CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ölümü ile Türk siyasetinin önemli bir değerini kaybettiğini söyledi. Altay, “Demirel siyasette gerçekten bir hazineydi.” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Güniz Sokak'taki evine taziye ziyareti yaptı. Altay, taziye ziyaretinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Türk siyasetinin önemli bir değerini kaybettiğini belirten Altay, “Demokrasi mücadelesinde, parlamenter sistemin işlemesinde büyük zorluklar çekmesine rağmen dirençle bu mücadelesini sürdüren cumhurbaşkanımızı kaybettik. Hem kendi adıma ve hem de partim adına taziyeye geldim. Merhuma Tanrıdan rahmet geride kalanlara uzun ömür diliyorum.” dedi.

Süleyman Demirel'in siyasette gerçekten bir hazine olduğunu kaydeden Altay, şöyle konuştu: “Türkiye’de hafızası ondan daha güçlü başka bir siyasetçi olmadı bugüne kadar. Bu özellikleri çok vardı. Siyasete espriler katan, espri ile renkli mesajlar veren bir kişiliğe sahipti. Hiç unutmadığım bir sözü vardır. 'Terzi yerinde yemek pişirilmez' demişti, benim de bulunduğum dar bir toplantıda. Siyasette önemli bir uyarıydı o günün koşullarında. Bir de Türkiye’nin yaşadığı bu barış sorunu ile ilgili portakal benzetmesini unutmam. Demirel Türkiye’yi bir portakala benzetirdi. İçindeki dilimleri halklar, portakalın kabuğunu da Türk milleti olarak tanımlamıştı. O Türk milleti kavramı ve aidiyeti, portakalın içindeki dilimleri, sulu, canlı ve diri tutar. Portakalın kabuğu delinirse içindeki dilimlerin hepsi kurur, çürür, yok olur demişti. Türkiye ile ilgili böyle bir benzetmesi vardı. Bu unutamayacağım anılardan biridir. Ben buraya zaman zaman gelirdim. Bir geldiğimde milletvekili olduktan sonra sağlık sorunu nedeniyle öpme ve tokalaşma yasağı vardı. Aylin hanım dedi ki 'tokalaşma, öpüşme yok' ben de gidince dedim ki 'Cumhurbaşkanım, ben vekil olmadan bir sene önce orman köylülerinin sorunları için köşke geldiğimde elinizi öpmüştüm, bir sene sonra milletvekili oldum, şimdi bu eli öpmezsem ayıp olur' dedim. Aylin hanım da 'o zaman size bir istisna yapalım' dedi. Türkiye’de bir çok insan, bir çok siyasetçi, kendisinden çok şey öğrendi. Ben de çok şey öğrendim. Elbette ayrı kutuplarda siyaset yaptık ama siyaset hep bir uzlaşma ve müzakere işidir. Aynı zamanda bir nezaket ve vicdan işidir siyaset. Demirel'de bunlar fazlasıyla vardı. Milletimizden hakkını helal etmesini temenni ediyorum. Bizden yana bir hak yok varsa da helal olsun.”