CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, TBMM Genel Kurulu'nda veda konuşması yaptı.

'Allah'ın büyük bir lütfu, 54 yıl önce en genç üyelerinden biri olarak görev aldığı yasama organının 24'üncü yasama dönemini en yaşlı üye olarak açtığını' hatırlatan Oktay Ekşi, "Bugün de o yaşlı üyenin veda konuşmasını yapmak için huzurunuzdayım." ifadelerini kullandı.

Ekşi, şöyle devam etti: "Sevgili arkadaşlarım, dört yıl önce buraya gelirken ben sanıyordum ki parlamentoya üye oluyorum çünkü karşıt görüş sahibi insanların birbirini ikna etmek için medeni bir dille tartışılacakları bir kurumda görev yapacağımı düşünüyordum. Pek çoğunuz gibi, üzgünüm ki, aradığımı bulamadım. Onun yerine, hepiniz gibi, ben de demagojik içerikli, düşük düzeyli, saldırgan dilli, hatta bol kavgalı bir yasama döneminin ortağı oldum. Bunun temelde buradan değil, siyasi ikbalini herkesle kavgada arayan despotik bir anlayıştan kaynaklandığını biliyorum ama asıl başka bir yanlışa dikkatinizi çekmek istiyorum: Özellikle siz iktidar mensubu arkadaşlarım, partinizin aldığı yanlış bir karar sonucu içinizdeki yetişmiş, parlamenterliği öğrenmiş arkadaşlarınızı tasfiye edip yerlerine ham politikacılar koyacaksınız. Bakınız, buradaki varlığını kavgacı kimliğiyle açıklayan birkaç kişi hariç, 2'nci, 3'üncü dönem milletvekillerini ne kavga içinde görürsünüz ne de kaba bir dil kullandıklarına tanık olursunuz. Sevgili arkadaşlarım, ben burada yürütme denetlenir biliyordum. Meclisin bu işlevini neredeyse hiçe sayan bir İç Tüzük buldum. İç Tüzük'te olana da saygı duymayan bir yürütmenin tanığı oldum. İkisini de hiçbir zaman içime sindiremedim. Dahası, muhalefet gruplarının da İç Tüzük'ün bu antidemokratik hükümlerini, yürütmenin saygısızlığını bir kadermiş gibi kabullenip sineye çekmelerini hiç anlayamadım. Keza, sanıyordum ki Meclis Başkanlık Divanının bizlere saygısı vardır ve burada görüşülecek olan konular en az bir hafta öncesinden milletvekillerine bildirilir. Sizlerle yapılan bir anket ortaya koydu ki milletvekillerinin üçte 2'si o gün Genel Kurulda ne konuşulacağını bilmeden bu salona girmektedir. 5 milletvekilinden 4'ü Meclis çalışmalarını verimsiz bulmaktadır. Nitekim, hem vaktimizi heba ediyor hem de bir tasarıyı yasalaştırmak için üç haftadan beri gece gündüz burada havanda su dövüyoruz.

Sevgili arkadaşlarım, konuşmaya gelince hepimiz demokrasinin savunucusuyuz. Burada siyasi partiler var ama siyasi partilerde yönetimler parti içi demokrasiyi istemiyor, dahası bunu talep edene kimse sahip çıkmıyor.

Bir parlamenter demokrasinin en önemli kurumlarından biri bütçe görüşmeleridir, değil mi? Bu Genel Kurulda, iyi işleyen hiçbir demokraside görülmemiş komiklikte bir bütçe görüşmesi yapılıyor. Çünkü, siyasi iktidarın bir yıllık uygulamalarını ve politikalarını irdelemeyi amaçlayan bütçe görüşmesi tam bir ortaokul müsameresi düzeyine indirgeniyor; üstelik, bu, grup başkan vekillerinin mutabakatıyla yapılıyor. Grup başkan vekillerinin hegemonyası milletvekillerinin özgürce söz almalarına bile engel olduğu hâlde buna kimse itiraz edemiyor. Özetle, yasa önerisi veriyoruz, gündeme aldıramıyoruz; soru önergesi veriyoruz, yanıtını alamıyoruz; konuşmak istiyoruz, grup başkan vekillerinin icazetine takılıyoruz. Sonuçta, milletin bize verdiği görevi de hakkıyla yapamadan dört yılı dolduruyoruz. Başkan eğer yarım dakika izin verirse gerisini de okuyayım yoksa bırakacağım. Ben, işte bu nedenle 7 Haziran gününden itibaren aranızdan ayrılacaklardan biriyim. Ama, altını çizeyim ki bu dört yıl boyunca çok değerli, donanımlı, zarif insanlar, iyi hatipler, ciddi hukuk adamları, nitelikli politikacılar ve gerçek dostlar tanıdım; bundan son derece mutluyum, onlara başarılar diliyorum. Buraya tekrar gelecek arkadaşlarımın yanlışlardan arınmış bir parlamentoda çalışmasını dileyerek hepinize saygılar sunuyorum."