Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve hakkında rüşvet ve yolsuzluk iddiası bulunan 4 eski bakanla ilgili soruşturma önergesi hazırladı. Erdoğan ve bakanlarla ilgili hazırlanan 5 ayrı önerge, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuldu.

CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Partili İçişleri eski Bakanı Muammer Güler, Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre eski Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Avrupa Birliği (AB) eski Bakanı Egemen Bağış hakkındaki iddiaların Meclis tarafından araştırılması için önerge hazırladı. 5 önerge bu sabah saatlerinde TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında verilen önergede 17 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca rüşvet almak ve vermek, resmi belgede sahtecilik, Kaçakçılık Kanunu'na muhalefet gibi suçlardan dolayı soruşturmalar başlatıldığı ve aralarında 2 bakanın çocuklarının da olduğu şüpheliler hakkında tutuklama kararları verildiği bilgileri yer aldı.

25 Aralık 2014 günü ise bazı iş adamları ile 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan'ın da aralarında olduğu şüpheliler hakkında benzer suçlardan gözaltı, arama ve yakalama işlemlerine ilişkin hakim kararları verilmesine rağmen, bu kararlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce uygulamaya konulmadığına yer verilen önergede, şu ifadeler yer aldı: “18 Nisan 2013 günü ise dağıtım bölümünde ‘Başbakan’ yazan MİT raporu kamuoyuna intikal etmiştir. Bu raporda ‘Kapalıçarşı'da altın döviz ticareti yapan İran asıllı TC vatandaşı Rıza Sarraf, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler ile yakın ilişkide olup, kardeşi Mohammed Sarrafın T.C. vatandaşlığına kabulü için bazı girişimlerde bulunulduğu, gümrük kaçağı 1.5 ton altına el konması işleminin Bakan Zafer Çağlayan tarafından engellendiği, rüşvet istendiği ve uygun olmayan bu ilişkilerin ortaya çıkması halinde durumun hükümet aleyhine kullanılabileceği’ hususlarına yer verilmiştir. Bu rapordan 8 ay sonra ortaya çıkan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturmasındaki bilgi ve belgeler, 18 Nisan 2013 tarihli MİT raporunu doğrular niteliktedir. Dolayısıyla 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski bakanlarla ilgili iddialardan, 17 Aralık soruşturmasının kamuoyuna yansımasından çok daha önce haberdar olduğu anlaşılmaktadır.”

61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevini yapmayıp, adı geçen bakanları görevde tutarak bu kişilerin haksız çıkar sağlamalarına ve kamunun zararına neden olduğu ifade edilen önergede, şöyle denildi: “Bu eylemin TCK’nın 257. maddesinde tarif edilen ‘görevi kötüye kullanma’ suçunu oluşturduğu düşünülmektedir. Ayrıca, Başbakan olarak ‘görev sırasında suç işleyen’ bakanların eylemlerini öğrendiği halde bu suçu yetkili mercilere bildirmeyerek TCK'nın 279/1. maddesi kapsamına giren ‘suçu bildirmeme’ eylemini gerçekleştirdiği kanısı oluşmuştur. 25 Aralık 2013 günü ise 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan'ın da şüpheliler arasında bulunduğu yeni bir gözaltı, arama ve yakalama kararları verilmiş ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü bu kararların gereğini yapmamış, daha sonra da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yapılan görev değişikliği sonucunda bu kararlar geri alınmıştır. Bu nedenle delillerin karartıldığı ve suç unsuru olabilecek verilerin ortadan kaldırıldığı kuşkusu doğmuştur. Başbakan, yürütme organının başıdır ve bu olaylar sırasında, soruşturmayı doğrudan etkileyen girişimlerde bulunmuştur. Yolsuzluk soruşturmasının üstünün örtülmesi ve bu amaçla yürürlükteki hukuk sisteminin zedelenmesine yönelik girişimler, tartışmasız bir suçtur. Dolayısıyla 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Ceza Kanunu'nun 283. maddesinde tanımlanan ‘suçluyu kayırma’ kapsamına da girmiştir.”

BAŞBAKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN PARALARIN ‘SIFIRLANMASI’ YÖNÜNDE TALİMAT VERDİ

61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun evinde bulunan paranın Başbakan'a ait olduğu, bu para miktarının Başbakan'ın olağan gelirleriyle uyumlu olmayacak tutarda bulunduğu belirtilen önergede şu ifadeler yer aldı: “Bu paranın dışında, Başbakan'ın İstanbul'daki diğer evlerinde, çocuklarında, damadında ve kardeşinde de yüklü miktarda paraların saklandığı; konuşmalarda paraların Başbakan'ın talimatıyla Faruk, Mehmet Gür, Tunç, Ahmet Çalık, Faik Işık ile Mehmet adlı kişilere gönderildiği ve konutlarda bulunan paraların tümüyle başka yerlere aktarılması için 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘sıfırlanması’ yönünde talimat verdiği, 17 Aralık 2013 günü saat 15.39'da yapılan görüşmede, paraların tahliye işlemlerinin saatlerdir sürmesine rağmen tamamlanamadığı ve bütünüyle taşıma için havanın karanlık olmasının beklendiği, aynı gün saat 23.15'de, yani ilk görüşmeden yaklaşık 15 saat sonra dahi evde kaldığı belirtilen para miktarının 30 milyon euro olduğu, paranın bir türlü eritilemediği, örneğin Tunç adlı kişinin fazla yer kaplaması nedeniyle 10 milyon euro parayı ancak kabul edebildiği, ertesi gün dahi paranın tahliye işleminin sürdürüldüğü, Başbakan tarafından sıkça telefonla konuşulmamasının istendiği anlaşılmaktadır.”

Bu gerekçelerle 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevi sırasında ve görevindeki işlerden dolayı işlediği fiilleri; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257 (görevi kötüye kullanma), 279 (kamu görevlisinin suçu bildirmemesi), 277 (yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs), 283 (suçluyu kayırma), 255 (nüfuz ticareti) maddeleri ve 3628 sayılı Mal Bildirimi Kanunu'nun 4. ve 13. maddelerinde tanımlanan (haksız mal edinme, mal kaçırma, gizleme) suçlarına uygun düştüğünden, bu eylemlerin soruşturulması için hakkında Meclis soruşturması açılması istendi.

4 BAKAN İLE İLGİLİ ÖNERGELER MECLİS'TE

CHP’li Sağlar’ın önergesinde adı yolsuzluk iddialarına karışan bakanlarla ilgili iddialar da yer aldı. AK Partili İçişleri eski Bakanı Muammer Güler, Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre eski Bakanı Erdoğan Bayraktar ve AB eski Bakanı Egemen Bağış hakkında ayrı ayrı önerge hazırlandı.

Güler ile ilgili önergede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın fezlekesinde eski Bakan Muammer Güler hakkındaki rüşvet vermek, kaçakçılık, sahtecilik gibi suçlardan şüpheli olan Rıza Sarraf’ın trafikte durdurulmaması için araçlarına trafikte geçiş üstünlüğü kartı ve koruma polisi verilmesi, Sarraf’ın yakınlarının Türk vatandaşlığına geçirilmesinin sağlanması, bu kişinin Çin'deki paravan firmalarının bankalarla sıkıntıların giderilmesi için İçişleri Bakanı sıfatıyla referans mektubu yazılması, Rıza Sarraf’ı MASAK'ın takip etmesine yol açan ihbarı yapan Emniyet Müdürü'nün İstanbul'dan tayininin çıkarılması ve Rıza Sarraf’ın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi karşılığında her bir iş için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 10 milyon dolar civarında rüşvet aldığı iddiaları yer aldı. Makam olarak yolsuzluklarla mücadelede kendisine en çok görev düşen 61. Hükümeti'nin İçişleri Bakanı ve Mardin Milletvekili Muammer Güler hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 204. maddesinde yer alan sahte belge düzenlemek, TCK'nın 285. maddede düzenlenen soruşturmanın gizliliğini ihlal, TCK'nın 255. maddelerinde bahsedilen nüfuz suistimali, TCK'nın 283.maddesinde tarif edilen suçluyu kayırma ve TCK 252. maddede düzenlenen birden çok kez rüşvet aldığı iddialarıyla ilgili olarak Anayasa'nın 100 ve TBMM İçtüzüğü'nün 107. maddeleri uyarınca Meclis Soruşturması açılmasını istendi.

61. Hükümeti'nin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında Meclis Soruşturması açılmasını hakkındaki önergede ise 17 Aralık 2013 tarihinde başlayan operasyonla cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş boyutta; rüşvet, yolsuzluk, kaçakçılık, sahtecilik, nüfuz suistimali, suçluyu kayırma gibi birçok iddiada bulunulduğu ve bu iddialara ilişkin çok sayıda bilgi ve belgenin kamuoyuna açıklandığı vurgulandı. Soruşturmayla birlikte, siyasi ve kamuoyu gündemine ayakkabı kutusunda saklanan dolarlar, çikolata kutusuyla gönderilen 500 bin dolarlık bayram harçlığı, evde bulunan para kasaları, 700 bin liralık saat gibi kavramların girdiği vurgulanan Çağlayan ile ilgili önergede, şunlar kaydedildi: “Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/120653 sayılı soruşturma dosyasında şüpheli olan Rıza Sarraf’ın sahte belgelerle ihracat karşılığı Halk Bankası'ndan çektiği paralarla altın alıp İran'a ihracat işlemlerinde kolaylık sağlamak, Gana'dan Dubai'ye transit ihracat gibi gösterilen; ancak, İstanbul Atatürk Havalimanı'na inen bir uçakta bulunan 1.5 ton altınla ilgili kaçakçılık eyleminin adli ve idari soruşturulmasını engellemek, ithalat ve ihracat işlemlerine aracılık eden Halk Bankası'nın bu işlerden alınan komisyon oranının düşürülmesine böylelikle Halk Bankası'nın zararına yol açmak amacıyla 52 milyon dolara varan miktarda rüşvet aldığına ilişkin iddiaları 17 Aralık 2013 tarihinden bugüne kadar kamuoyunun gündemini meşgul etmektedir. Adı geçen eski Bakan’ın, defalarca kez kendisine ve İçişleri Eski Bakanı Muammer Güler ile AB Eski Bakanı Egemen Bağış'a rüşvet verdiği ileri sürülen kişinin özel uçağıyla umre ziyareti yaptığı ortaya çıkmıştır. Eski Bakan Zafer Çağlayan ile ilgili bu iddiaların, TBMM’de kurulacak Meclis Soruşturma Komisyonu'nca incelenmesi, delillerin toplanması ve suçun işlendiğine kanaat getirilmesi durumunda, adı geçen Bakan’ın TBMM tarafından Yüce Divan'a sevk edilmesi yurttaşların devlete ve kanunlara olan saygısını artıracak, hukuk devletinin de gereği yerine getirilmiş olacaktır.”

61. Hükümeti'nin Avrupa Birliği (AB) Bakanı Egemen Bağış verilen önergede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/120653 sayılı soruşturma dosyasında şüpheli olan Rıza Sarraf’ın bürokratik işlerini takip etmek, babasına İtalyan vizesi ve oturma izni alınması konusunda aracı olmak, Rıza Sarraf hakkında ulusal bir gazetede yayınlanması planlanan yolsuzluklarla ilgili bir haberin yayını durdurmak için tavassutta bulunmak, Rıza Sarraf’ın yürüttüğü otel projesi ile ilgili yardımcı olmak iddialarının TBMM’de kurulacak Meclis Soruşturma Komisyonu'nca incelenmesi, delillerin toplanması ve suçun işlendiğine kanaat getirilmesi durumunda, adı geçen Bakan'ın TBMM tarafından Yüce Divan'a sevk edilmesi, yurttaşların devlete ve kanunlara olan saygısını artıracak, hukuk devleti olmanın da gereğinin yerine getirileceği vurgulandı.

61. Hükümeti'nin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında Meclis Soruşturması açılmasını yönelik verilen önergede ise şu ifadeler yer aldı: “61. Hükümeti'nin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 17 Aralık soruşturması sonrası, yapılan tüm işlemlerin 61. Hükümeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde olduğunu ve milleti rahatlatmak için Recep Tayyip Erdoğan’ın da istifa etmesi gerektiğini açıklamıştır. Bayraktar daha sonra Bakanlık görevinden istifa etmiştir. 25 Aralık soruşturmasında da adı geçen Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın çeşitli iş adamlarının özellikle arazi işlerinde kolaylık sağladığı, kültür ve tabiat varlıklarının statülerinde değişiklik yapmak için uğraştığı, imara ilişkin çok sayıda yenileme ile doğrudan ve dolaylı yoldan çıkar elde ettiği, rüşvet aldığı ileri sürülmekte ve Bayraktar’ın oğlu da aynı soruşturma içinde yer almaktadır. Yürütmeye mensup bir Bakan'la ilgili bu iddiaların, TBMM’de kurulacak Meclis Soruşturma Komisyonu'nca incelenmesi, delillerin toplanması ve suçun işlendiğine kanaat getirilmesi durumunda, adı geçen Bakan'ın Yüce Divan'a sevk edilerek yargılanması yurttaşların devlete ve kanunlara olan saygısını artıracak, hukuk devleti olmanın da gereği yerine getirilecektir.”