Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çözüm sürecinde etken olanların silahtan değil zeytin dalından yana olması gerektiğini söyledi. Çelik, "Bir elinde silah diğer elinde zeytin dalı tutacaksın. Böyle yok. Ya zeytinden yana olacaksın ya silahtan. Bu inandırıcı olamaz." dedi.

Partisinin olağan kongresine katılmak üzere Kütahya’ya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Dumlupınar Kapalı Spor Salonunda partililere hitap etti.
Çelik, partisinin kuruluşundan bu yana yapılan kongrelerden sonra ki seçimlerde hep başarılı olduklarını ifade ederek, "İşte bu kongreler, bu yenilenmeler Allah'ın izni ile bizlere 9 seçimde 9 başarı getirdi. Ben inanıyorum ki hemen kongre sonrasında yapılacak genel seçimler 10’da 10 yapmamızı, onuncu seçimde de başarılı olmamızı getirecektir." şeklinde konuştu.

Çelik, Seyitömer Linyit İşletmeleri ile ilgili olarak kendisine iletilen sıkıntılarla ilgili pazartesi günü müfettiş gönderileceğini de belirterek, "Tabi Kütahya’da çalışma hayatı ile ilgili bazı sorunlar da var. Onların başında gelen hadise bildiğiniz gibi Seyitömer’in özelleştirilmesi ve çeşitli özelleştirmeler içerisinde yaşanan sıkıntılar ve problemler var. Buradan işverenlere sesleniyorum. Burası demokratik bir ülke. Bir işçinin hakkını hukukunu gözetmeden kazanmaya göz dikerseniz o midenizde ateş olur, şimdiden söyleyeyim. Eğer hukuksuzluk varsa, bana bugün anlatıldığı gibi bir durum söz konusu ise pazartesiden geç kalmamak üzere inşallah buradaki hukuksuzlukarın önüne geçmek için müfettişlerimizi göndereceğiz ve burada olup biten yanlışların üzerine gideceğimizi bütün emekçi kardeşlerimizin bilmesini istiyoruz." açıklamasında bulundu.

‘YA ZEYTİNDEN YANA OLACAKSIN YA SİLAHTAN’

Çelik, çözüm sürecine herkesin destek vermesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuştu: "Çözüm süreci. Burayı iyi dinlemenizi istiyorum. Terörden hep beraber çok çektik. Şehitler geldi. 5 bin 10 bin asker ve polisimiz şehidimizi burada törenlerle gözyaşları ile defnettik. Her gelen şehit için burada kin oluştu kin. Aynı şekilde öldürülen teröristler oldu. Onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kayıtlı. Onlar da teröristleri götürürken kin oluştu. Türkiye ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya. Kin ve kan neticesinde Türkiye bir açmaza geldi. Burada enerjimizi kendi içimizde tüketme gibi bir mekanizma kurmuşlar. Oysa biz Çanakkale'yi beraber almıştık. Orada Kürt yoktu, Boşnak yoktu, Türk yoktu. Hep beraber millet olarak seferber olduk. Türkiye’yi Türkiye'ye girmek isteyen güçlere karşı hep beraber direndik. Millet ağladı silah baronları güldü. Silah tüccarları otuz yıl boyunca güldü. Bu süreç yani çözüm süreci Türkiye'nin istikbali ve Türkiye'nin istiklali açısından önemli. Bu millete kendi evlatları üzerinden plan yapanlara dur demeliyiz. Evlatlarımız üzerinde planlar kuruluyor. 70 öncesi sağcı solcular vardı. Sağcı mahalleler solcu mahalleler. Kendi evlatlarımızı kırdıranlara karşı dur diyecek bir yaklaşımı mutlaka sergilemek durumundayız. Bu süreç devam ederken Kütahyalılar sizleri iyi tanıdığım için söylüyorum. Asabımızı bozan işler oluyor. Olmuyor mu? Herkes bu sürece sahip çıkmalı. Bilin ki sizin asabınızı bozan şey bizim asabımızı da bozuyor. Ama bu kanla kinle olacak iş değil. Bu mesele mutlak suretle çözülmeli, bu sabrı göstermeli ve çözüm sürecine sahip çıkmalıyız. Silaha umut bağlayanlara da buradan sesleniyorum. Bir elinde silah diğer elinde zeytin dalı tutacaksın. Böyle yok. Ya zeytinden yana olacaksın ya silahtan. Bu inandırıcı olamaz. Bu inandırıcı bir durum değil silahı gömeceksin. Burası demokratik bir ülke. Varsa yüreğin, varsa bileğine güveniyorsan, gırtlağına güveniyorsan çıkacaksın siyaset alanında mücadele edeceksin. Hakkını orada arayacaksın. Silah dönemi bitmiştir. Ne güneydoğudaki vatandaşlarımızın silaha rağbeti vardır ne başka bir arkadaşlarımızın. Herkes bıkmış bundan. Baskı ile tehdit ile bunu sürdürme imkanı kalmamıştır. Tarih boyunca ki kardeşlerimizi tekrar gün yüzüne çıkarmalıyız. 6 ve 7 Ekim'deki ve Cizre olaylarında olup bitenlerin tamamı bu ülkede barış istemeyenlerin tezgahı olduğunu aklınızdan çıkarmayın."

Bakan Çelik kongrenin ardından kara yolu ile Bursa’ya hareket etti.