HDP Mardin Milletvekili Mehmet Ali Aslan, Mardin Midyat'ta gece yarısı durdurulan sivil bir vatandaşın, terörist denilerek askerler tarafından darp edilerek ağır yaralandığını öne sürdü. Çatışmazlık sürecinde yurtdışından dönüp bölgeye yerleşen halkın, yeniden yurt dışına dönmeye başladığını söyleyen HDP'li Aslan, "Yurt dışına geri dönüşler başlamakla beraber, yurtdışından gelmeyi düşünenler de gelmekten vazgeçmiştir." dedi.

HDP Mardin Milletvekili Mehmet Ali Aslan ile HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Türkiye'de konuşulan 5 dille selamlama yapan Aslan, Doğu ve Güneydoğu'da adeta bir savaş hali yaşanıyor olduğunu savundu.

2 Ağustos 2015 günü gece saat 24.00 sıralarında Mardin’in Midyat ilçesi Şenköy beldesinde Muhammed Teker (23) ve Kadir Yıldırım adlı Arap kökenli sivil vatandaşın Ömerli ilçesinden Midyat'a araçları ile seyahat ederken Şenköy Jandarma Karakolu tarafından durdurulduğunu dile getiren Aslan, şunları söyledi: "Askerlerin bu saatte nereden geliyorsunuz sorusu üzerine 'TEDAŞ çalışanıyız, vardiyamız bitti evimize gidiyoruz' diyen sivil yurttaşlarımıza asker tarafından 'Ne Tedaş çalışanı, hepiniz teröristsiniz ' denerek, silahsız sivil yurttaşlarımız karakolun arka kısmına götürülerek üzerleri aranmış, hırpalanmış ve kendilerine ağır hakaretler ve küfürler edilmiştir. Bir fırsatını bulup annesini arayan Muhammed Teker 'Anne Şenköy karakolundayız, babama söyle gelip bizi kurtarsın yoksa bizi öldürecekler' diyor. Askerler hemen telefonuna el koyuyor ve küfürlerle üzerine yürüyorlar. Bu sırada bir asker Muhammed Teker’in cebine bir kimlik sıkıştırmaya çalışıyor. Bu baskı ve psikolojik atmosferin etkisiyle panikleyen Muhammed Teker cebine sıkıştırılan kimliği atıp, askerlerin baskısından kurtulmak için onlardan uzaklaşmaya çalışıyor, askerler tarafından kendisine yakın mesafeden arkadan ateş açılıyor. Muhammed yere yığıldıktan sonra askerler postallarıyla ellerine, kollarına ve bacaklarına basarken bir taraftan da ona ağır küfürler ediyorlar. Bir asker de kurşunlanma sonucu bağırsakları dışarı çıkan Muhammed’in bağırsaklarını kasaturasıyla içeri sokmaya çalışıyor. Ve bundan sonrasını hatırlamıyor ağır yaralı Muhammed Teker. Bütün bu dehşet verici vahim durumu anlatan şahıs, olaydan 15 saat sonra danışmanım Bozo Bilal Acar ile beraber kendisi ile yoğun bakım ünitesinde görüştüğümüz ağır yaralı Muhammed Teker’in kendisi. Görgü tanıklarının ifadesine göre Midyat Devlet Hastanesine getirildiği sırada kapıdaki sivil bir polis de 'bunlar hem terörist hem de devlet hastanelerinde tedavi ettiriliyor' dedikten sonra o sırada orada bulunanlar ağır yaralıyı linç etmek istemiş, hastane güvenliği yaralıyı linçten kurtarmış."

Ailesinin olayı anlatma taraftarı olmadığını, ancak ağır yaralı Muhammed Teker'in olayı anlatmak istediğini söyleyen Aslan, bütün çabalarına rağmen Şenköy Jandarma Karakolu, Midyat Jandarma Karakolu ve Midyat Kaymakamlığı'ndan konu ile ilgili bilgi alamadığını kaydetti. Aslan, şöyle devam etti: "Son günlerde Ağrı'da üç sivil yurttaşımızın evlerinde infaz edilmesi, Cizre’de bir sivil yurttaşımızın elleri ve ayakları kelepçelendikten sonra kolluk mensuplarınca infaz edilmesi, Nusaybin’de Geverli bir sivil yurttaşımızın yine Kolluk mensuplarınca katledilmesi, son olarak Midyat Şenköy’de sivil bir yurttaşımıza öldürme maksatlı ateş açılması. Bütün bunların geçici hükümet ve sarayın emri ile Kolluk mensupları üzerinden yapılması bölgede yaşayan Arap, Kürt, Türk, Mıhallemi, Süryani, Ermeni, Ezidi, halkları ve inançlarına maddi ve manevi olarak ağır kayıplar ve korkular yaşamaktadır. Çatışmazlık sürecinde yurtdışından dönüp bölgeye yerleşen halklarımızda, bölgede yürütülen savaş konseptinden kaynaklı, can güvenliğine bağlı tedirginlik, huzursuzluk ve güvensizlik yaşandığından, yurt dışına geri dönüşler başlamakla beraber, yurtdışından gelmeyi düşünenler de gelmekten vazgeçmiştir. Bir dönem yurt dışından yurt içine yerleşen vardı; şimdi yurt içinden yurt dışına gidişler başladı. Söz konusu savaşın getirdiği maddi ve manevi yıkıcı sebeplerden ötürü bölgedeki tüm halklar, inançlar, sivil toplum örgütleri, esnaf rahatsızlık duymakta ve rahatsızlıklarını tüm bölge illerinde demokratik eylemlerle sürdürmektedir. Halkımız bir an önce silahların susmasını ve barış sürecinin hızlandırılıp kalıcılaştırılmasını talep etmektedir. Bunun için Türkiye’deki tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri ve bireylerinden talebimiz barışın ruhunu yaşatmamız ve teneffüs etmemiz için elimizi taşın altına koyup sesimizi yükseltmemiz gerekiyor."

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise üç yıldır silahların susması, çatışmasızlık nedeniyle bölgede huzur olduğunu hatırlattı. İnsanların barış istediğini belirten Kerestecioğlu, asker ailelerinin, polis ailelerinin hiçkimseyi feda ettiğini düşünmediğini ifade etti. Çocuklara, gençlere bu devletin düşmanlık etmemesi gerektiğini vurgulayan Kerestecioğlu, herkesin barışı yükseltmek için çalışması gerektiğini söyledi.

HDP Mardin Milletvekili Mehmet Ali Aslan, kendi aracına atılan polis tarafından atılan gaz kapsülünü gösterdi. Aracın camına sıktıklarını ama kaportaya isabet ettiğini kaydetti.