Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Antalya Milletvekili ve TBMM Geçici Başkanı Deniz Baykal, 4 adayın yarışacağı başkanlık seçimlerinde oy kullanmayacağını açıkladı.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde (AGC) gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Baykal, 7 Haziran seçimlerinden sonra siyasal hareketlenmenin hızlandığını belirterek, "Yarın TBMM'nin önemli bir toplantısı var. TBMM üyelerinin tamamı yemin etti. İlk iş başkan seçilmesi ve başkanlık divan oluşturulması gerekiyor. Bunlar yapılınca seçimler amacına ulaşmış olacak. TBMM oluşmuş olacak." dedi. Baykal, başkanlık seçiminin kritik bir aşama olduğunu belirtti.

EN YAŞLI ÜYE DEĞİL, EN ERKEN DOĞMUŞ ÜYE

En yaşlı üye sıfatıyla geçici Meclis başkanlığı görevini yürüten Baykal, kendiden bahsederken 'En erken doğmuş üye' şeklinde espri yaptı. Bu ifade gazeteciler arasında gülüşmeler neden oldu. Yasanın kendisine verdiği bu görevi onur olarak gördüğünü aktaran Baykal, Meclis toplantısında gündemin başkanlık seçimi olacağını ve kendisinin de bir aday olarak oy isteyeceğini kaydetti. Baykal, "Bu çok sık görülen bir tablo değil. Hem geçici başkan hem aday olma tablosu bazı soruların doğmasına neden oldu. Bu sorular bana da yöneltildi. 'Ben bunu incelettireceğim, hukuki bir çalışma yaptıracağım. İncelemeler sonunda da alacağım kararları da açıklayacağım' dedim. Şimdi burada o kararı açıklamak için bulunuyoruz." şeklinde konuştu.

'OTURUMU BEN YÖNETECEĞİM'

Meclis başkanlık sürecinde kendisiyle ilgili iki hususa açıklık getirmek istediğini söyleyen Baykal, bunlardan ilkinin 'aday olan geçici başkanın oturumu yönetip yönetmemesi' konusu diğerinin ise 'aday olan geçici başkanın seçimde milletvekili sıfatıyla oy kullanıp kullanması' konusu olduğunu ifade etti. Baykal, "Geçici başkanların kalıcı başkanlığa aday olması durumu çok sık rastlanan bir durum değil. Sadece Süleyman Hanif Emre beyin böyle bir girişimi olduğu tespit edildi. Emre geçici başkandı. O da en erken doğduğu için. Aynı zamanda da başkan adayıydı. Oturumu o yönetti. Oturumu yönetmesine kimsenin itirazı ve tartışma olmadı. Çok az oy aldı. Daha sonraki oturumlarda başkanlıktan çekildi. Yani ortada uygulama olarak geçici başkanı olan bir başkan adayının oturumu yönettiğine dair elde bir örnek var. Yasada ve iç tüzükte açık bir şekilde bu durumu aydınlatacak bir düzenleme yok. Yönetir veya yönetemez diye bir hüküm yok. Oy kullanabilir yada kullanamaz diye de bir hüküm yok." diye konuştu.

Baykal, hem TBMM kadrosundaki hukukçulara hem diğer hukukçularla bu konuyu görüştüğünü aktararak, geçici başkanın aday olması halinde oturumu yönetmesine hukuki ve siyasi bir engel olacak hukuki, siyasi ve teamülden kaynaklanan bir örnek bulunmadığını açıkladı. Baykal, "Oturumun aday olan geçici başkanın yönetebileceği konusunda hiçbir tartışma işareti gözükmüyor. Bu yaşımdan dolayı bir görev olarak bana verilmiştir. Yaşanan süreçle de alakası yoktur." dedi. Geçici başkandan bağımsız olarak adaylık sürecinin geliştiğini ifade eden Baykal, milletvekillerinin oy vermesi, oyların sayılması ve tasnifi üzerinde etki etmesi ve yönlendirmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını kaydetti. Geçici başkanın seçim üzerinde etkisi olmayacağından yarınki oturumda kendisine verilen görevi yapmaya devam edeceğini aktaran Baykal, "Oturumu ben yöneteceğim." dedi.

Oy verme konusunda ise başkanın oy kullanmayacağıyla ilgili düzenlemenin seçilmiş başkana yönelik düzenlendiği açıkça görüldüğüne değinen Baykal, şöyle devam etti: "Meclis başkanı çalışmalarda oy kullanma olanağını otomatik olarak kaybetmiş konumdadır. Seçilmiş meclis başkanı oy kullanamaz. Geçici olarak görevlendirilen başkanın oy kullanmayacağına ilişkin herhangi bir ifade yoktur. Oy kullanması halinde bunu engelleyecek bir dayanak yoktur. Görevi geçici başkan vekiline devreder ve iner aşağıdan oyunu kullanır. Buna engel bir durum da yoktur. Bunun uygulaması da vardır. Bu tablo karşısında hukuki bir engel olmadığı halde bir siyasi zihinlerde tereddüt olmaması için bir etik problem olmaması için yarınki oturumda oy kullanmayacağım. Meclisi yöneteceğim ama Mecliste turlar sırasında oy kullanamayacağım, böyle bir arayış içine girmeyeceğim."

'YILMAZ'IN İSTİFA ETMEDEN ADAY OLMASI PARLAMENTER REJİMİN RUHUNA UYGUN DEĞİL'

Baykal, açıklamaların ardından gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. AK Parti'nin Meclis Başkanı adayı İsmet Yılmaz'la ilgili olarak, "Bir hükümet üyesi kişinin bir bakanın, meclis başkanlığına aday olmasını engelleyen yasaklayan bir düzenleme yok." diyen Baykal, bunun parlamenter rejimin ruhuna çok uygun olmadığını, o nedenle hükümet üyesi birisinin, parlamentonun kendi iç işleyişinde, hükümet üyesi olarak yer tutması, muhtemelen aday olurken ayrılması gerektiği anlayışı olduğunun, bunun bir hukuki zorunluluk olmadığını ifade etti.

Meclis başkanlığının muhtemel koalisyonla ilişkisine yönelik ısrarcı sorulara ise cevap vermek istemeyen Baykal, "Benim adaylık çalışmasına yönelmiş olmam, hiçbir şekilde bir koalisyon modelinin uygulanacağı bir anlayıştan kaynaklanmıyor." dedi. Baykal açıklasının devamında "Hükümet ile ilgili hiçbir somut ilerleme yoktur. Şu an sadece peşrev çalışmalar yapılmaktadır. Esasa yönelik çalışma yoktur. Koalisyon çalışmaları ayrı, daha başlamadı bile. Hem cumhurbaşkanının görevlendirmesi oldu, hem siyasi partilerin görevlendirilmesi daha olmadı. " ifadelerini kullandı.

AK PARTİ'NİN 3. TUR PLANI

Deniz Baykal, Meclis başkanlığı seçimlerinde AK Parti'nin 3. turda HDP'nin adayını destekleyerek MHP ve CHP'nin adaylarını saf dışı bırakabileceğinin hatırlatılması üzerine şu değerlendirmede bulundu: "Siyasette oyunlar, tuzaklar, arkadan dolanıp açmaza alma çabaları prim yapmıyor. İtibar görmüyor. Bunun ben ülkede sorumlu siyaset adamları, siyasi liderler tarafından da anlaşıldığını görüyorum. O nedenle bu tip, taktik ters çapraz bağlantılar kurarak farklı sonuçlar elde etme gibi kamuoyunun güvenini sarsacak partilerin güvenilirliğini sorgulatacak davranışların ortaya çıkacağına hiç ihtimal vermiyorum. Kimseye yakıştırmıyorum. Net şeffaf bir çalışma yapılacağına güveniyorum. Bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Bir yeri ayak oyunları elde etmeye çalışmak, elde edilse dahi ne elde edenlere ne de ülkeye bir yarar getirmiyor. Bunu yaşadık gördük artık. Bakın, benzer bir taktik işbirliğini RTÜK ile ilgili olarak ortaya atıldığını arkadaşlarımız biliyorlardır. Baya ciddi bir anlayış olarak kabul gördü ama uygulanmıyor. Çünkü yeni siyasette bunlara yer yok. Yeni siyasette açık olacağız, dürüst olacağız. Arkadan dolanma, tezgâh bunlar artık yok yeni siyasette. Bu söylentiler eski siyaset anlayışını yansıtıyor. Hiç beklemiyorum. Çok şaşırırım."

Baykal'a konuşmasının sonunda ise seçimi bir oyla kaybetme ihtimali de hatırlatıldı. Diğer adayların oy kullanacağı, ancak kendisinin oy kullanmayacağının belirtildi. Bunu üzerine Baykal, "Diyorlar ki, o adaylar kullanacaklar. Sen yani bu eşitlik ilkesi açısından bir sorun yaratmaz mı? Şimdi benim böylesine bir önemli, tarihi bir oturumda TBMM'yi yönetiyor olmanın bana verdiği onuru bir oy karşılığında feda etmeye niyetim yok. O bir oydan çok fazlasıdır." cevabını verdi.
Seçimi bir oyla kaybedebileceği yorumuna ise "Olabilir, hiç önemli değil. Helal olsun diyorum. Gözüm arkada değilim. O oyun peşinde değilim. Böyle bir sorumluluk bana düşmüş, evet oy kullanmayacağım." diye karşılık verdi.

Toplantı sonunda AGC girişinde hatıra fotoğrafı çektiren Baykal, daha sonra gazetecilerin birlikte hatıra pozu verdi.