CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir televizyon programında 3Y ile mücadele ederken 'yolsuzluk' kelimesini söyleyememesini, Cumhurbaşkanı'nın 'gocunması'na bağladı.

CHP Milletvekili Muharrem İnce, bölgede seçim çalışmalarında bulunmak üzere uçakla Erzurum'a geldi. İnce, parti il binasında düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı milletin kutsalını siyasi malzeme yapmasını eleştirdi. CHP'li İnce ayrıca Cumhurbaşkanı'nın katıldığı bir televizyon proğramında yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadale (3Y) ile ilgili olarak, 'yolsuzluk' ifadesini kullanamamasını 'gocunma' olarak değerlendirdi. İnce, şunları söyledi: "Yolsuzluğu söyleyememesi gocunmasındandır. O konuyla ilgili sıkıntıları var çünkü. Bizim genel başkanımız, ‘Hırsızdan cumhurbaşkanı olmaz’ dedi. O da dava açtı. Dava açınca bizim avukatlarımız oğluyla arasında geçen tapeleri, o konuşma bandını mahkemeye sundu. Aldı 'belge burda' dedi. Bu sefer bilirkişiye gitti bu iş. Kaset doğru mu bakalım? Ses kaydı doğru mu? Montaj mı diye. Bu sefer bilirkişi gidince dava düştü. Geri çektiler davayı. Niye? abdestinden şüpheleri var da ondan. Çünkü kasedin doğru olduğunu, montaj olmadığını biliyorlar. Yolsuzluk konusunu söylediği zaman rahatsız olacak. Biliyor kendisi. Sonra 3 Y ile mücadele edeceğiz diye geldi bunlar. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Bu üçünü katmerlendirdiler, taçlandırdılar ama iki Y daha ilave ettiler. Bir 'yalanı' ilave ettiler, bir de 'yüzsüzlüğü' ilave ettiler. Bunların dönemindeki kadar yalan, siyasette hiç olmadı. Ama yüzsüzlük derseniz 1071 Malazgirt Zaferi'nden bu yana Anadolu toprakları böyle yüzsüz görmedi."

'YALANLARINI, TALANLARINI KUR'ANLA KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Seçimler yaklaştıkça kendilerinin 'darbeci' olarak nitelendirildiğini belirten İnce, asıl kendilerinin darbe mağduru olduklarını belirterek, şöyle konuştu: "Seçimler yaklaştıkça uydurdukları bir şey var. Darbeci bunlar. Darbeyle malvarlığına el konulan parti biziz. Genel başkanı sürgüne gönderilen parti biziz. Öldürülen, işkence gören biz, sürgün edilen biz, darbeci biz. Yalancı bunlar. Kenan Paşa ile Recep Paşa aynı kişi. Birinin süngüsü vardı, diğerinin copu var. Birinin tankı vardı, birisinin toması var. Recep Paşa'nın bir de biber gazı var üstüne üstlük. Aynı kafa. Kenan Evren'in çıkardığı kanunları savunan Recep Paşa'dır. Yüzde 10 barajını o savunuyor. Siyasetle ilgili kanunları o savunuyor. Sendikalarla ilgili kanunları o savunuyor, YÖK'ü o savunuyor. Sonra bize darbeci diyor. Bunlar yalanlarını, talanlarını, dolanlarını Kur'an'la kapatmaya çalışıyor. Almış eline Kur'an-ı Kerim'i seçim meydanlarına çıkıyor. Bu ne ayıptır ya, bu ne ayıp. Kur'an-ı Kerim hepimizin kutsal kitabıdır. Seçim meydanlarında onun yeri yoktur. Seçim meydanlarında yalan var, iftar var, hakaret var, tartışma var, sertleşme var. Ne işi var orada Kur'an-ı Kerim'in. Boşuna mı diyorum 'elinde Kur'an, dilinde yalan, kursağında haram meydanlarda Erdoğan' diye, boşuna mı diyorum."

'DİYANET İŞLERİ BAŞKANI AKP'NİN SEÇİM MALZEMESİ OLMUŞTUR'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'i de sert bir üslupla eleştiren CHP'li Muharrem İnce, "Diyanet İşleri son iki aydır Mercedesle, faizle, jakuzi ile uçakla anılıyor. Ezanı 50 dakika geç okutmasıyla anılıyor. Diyanet İşleri Başkanı, konu mankeni olmuştur. AKP'nin seçim malzemesi olmuştur. Meydanlara elinde Kur'an-ı Kerim'le çıkan Tayyip Erdoğan'ı eski Diyanet İşleri Başkanı eleştirmiştir, mevcut Diyanet İşleri Başkanı eleştirememiştir. Bunlar yakışık almaz, bunlar doğru şeyler değil. Siyasette tartışalım ama siyasetin içine iki tane oy alacağız diye kutsalımızı koyarsak burda yanlış yaparız." dedi.

TDK'DA 'GOCUNMA' KELİMESİ NASIL AÇIKLANIYOR?

Öte yandan Türk Dil Kurumu'nun (TDK) www.tdk.gov.tr internet sayfasında Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü'nde 'gocunma' kelimesiyle ilgili iki tanımlama yapılıyor.

İlki şöyle:
Al kaşağıyı gir ahıra, yarası (yağırı) olan gocunur (gocunsun): Bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır. (Atasözü)

İkincisi de şöyle:
Yarası olan gocunur (gocunsun): Bir işte sorumlu aranırken kusuru olan kimse telaşa düşer. (Atasözü)