlarının haklarının iade edilmesi, gözetilmesi, Türkiye bütün diplomatik uçuşları askıya aldı. Bir de büyükelçilerinin gelmesini istemiyoruz dedik. Bunlar, alınabilecek hemen tedbirlerdir. Bundan sonrası izlenecek ve zamanı, zemini, artları oluştuğunda karşılık verilecektir. Bizim amacımız, ne Hollanda ile ne Avrupa ile tamamen ilişkileri kesmek değildir. Bunu yapan biz olmayız ama bu yönde ısrarları devam ederse, tırmandırmaya devam ederlerse, Türkiye de bunun altında kalmaz. Karşılığını verir muhakkak. Doğrusu bölgede bizim bulunduğumuz bölgenin bir anlamda Avrupa’nın güvenliği anlamına geliyor. Bu işin sonunda bu işin muhasebesini yaparken biz bir düşünürken onlar 3 düşünmelidir” diye konuştu.

“Hollanda Başbakanı ile birkaç sefer telefonda görüştük”

Hollanda Başbakanı ile birkaç sefer telefonda görüştüklerini belirten Yıldırım, “O görüşme esnasında biz bu noktaya gelmesini istemiyorduk, kendine göre haklı gerekçelerini sıraladı. Beraber oturalım yemek yiyelim dedik. Biz herhangi bir karşılık vermedik. Bizim konuşma tonumuzdan böyle bir teklifte bulunma ihtiyacı bulundu. Oradaki yaşanan olayı getirdiği can sıkıntısı ile bazı şeyler konuştuk. Karşılıklı o da sesini yükseltti, biz de sesimizi yükselttik” ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

“Bizim maslahatgüzarı ve başkonsolosu bir ara gözaltına aldılar. Bu konuda özür diledi Başbakan. Bir kere AİHM’e gitmek için iç hukuk yollarını tüketmek gerekiyor. Yine, oradaki mağdurlar bu işten müşteki olanlar müracaat edecek, hak arama yollarını deneyecek ve sonra AİHM’e gidecek. Başka yollar da çalışacak. Uluslararası haklardan doğan bütün haklarımız, seyahat serbestisi, kendi konsolosluğumuz kendi toprağımız olması buna aykırı durumlar. İncelenecek, işin takibi yapılacak. Siyasi ilişkiler ve alınacak idari kararlar.”

AB’nin en yüksek yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı’nın, işverenlerin çalışanlarına başörtüsü yasağı getirebileceğine dair karar almasına değinen Yıldırım, “Bu çok yanlış bir şey. İnanç özgürlüğüne de aykırı. Bu işte aşırısal söylemlerin etkisinde kalarak dönemsel olarak böyle kararlar alınıyor. Bunların barışa, dostluğa katkısı olmaz. Bunlar gerilimi daha da tırmandırır. Bunun ciddi anlamda bir bedeli de olur. Bu kararlar, bölgesel küresel barışa katkı sağlamaz. Ülkeler arası ilişkileri daha da etkiler. Doğacak sonuçların da nereye varacağını göremeyebilirler” diye konuştu.

Mülteciler için kapılar açılacak mı?

Mültecilere ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Tehdit falan yaptığım yok. Bir gerçeği ifade ediyorum. Türkiye’nin bulunduğu konum, üstlendiği rol ve bölgede yaşananları dikkate aldığımızda Avrupa’nın hangi tehditlerle karşı karşıya olduğunu anlamak için yeter” dedi.

“AB tercih yapmak durumunda”

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bunları onlar düşünecekler. Top onlarda. Düzeltmek için gayreti Avrupa ülkeleri yapması lazım. Bu konuda bizden isteyecekleri bir şey yok. Biz Türkiye olarak açık ve net tutum izliyoruz. Orada bulunan milyonlarca insanımız ülkemizdeki anayasa değişikliğine ilişkin bilgilendirilmesinden daha doğal bir şey olamaz. Avrupa değeri ne, demokrasi, insan hakları, fikrini rahatça ifade etmek. Hani bunlar? Ya seçimlerden önce ya seçimlerden sonra AB bir tercih yapmak durumunda. Türkiye ile ilişkileri yeni baştan gözden geçirecek.”

Venedik Komisyonu’nun raporu

“Venedik Komisyonu’nun raporu tamamen siyasi bir karar” diyen Yıldırım, “Bizim anayasa değişikliğini inceleyip rapor oluşturmuşlar. Orada HDP’lilerin, marjinal örgütlerin, CHP’lilerin mecliste ne konuştukları varsa o rapora koymuşlar. Tek adam, meclis etkisiz hale getiriliyor falan filan. Bir sürü zırva. Türkiye’nin yapacağı değişikliği kabul edecek olan millettir. Milletin kararırın üzerinde hiç kimse bir tasarrufta bulunamaz. Venedik Komisyonu aklı sıra, bu raporun sonucunu etkilemeye çalışıyor. Herkes haddini bilsin” açıklamasında bulundu.

İsviçre’de atılan Türkçe manşet

İsviçre’de atılan Türkçe manşeti değerlendiren Yıldırım, “Buna benzer çok örnekler var. Ne yaparsa yapsınlar, bizim milletimiz basiretlidir. Neye karar vereceğini bilir. Bu ve buna benzer yönlendirmeler ters teper. Bu millete dayatma sökmez” dedi.

Hollanda’da yaşananların 16 Nisan referandumunda evet oylarını etkileyeceği yönündeki görüşlerin sorulması üzerine Yıldırım, “Öyle bir şeye ihtiyacımız yok. Bizim bir senaryoya, tezgaha ihtiyacımız yok. Biz, milletimizin kararından eminiz. 16 Nisan’da millet enine boyuna değerlendirecek ve ülkemizin geleceği için karar verecek. Bu mutlaka artısıyla eksisiyle değerlendirilecek. Ben bunun hiçbir etkisi olmayacak demiyorum. Ama yani kocaman bir halk oylamasını getirip buraya bağlamak haksızlık olur” diye konuştu.

Ekonomideki gelişmelere ilişkin Yıldırım, “Bizim vatandaşımız şunu mu düşünsün, Batılılar bunu istemiyor, ilişkilerimiz bozulur, bundan vazgeçelim. Böyle bir göz var mı Türk milletinde. Bunu onuruna hakaret sayar. Bugün Türkiye, bölgesinde de dünyada da etkin bir ülkedir. Zaten böyle olduğu için gürültü fazla oluyor” dedi.

Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik söylemlerine ilişkin, ”Ben çok iyi şeyler hissediyorum. Çünkü gelecek ülkemizin geleceği, gençlerimizin, torunlarımızın geleceği. Binali Yıldırım’ın geleceğinden daha önemli. Darbe tehditlerinin olmadığı, zayıf hükümetlerle zaman kaybının yaşanmadığı, sandıkta iktidarın belli olduğu kesintisiz çalıştığı sistemi getirmeye çalışıyor. Burada kişilerin isimlerinin kim olduğunun önemi yok. Önemli olan buradan çıkan sonuçların ülkemizin refahına katkı sağlamaz. Kılıçdaroğlu beni düşüneceğine biraz da millet için çalışsın. Benim tavsiyem, evet versin. Çünkü Kılıçdaroğlu bu anayasa değişikliği ile ilgili bizim anlatamadığımız şeyi en güzel şeyi anlattı. Bu anayasa geçerse, Cumhurbaşkanı ile Başbakan ayrı partilerden olursa o zaman ne olacak diyor. Aslında bu her şeyi özetliyor. Onun yardımcısı da çıktı dedi ki, biz anayasayı tersten okuyoruz dedi, Kılıçdaroğlu belli ki tersinden okumuş”

Tek adam eleştirileri

‘Tek adam’ eleştirilerini değerlendiren Yıldırım, “Ne diyeyim, iki tane Cumhurbaşkanı mı seçeceğiz. Kılıçdaroğlu’nun hatırı için iki tane mi seçelim? Kılıçdaroğlu, HDP ile çok haşır olunca eş başkanlığa kafayı taktı anladığım kadarıyla. O zaman CHP’den başlasınlar.

Mutlaka tek olacak ama arasında millet olacak. Millet arkasındaysa önemli değil ki tek olmasının. Sayın Kılıçdaroğlu doğrusu biraz daha gayret etse buna olur diyebilir, evet diyebilir. Neticede ona da bir fırsat doğmuş olur. Kılıçdaroğlu durmadan kafa karışıklığı yaşıyor.Kampanya süresince sürekli taktik değiştiriyor. Bir çatıyor, sonra yumuşak bir uslüba geçiyor. Bu kadar kısa zamanda bu kadar fikir değişikliği bir fayda getirmez. Milletin kafası karışıyor. Birtakım taktikler, telkinlerle kampanya yaparsanız, vatandaş sizin evvelki sicilinize gider. Çok fazla taktik değiştirmesi, bugünlerde sosyal medyada yoğun çalışmalar var. Kılıçdaroğlu yeni söylemler meraklısıyla sosyal medyada bir kanal açsın orada videolar çekip yayınlasın. Bunu da tavsiye ediyorum. Gerçi o genç kuşakları işi ama öğrenmenin yaşı yok” ifadelerini kullandı.

Kararsız seçmenler

Kararsız seçmenlere ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, “Kararsızların bizim karşımızda olduğunu kabul etmek doğru bir yaklaşım değil. Günden güne azalıyor. 20 ile başladı şimdi belki 10 civarında. Kararsızların ne yönde karar vereceği konusunda bizim bir endişemiz yok. Bizim görevimiz anlatmak” açıklamasında bulundu.

Başkanlık sisteminin doğru anlatılmadığı yönündeki eleştirileri değerlendiren Yıldırım, “Siz böyle bir fırsat sağladınız. Ben ne olacağını anlatayım. 18 madde değişiyor. 18 maddenin bir maddesinde Cumhurbaşkanının partisi ile ilişiği kesilir hükmü kaldırılıyor. Bu hemen kabul edildikten sonra yürürlüğe giriyor. Genel başkan olacak diye bir şey yok” dedi.

HSYK’da değişikliklerin yürürlüğe gireceğini anlatan Başbakan Yıldırım, üye sayısının değişeceğini hatırlattı. Yıldırım, iki maddenin referandumdan evet çıkması durumunda yürürlüğe gireceğini belirterek, “Bugün yaşanan sorunları gideriyor. Bu nedir biliyor musunuz? Statükocu kafa, vesayetçi anlayıştır. Bu değişecek. Millet yetkiyi verecek. 5 yıl. 5 yıl sonra bir daha. Nerede burada diktatörlük? Tek adamlık? Milletin seçtiğine kim diktatör diyebilir? Türk seçmeni bu işlerden anlamaz. Kime oy verdiğini bilmez onun için bu işi millete bırakmamak lazım gibi sonuç çıkıyor, bu yanlış bir şey. Bunların ikisi yürürlüğe giriyor. Recep Tayyip Erdoğan otomatik olarak bu sistemle seçilmiş olmuyor. 16 Nisan’da kabul edilirse, bu sistem yürürlüğe girecek. 17’sinde geçmek mümkün değil. Zaten değişiklik buna izin vermiyor, verse bile mümkün değil” ifadelerini kullandı.

‘Türkiye bölünecek’ tartışmalarına değinen Yıldırım, “Bu yersiz bir korku, samimiyetle söylüyorum. Bu kasıtlı olarak ortaya atılmış bir iddiadır. Türkiye bölünme konusunda çok hassastır. Bu anayasanın ilk 4 maddesini okumadıkları belli. Vatandaşlarıma benim tavsiyem, 4 maddeyi okusunlar. Bu maddelere hiçbir şekilde el sürülmedi. Türkiye’nin üniter yapısının aynen korunduğu ifade ediliyor. Eyalet sistemine geçmek apayrı bir şey. O çok bambaşka bir iştir. Onu tartışmaya açmak bile akla ziyan bir iştir” dedi.

Doğu ve Güneydoğu’ya yaptığı ziyaretlere işaret eden Yıldırım, “Bayrağı, sevgiyi ve sahiplenmeyi gördüm. Terör örgütünün o canından bezdiren uygulamalarından kurtulmanın sevincini gördüm. Bu anayasa değişikliğine bölgeden destek olacak. Dedim ki vatandaşlarım, Kürtlüğünüzle iftihar edin. Bayrağınızla da iftihar edin. Terör örgütünün çukur siyaseti, çocukları dağa kaldırması, bölgenin büyümesinin geciktirilmesinin ne anlama geldiğini bölgede insanlar anladı” şeklinde konuştu.

Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Vatandaş bizim kafamızın içinde planımız olmadığını gördü. Yapmak istediğimiz her şeyin vatandaşımızın geleceği için, bu ülkenin terörden kurtulması için, batı, doğu için en büyük tehdidin bölücü terör örgütü olduğunu anlamış durumda. Bunlar gidiyorlar 100 kişi 200 kişi arkalarına katılmıyorlar. Bu ne demektir? Bu, burada muazzam bir değişikliğin olduğunu gösteriyor. Gittiğimiz zaman vatandaşın ilgisi bunu bize açıkça gösteriyor. Hala tabii bölgedeki vatandaşın zihninde bazı sorular var. Acaba, devlet bu uyguladığı politikayı, vatandaşların yaralarının sarılması konularından vaz mı geçecek? Hala bazı vatandaşlarımızın kafasında bu var, biraz izlemeyi tercih ediyorlar. Bir müddet daha izlemeyi tercih ediyorlar.”

Yıldırım, MHP’nin söylemleri ve kayyım atamalarına ilişkin, “Bunun MHP ile alakası yok. MHP orada terör örgütünün ayrı bir devlet kurmasına karşı. Buna herkes karşı. Ayyıldızlı bayrak hepimizin ortak değeri” dedi.

“Çözüm, terör örgütünün bu faaliyetleri sonlandırması”

Çözüm sürecinin tekrar başlayıp başlamayacağının sorulması üzerine Yıldırım, “Hayır. Çözüm, terör örgütünün bütün faaliyetlerini sonlandırması, aramızdan defolup gitmesi, Onun dışında çözüm yok. Terör örgütünün bu milletin başının belası olmaktan kurtaracağız” şeklinde konuştu.

Yıldırım, seçim kampanyasının devam ettiğini belirterek, Nevruz kutlaması için bir program yapmadığını ifade etti. Böyle şeylerin göstermelik yapılmayacağın anlatan Yıldırım, “Çözüm süreci bir fırsattı. O sürece ihanet ettiler, dolayısıyla o süreç kapandı” ifadelerini kullandı.

‘Hayır’ diyenlerin terörist olarak nitelendirilmesinin yanlış anlaşıldığı noktasına ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, “Böyle anlaşılıyorsa, bunu düzeltmemiz lazım. Seçmenin tercihini sınıflandırmıyoruz” dedi.

18 yaş düzenlemesi konusunda, CHP’nin seçim bildirgesini okudu

Başbakan Yıldırım, 18 yaş düzenlemesiyle ilgili olarak, “Bu seçim bildirgesinin ana omurgasını gençler oluşturuyor. Gençleri yarının umudu olarak görüyoruz, gençler bugünün de ortaklarıdır. Bu gençleri baş tacı yapacağız. Ortağı yapacağız. Peki size ne vaad ediyoruz, sizden sadece siyasete girmenizi istiyorum, CHP’nin seçim bildirgesi. Kılıçdaroğlu, şimdi ise ne diyor, 18-25 aralığında 8 milyonu aşkın genç var, karşı çıkıyor. Ömür boyu askerlikten muaf olacak diyor, kendi çocuklarına ikbal hazırlıyorlar. Bakkalın çiftçinin, manavın 18 yaşındaki çocuğu milletvekili olacak mı, hayır. Bu, CHP’nin popülist muhalefet anlayışının yansıması. Bu, bütün partilerin vaadidir, seçen seçilir. Seçme ehliyetiniz varsa seçilme ehliyetiniz de var demektir. Sanki 18 yaş olunca bütün milletvekilleri 18 yaş olacak Kılıçdaroğlu ben dışarıda kalacağım, herhalde öyle bir endişesi var” açıklamasında bulundu.

Yıldırım, “Torunlara fazla vakit ayırmayı emeklilik gibi algılamak yanlış olur. Keşke şimdi de daha fazla vakit ayırsam, onlar benim bütün sinirlerimi alıyor. Fırsat bulursam, havaalanında görüyorum, orda burada görüyorum. Şartlar, kader çizgisinde ne varsa onu yaşıyoruz. Ben çok kolay sinirlenen bir adam değilim ama ben de etten kemiktenim. Zaman zaman sinirlerim doruğa ulaşıyor. Kafama gelip saçımı çekince rahatlıyorum” diye konuştu.

Siyaset dışı bir uğraşının olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, “Öyle bir imkanım olsa herhalde çok seyahat ederdim. Bir kere ülkemde gidecek çok yerler var. Vatandaşın içinde olmayı çok seviyorum. Böyle protokolsüz, hiçbir görseli olmayan şekilde sessizce gidip selam verip oturmak ama artık o şansımız kalmadı. Şu anda bulunduğumuz görev gereği denetimli serbestliğe dair mahkumlarız” diye konuştu.

Eşine hiç şiir okumadığını belirten Yıldırım, “Duygusal tarafım körelmiş vaziyette. Onu yaşama fırsatı bulmadık” dedi.

Yıldırım, “Böyle bir hizmetin aracı olmaktan her zaman gurur duydum. Bunu yaptım havasına da girmedim, girmem de yani” şeklinde konuştu.

Suriye’deki son durumu değerlendiren Yıldırım, “Bu PYD, YPG sorun. Bunların mutlaka oradan çıkarılması lazım. Bu, bizim önceliğimiz. Bunlar zaman zaman Özgür Suriye Ordusuna da ateş açıyorlar. Bizim istediğimiz, herkesin istediği, Suriye’de DEAŞ’ın ortadan kaldırılması, kalıcı çözümün oluşturulması. Bu konuda biz üzerimize düşeni yaptık. Amerika ve Rusya ile askeri düzeyde yakın koordinasyon içindeler. Böyle bir rahatsızlık yok. Bizim için önemli şey, PYD, YPG’nin PKK’dan sonra yeni bir örgüt olarak karşımıza çıkmaması. Biz, bunun mücadelesini veriyoruz. Bunların isminin ne olduğunun önemi yok, bunlar PKK’dır. PKK’yı nasıl görüyorsanız, öyle görün. (Abadi ile telefon görüşmesi) Musul’daki operasyonları anlattı, Sincar’da PKK’nın oralara yayılmasına asla müsaade etmeyeceğiz, Irak güvenlik güçleri ile ele alacağız, şimdi onların adımını attık dedi, bununla ilgili bilgi verdi” açıklamasında bulundu.

Ürgüp’teki vatandaşların Hollanda ile olan krizin turizme yansıdığı yönündeki ifadelerinin sorulması üzerine Yıldırım, “Ürgüp’teki vatandaşlarımız merak etmesin, biz hiçbir zaman sebepsiz yere gerilimi tırmandırma yoluna gitmeyiz ama ülkemize yönelik saldırılara da sessiz kalmayız. Bir ülkenin onuru, itibarı herşeyin önünde gelir. Bundan sonra yapıcı ve aklıselim davranmaya gayret edeceğiz” dedi.

Başbakan Yıldırım, Rakka operasyonuna ilişkin, “Rakka ile ilgili ABD bir hazırlık içerisinde. Bu hazırlıklarını yoğunlaştırdı. Diyoruz ki buradaki operasyonu PYD, YPG ile yapmayın. Biz, Fırat Kalkanında ÖSO ile bunu nasıl başardıysak, burada da aynı modeli uygulayabiliriz dedik. Buna göre kararınızı verin dedik” diye konuştu.

16 Nisan referandumundan hayır çıkması durumunda kaos çıkacağı yönündeki söylemlerin hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Biz korku siyasetinden yana değiliz. Vatandaşın kararı başımız gözümüz üstüne.biz evet kararının ülkemiz için çok daha güzel günleri yaşatacağını söylüyoruz. Hayır çıkması halinde dünyanın sonu değil. Biz rahatız, yaptığımız işin ne olduğunu biliyoruz. Onun için de bugüne kadar yaptığımız işlerde destek veren milletimiz bunda da gerekli desteği verecektir” şeklinde konuştu.