CHP Aydın İl Başkanlığı’nda bir basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, genel seçimde vatandaşın hükümete tasdikname vermesini beklediklerini söyledi. Tezcan, “Türkiye, kutuplaştırılan bir süreçte. 12 yıllık AKP iktidarı döneminde borçluluk arttı. İşsizlik arttı. Yolsuzluk arttı. Yoksulluk arttı. Baskı arttı. Zulüm arttı. 12 yıllık AKP iktidarının karnesi maalesef zayıflarla dolu. Şimdi bu karnenin sahiplerine artık tasdikname verme zamanı. 7 Haziran seçimleri, karnesi zayıflarla dolu olan AKP iktidarına tasdiknameyi koltuğunun altına verme seçimleri olacak. Demokraside, siyasette yepyeni bir Türkiye vizyonunu çizmeye hazırız. Şimdi milletimizden, bu süre içerisinde 7 Haziran’a kadar 12 yıllık karnesi zayıf olan iktidara tasdiknamesini verip CHP iktidarını 8 Haziran sabahı sandıktan çıkarmasını bekliyoruz.” dedi.

CHP İl Başkanı Hikmet Saatçı, milletvekili adayları ve partililerin de katıldığı basın açıklamasında konuşan Genel Başkan Yardımcısı Tezcan seçimler, Ağrı olayı, Cumhurbaşkanı’na hakaret, TRT’nin CHP’nin reklamlarını yayımlamaması ve Efkan Ala ile ilgili konuştu. Seçim sürecine arzu edilmeyen bir gerilim ve gerginlik ortamı içerisinde girildiğini iddia eden Bülent Tezcan, “Seçimlere demokratik olgunluk içerisinde, Türkiye’nin her yerinde girmeyi arzu ederken ne yazık ki iktidarın, süreci ve siyaseti sertleştirme çabalarının ve adımlarının kararlı ve sistemli bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Türkiye, 90 yıllık cumhuriyet geleneği içerisinde, 60 yıllık çok partili demokrasi geleneğinde kendi problemlerini demokrasinin sınırları içerisinde çözebilmeyi bilmiştir. Zaman zaman demokrasimiz sıkıntılar yaşamış ise de Türk milleti, demokratik olgunluk içerisinde bütün problemlerini çözebilecek noktaya artık gelmiştir. Bu çerçevede bu seçimlere giderken 7 Haziran seçimlerinde, iktidarın gücü tek bir elde toplama çaba ve niyetine karşı demokrasinin, özgürlüğün yerleştiği bir düzen arzumuzu sandığa yansıtma peşindeyiz.” dedi.

'TRT’Yİ MAHKEMEYE VERDİK'

CHP’nin seçim reklamını yayımlamayan TRT Genel Müdürü ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Tezcan, “CHP’nin reklamlarını yayımlamayan bir TRT ile karşı karşıyayız. TRT devlet televizyonu, 77 milyon vatandaşımızın vergisiyle yayın yapan bir devlet kurumudur. TRT’nin genel müdürü, maaşını milletin verdiği vergilerden alıyor. TRT hükümet televizyonu değil, TRT iktidar televizyonu değil. TRT devlet televizyonu ve seçim dönemlerinde TRT’nin eşit, adil, tüm siyasi görüşlere fırsat eşitliği tanıyan bir yayın anlayışıyla yayın yapması gerekirken ana muhalefet partisinin, CHP’nin siyasi reklamını keyfi olarak yayımlamadı. TRT Genel Müdürü, sahibinin sesi olma niyetinde, anlaşılan o ama sahibini karıştırmış. TRT’nin sahibi millettir. TRT’nin sahibi hükümet değildir. TRT Genel Müdürü, sahibinin sesi olmak istiyorsa hükümeti sahibi gibi görmeyecek, milletin sesi olacak, milletin sesi. İktidarıyla, muhalefetiyle Parlamento'da olan olmayan bütün partiler bu milletin partisidir. Herkesin bütün siyasi görüşlerini TRT’de, seçim döneminde aynı ağırlıkta, eşit olarak ifade etme imkanı olması lazım.” şeklinde konuştu.

Seçime giderken devletin, özellikle hükümetin şiddeti her alanda kurumlaştırmaya başladığı bir atmosfere girildiğini iddia eden CHP Genel Başkan Yardımcısı, “Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar çok sayıda, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla soruşturmalar açıldı. 260 günlük cumhurbaşkanlığı döneminde, 270 tane soruşturma açıldı, Cumhurbaşkanı’na hakaretten. Böyle bir demokrasi olmaz.” ifadelerini kullandı.

Ağrı’da yaşanan terör olayıyla ilgili de konuşan Bülent Tezcan, “Orada ciddi bir kaygı, korku ortamı var. Seçim öncesi bu tip olayların yaşanması, arzu edilebilir bir şey değil. Hiçbir dönemde biz çatışma istemedik. Türkiye’de terörün ve çatışmanın olmasını istemiyoruz ancak seçim öncesinde şiddeti tırmandırarak, eğer bu tırmanan şiddetten sonuç almayı arzu edenler varsa, kim olursa olsun buradan bir sonuç almak hevesinde olanlar var ise onlar çok büyük bir yanılgı içerisine girerler. Seçimin demokratik olgunluk içerisinde, huzur içerisinde geçmesidir. Efkan Ala’nın bu süreçteki misyonu ve görevi de nedir? Ağrı’daki çatışmayla ilgili ilk açıklamayı Efkan Ala yapmıştır. Efkan Ala’nın şu anda hiçbir sıfatı yoktur. Eski İçişleri Bakanı olmanın dışında hiçbir görevi yoktur. Efkan Ala, milletvekili dahi değildir ama görüyoruz ki bölgede aktif ve etkili bir unsur olarak Efkan Ala figürü ortalıkta dolaşıyor. Bunlar, tereddüt ve şüpheleri arttıran hususlardır. Herkesin aklını başına alması gerekir. Herkese suhulet tavsiye ediyorum.” şeklinde konuştu.