Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun CHP’ye yönelik sözlerine cevap verdi. Davutoğlu’nun, "CHP’nin Hz. Muhammed (SAV) ile ilgili karikatürleri sanki savunuyormuş" gibi suçlayan ifadelerinin birer yalan olduğunu söyleyen Koç, "İçeride Allah’ın ayeti ile alay eden, ‘makara-takara’ diye dalga geçen şaibeli bir bakanına ağzını bile açamıyorsun. Yaşanan hırsızlıklara, rüşvetlere, pisliklere müdahil olamıyorsun. Hazreti Peygamber'i tasvir eden karikatürlerin yayımlanması sonrası meydana gelen acı olaylarda yaşamını kaybeden insanları anmak için Paris’e koşup sırıtarak korteje kaynak yapmaya çalışıyorsun." dedi.

CHP sözcüsü Koç, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun partisi ile ilgili sözlerine düzenlediği basın toplantısı ile cevap verdi. Davutoğlu’nun il kongrelerinde yaptığı konuşmalarda hedefine CHP’yi oturttuğunu iftiralarla, yalanlarla konuşmalar yapmaya devam ettiğini kaydeden Haluk Koç, "Başbakan gibi başbakan sıfatı ile ortalarda dolaşan, iç ve dış kamuoyunu taşıdığı sıfata denk düşen bir ağırlıkla karşılanmadığı kişi açıkça yalan konuşuyor. İçine süreklendiği siyaset açmazında kendinden öncekilerin yaptığı gibi şeytanı rehber ediniyor adeta ve sağa sola, özellikle CHP’ye saldırmaya yelteniyor. Birkaç gündür CHP’yi diline dolamış, tek sermayesi olan inanç tacirliğini en pespaye, en aşağılık, en alçak ifadelerle insafsızca, hayasızca kullanıyor." ifadelerini kullandı.

'ŞİMDİ GELEN VEKİL İKİNCİ BİR KABATAŞ YALANINA SIĞINMAKTAN HİÇBİR HİCAP DUYMUYOR'

Konuşması sırasında bazı hatırlatmalarda bulunacağını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, sözlerine şöyle devam etti: "Bu konuları siyaset kürsüsünde ifade etmekten geri duruyoruz. Bu beyefendinin kullandığı siyaset diline bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum. Yalan kadar insanı alçaltan bir şey yoktur. Yalan ile iman bir arada durmaz. Haram yiyenin duaları kabul edilmez. Allah’ın en sevmediği 'hakkı kabul etmekte inat eden'dir. Bunlar değişik kaynaklardan ifade edilen bazı hadisler. Ahmet Bey sermayeyi çok çabuk tükettin, aşağılardasın artık, çukurdasın. Sözlerinden anlaşıldığı gibi sen de rüşvet paraları gibi sıfırlanmış durumdasın, tükenmişliğin ortasında şimdi ikinci bir Kabataş yalanına sığınıyorsun. Biliyorsunuz birinci Kabataş yalanını. Şimdi gelen vekil ikinci bir Kabataş yalanına sığınmaktan hiçbir hicap duymuyor."

'İNANÇLAR VE BU ÇERÇEVEDEKİ KUTSALLAR ÖZEL ALANLARDIR'

'CHP’nin Hz. Peygamber ile ilgili karikatürleri sanki savunuyormuş' gibi suçlayan ifadelerin alçakça, aşağılık birer yalan olduğunu vurgulayan Koç, "Yüz kere söyledik, bin kere söyledik. Siyaset iddiaya dayanır. ‘İnançlar ve bu çerçevedeki kutsallar ise özel alanlardır. Tartışılmazdır. Herkesin bu kutsallara saygılı olması gerekir.’ dedik. İddia ile söylüyorum, 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının inançlarının güvencesi de CHP’dir. Laik, demokratik devlet düzendir." değerlendirmesinde bulundu.

'ALLAH’IN AYETİ İLE ALAY EDEN, ‘MAKARA-TAKARA’ DİYE DALGA GEÇEN ŞAİBELİ BİR BAKANINA AĞZINI BİLE AÇAMIYORSUN'

Koç açıklamalarına şöyle devam etti: "İçeride Allah’ın ayeti ile alay eden, ‘makara-takara’ diye dalga geçen şaibeli bir bakanına ağzını bile açamıyorsun. Yaşanan hırsızlıklara, rüşvetlere, pisliklere müdahil olamıyorsun. Hz. Peygamber'i tasvir eden karikatürlerin yayımlanması sonrası meydana gelen acı olaylarda yaşamını kaybeden insanları anmak için Paris’e koşup sırıtarak korteje kaynak yapmaya çalışıyorsun. Boyu da küçük ya, araya karışmaya çalışıyorsun. ‘Bu adam da nerden çıktı’ der gibi bakanlara her zamanki anlamsız sırıtmanla ‘git dediler geldik, ne bileyim ben’ der gibi bir ifade takılıyorsun. Filistin’deki, Gazze’deki katliamlarla suçladığın Netanyahu ile yürürken sıra arkadaşlığı yapıyorsun. Kendi partinin içerisinde 'kendisini Hz. İbrahim, küçük kardeşini de Hz. Muhammed olarak ilan eden' vekile seyirci kalıyorsun. Başındaki muktediri Allah’a şirk koşan gafil, diğer milletvekiline ses bile çıkartamıyorsun, haramın içinde boğuluyorsun, ondan sonra CHP’ye yalan yanlış iftira atarak siyaset çukurunda küstahça çırpınıyorsun. Bütün bu alçakça, zavallı saldırılar senin tükendiğinin işaretidir Ahmet Bey. Komik olmak bir sanattır, bir beceridir, o da ayrı bir olay. Sen bunu dahi beceremeyen bir nüshasın."