CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek, “Çoluk çocuk ekmek bulamazken, insanlar işsizken sen kalkıyorsun dünyanın parasını veriyorsun kendine saray yaptırıyorsun. Bunu kaça mal ettin dediğimiz de bunu açıklamıyorsun. Neden açıklamıyorsun?” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM’deki CHP grup toplantısında konuştu. Grup toplantısında partililere seslenen Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı olaylarına değindi. Eylemcilerin camide içki içmediğini söyleyen imamın başka yere sürüldüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, “Doğruyu söyleyen imamı başka yere sürdüler ve kendi yalanlarının arkasında durdular. Şimdi gel sen bunlara Müslüman de. Nasıl insanlar bunlar? Kabataş İskelesi’nde ne demişlerdi? ‘başı örtülü bir kadına 30-40 kişi saldırdı demişlerdi’ çocuğu olan bir kadına. Bunun görüntülerini Salı günü göstereceğim grupta demişti. Ne görüntü var ne de bir şey var. Müslüman yalan söyler mi? söylemez. Terbiyesiz diyen bunlar, cibilliyetsiz diyen bunlar, ahlaksız diyen bunlar, sapık diyen bunlar, hatta bir gazeteci kadına ‘haddini bil edepsiz kadın’ diyenler bunlar. Bunu söyleyen bir ülkenin Başbakanı topluma örnek olamaz” dedi.
Kılıçdaroğlu, İslamiyet’te en büyük günahın kul hakkı yemek olduğunu söyledi. “Her türlü günahınla gel affederim ama kul hakkı ile karşıma gelme’ der Rabbim” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Aile boyu yolsuzluk yapmadılar mı bunlar? Köşeyi dönmediler mi ? Vatandaşın 5 kuruşuna tenezzül etmediler mi? 33 milyar liralık kaçak elektriğin faturasını namuslu insanlara yüklemediler mi bunlar? Ben defalarca çağrı yaptım, çık adam gibi söyle ben kul hakkı yemedim diye. Korkudan bu lafı duymamazlıktan geliyor, başka lafın hepsini duyuyor ama bunu duymuyor, sabah akşam kul hakkı yediği için. Bana sataşmayı da ihmal etmiyor. ‘o çıraktır çırak’ diyor. Buradan söyleyeyim, ben Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Bülent Ecevit’in çırağıyım. Ama ona söyleyeyim sen de hırsızların ustasısın, arada fark var. Hırsızlık konusunda kimse eline su dökemez. Aile boyu hırsızlık yaptılar.”
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert bir dille eleştirdi. “Çoluk çocuk ekmek bulamazken, insanlar işsizken sen kalkıyorsun dünyanın parasını veriyorsun kendine saray yaptırıyorsun” diyen Kılıçdaroğlu, “Bunu kaça mal ettin dediğimiz de bunu açıklamıyorsun. Neden açıklamıyorsun? Bir, hırsızlar çaldıkları malı açıklamazlar, iki bu tür sarayda oturanlar açıklamazlar, ikisinin de felsefesi aynıdır. Müslüman adam sözünde durur, namusu ve şerefi üzerine yemin ettiyse kesinlikle durur. Bu zat namusu ve şerefi üzerine yemin etti, tarafsız davranacağıma ant içerim dedi. Niye durmuyorsun sözünde? Hangi gerekçe ile durmuyorsun? Bu hırsızların ve tecavüzcülerin din maskelerini kesinlikle indireceğim” şeklinde konuştu.
“SULTAN AHMET CAMİİ’NİN SİLÜETİNİ BOZAN GÖKDELENLERİ TRAŞLA BEN DE SANA SAĞ OL SAYIN BAŞBAKANIM DİYECEĞİM”
“Sayın Davutoğlu, ‘edep yahu’ demiş, bana yollama yapıyor” diyerek sözlerini sürdüren Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Edep nedir biliyor musunuz? Yasalarla verilen görev yerine getiriliyorsa edepte vardır ahlakta vardır. Kurallara uyulursa edepte vardır, ahlakta vardır. Şimdi kalkıp İstanbul’da konuşuyor, ‘nereden çıktı bu gökdelenler, bir bıçak gibi İstanbul’un bağrına hançerlenmiş’ diyor. Bu adam gerçekten Başbakan mı? Türkiye’de yeni mi yaşıyor? İstanbul’u yirmi küsur yıldır siz yönetiyorsunuz. Eğer sen edepten söz ediyorsan, ahlaktan söz ediyorsan, yargı kararlarına uymaktan söz ediyorsan yapacağın tek şey var, Sultan Ahmet Camii’nin siluetini bozan 16-9 gökdelenleri var. Onları mahkeme kararına göre traşlarsın, söz veriyorum ben de geleceğim seni kutlayacağım. Sağol Sayın Başbakan edep budur ve sizi kutluyorum diyeceğim.”
“SEN O ÇELENGİ GÖTÜRECEKSİN ENSAR VAKFI’NIN ÖNÜNE KOYACAKSIN”
Karaman’da yaşanan ‘cinsel istismar’ konusunda da değerlendirmelerde bulanan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, olayı Lut Kavmin’in 21. yüzyıl versiyonu olarak değerlendirdi. CHP milletvekillerini ve avukatları olayı takip etmeleri için Karaman’a gönderdiğini belirten Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Olayı büyük bir soğukkanlılıkla takip edin. Çocuklar bizim çocuklarımız, aileleri bizim ailelerimiz. Gittiler raporlarını yazdılar, olay medyada yer aldı. Yer aldı ama öyle şeyler oldu ki vicdanım kabul etmedi. Bütün AK Parti camiası, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, milletvekilleri koro halinde çocukları değil Ensar Vakfı’nı ve derneği savunmaya kalktılar. Çocukların haklarını kim savunacak? O, çocukların haklarını biz savunacağız. Aileden sorumlu bakan şunu söylüyor ‘buna bir kere rastlanmış olması, hizmetleri ile ön plana çıkmış olan kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz.’ Bu lafa kimse itiraz etmiyor. Vatandaşlarıma sesleniyorum, samimi Müslümanlara sesleniyorum kendi çocuklarını düşünsünler. Kaç kere rastlanmış olması gerekirdi senin vicdanın rahat etsin ya da rahatsız olsun. İtiraz ettim, Ensar Vakfı’nın önüne neden yatıyorsunuz dedim. Koro halinde itirazlar, siyah çelenkler. Sen o çelengi götüreceksin Ensar Vakfı’nın önüne koyacaksın. Bunlar kadını insan olarak görmüyorlar, kadını cinsel obje olarak görüyorlar. Asıl hastalık burada, ruh hastalığı. Ne yaparsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler, kimin önüne yatarlarsa yatsınlar sonuna kadar takip edeceğiz.
Koro halinde bağırmaya, çağırmaya başladılar. Sandılar ki geri adım atacağım. Ben bu çocukların hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu benim vicdani, insani görevimdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik eleştirilerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu meşhur zat var ya, geçen diyordu ya, ‘CHP Genel Başkanını artık muhatap almayacağız.’ Çok şükür ağzından çıktı, ben de sevindim. Zaten bizim muhatabımız o değildi. Sen bizim muhatabımız değilsin dedik, fakat dayanamıyor ertesi gün kalkmış sosyal sigortalardan bahsediyor. Sen başbakanlık yapmadın mı? Yaptın. Benim genel müdürlük yaptığım dönemde bütün dosyalarımı inceledin mi? İnceledin. Müfettiş ordusu görevlendirmedin mi? Görevlendirdin. 5 kuruş açık buldun mu? Bulamadın. Çünkü ben kul hakkı yemem, sen yersin. Dilini tutamıyor her türlü hakareti yapıyor. Ama ben onun dilinden değil Ozanların dilinden cevap vereceğim. Aşık Veysel şunu diyor, ‘olmayasın karaktersiz, çok konuşan yerli yersiz. Adın doğru kendin hırsız, karanlıkta dolaşırsın.”