Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca ATO Congresium'da düzenlenen "Türkiye Tarım ve Kırsal Kalkınma Hamlesi Projesi Uygulamaları Tanıtım Programı"nda yaptığı konuşmada, tarım sektörünü geliştirmek, çiftçilerin ve hayvancılıkla iştigal edenlerin gelir düzeyini yükseltmek için çok önemli projeleri hayata geçirdiklerini belirtti.

Erdoğan, "Tüm vatandaşlarımı 12 yıl öncesine götürmek suretiyle bir muhasebe yapmaya davet ediyorum. 12 yıl önce Türkiye bu noktada neredeydi, bugün nerede? Mesela, mazot desteğini hep konuşuyorlar değil mi? Şimdi ben de konuşuyorum. 2003 yılında ilk defa biz başlattık, bizden önce mazot desteği diye bir şey söz konusu değildi. Bugün bazıları çıkmış, mazot üzerinden çiftçimize selam vermeye, mesaj göndermeye çalışıyor. Bu hak gasbıdır, böyle bir şeye müsaade edemeyiz. İlk defa bunu başlatan biziz, halbuki biz bunun sözünü dahi etmedik, istismarını yapmadık, uyguladık." dedi.

"Vatanımıza sahip çıkacağız"

Konu tarım, toprak olunca rahmeti Aşık Veysel'i anmadan geçmenin olmayacağını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ne diyor Aşık Veysel; 'Dost dost diye nicesine sarıldım. Benim sadık yarim kara topraktır. Beyhude dolandım, boşa yoruldum. Benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım. Ne bir vefa gördüm, ne fayda buldum. Her tür isteğim topraktan aldım. Benim sadık yarim kara topraktır'. Evet, gerçekten sadık yarimiz toprağa iyi sahip çıkmalıyız. Topraktan geldik, toprağa döneceğiz. Bu kadar bir sadık yar. Bu topraklar sadece buğday, sebze, meyve vermekle, hayvanlarımızın yemini sağlamakla kalmıyor. Aynı zamanda bize yurt oluyor, aynı zamanda bize vatan oluyor."

Vatansız insanın köksüz insan olduğunu ifade eden Erdoğan, "Köksüz insan da rüzgarın önünde savrulan yaprak misali nereye gideceği, nereye varacağı, nerede çürüyeceği belli olmayan varlığa dönüşür. Türkiye bizim vatanımız. Taşıyla, toprağıyla, kurduyla, kuşuyla, baharıyla, kışıyla yani her şeyiyle bu topraklar bizim ezeli ve ebedi toprağımız, vatanımız. Vatanımıza sahip çıkacağız. Bu toprakların hiçbir örgüt tarafından, hiçbir hain tarafından kirletilmesine izin vermeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'yi sırtından hançerlemelerine göz yummayacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vatanın ekmeğini yiyip, suyunu içip, bu ülkenin imkanlarıyla okuyup bir yere gelenlerin, milletten topladıklarıyla semirenlerin, yurt dışındaki sırça köşklerinde ihanet çeteleri kurup, Türkiye'yi sırtından hançerlemesine asla göz yummayacağız" dedi.

Türkiye'yi Avrupa Birliği'nin meclislerinde Amerika'daki senatoda, parlamentolarda arkasından vurma gayreti içerisinde olanlara göz yummayacaklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu millet kendi kaderini, kendi parlamentosunda milli iradesiyle belirleyen bir millettir. Bizim kaderimize farklı parlamentolardan hükmetmek isteyenlere evelallah bu parlamento, bugüne kadar cevap vermediği gibi bundan sonra da onların beklediği istikamette hiçbir zaman beklentilerine aynı şekilde cevap vermeyecek, tam aksi cevabı verecektir. Bin yıldır bu coğrafyayı bize vatan yapmamak için başvurmadık yol, gerçekleştirmedik zulüm bırakmayanların dümen suyuna girmiş olanları, bu topraklar kabul etmez. Yaşarken de kabul etmez, öldükten sonra da kabul etmez. Onun için toprakları nasıl bütünleştiriyorsak, toplulaştırıyorsak bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep beraber Türkiye olacağız. "

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toprağın, coğrafyanın hafızasının insanınkinden daha güçlü olduğuna işaret ederek, kendisini seven, kendisine hizmet edeni ödüllendiren bu toprakların, kendisini satanın cezasını da mutlaka vereceğini kaydetti.

"Türkiye kritik bir dönemin eşiğinde"

Erdoğan, "Beni en iyi toprağın evladı olan sizlerin anlayacağını bildiğim için burada sizlerle dertleştim, dertleşiyorum" diyerek, şunları kaydetti:

"Biz bu ülkeye insanıyla ve toprağıyla sevdalıyız. İşte bu sevdayla yaklaşık 13 yıldır gece gündüz milletimize hizmet ettik. Türkiye'yi bölgesinde ve dünyada güçlü, itibarlı, kalkınmış, refah içinde bir ülke haline getirmek için içeride ve dışarıda herkesle mücadele ettik. Milletimiz, bu mücadelemizde hep yanımızda oldu. Bugün Türkiye, kritik bir dönemin eşiğinde bulunuyor. Bölücü terörden, paralel ihanet çetesine kadar pek çok tehditle karşı karşıyayız. Türkiye'nin bölgesindeki kardeşleriyle kucaklaşmasından rahatsız olanlar, bunu hazmedemeyenler çevremizi adeta bir ateş çemberiyle kuşattı. Biz neyin, niçin olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bunların arkasında kimlerin olduğunu, hangi hesapları güttüklerini de çok iyi biliyoruz. La galibe illallah, nedir anlamı? Allah'tan başka galip yoktur. Bütün hesapların üzerinde bir hesap vardır, onu da ancak Allah bilir."