CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, TRT’nin yayınlarının tarafsızlık ve eşitlik ilkelerini ihlal edip etmediğinin belirlenmesi için Meclis araştırması açılmasını istedi. Yüksel, "Hükümet, TRT’yi icraatlarının geniş ölçüde bir tanıtım aracı olarak kullanmaktadır. TRT’nin bağımsız ve tarafsız bir kamu hizmeti yayıncılığı yürütmekte olduğunu söylemek artık imkansız.” dedi.

TRT yayınlarının tarafsızlık ve eşitlik ilkelerini ihlal edip etmediğinin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98. ile TBMM İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını istediklerini belirten Milletvekili Yüksel, şöyle dedi: "Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, 24.12.1963 tarih ve 359 sayılı kanunla, Türkiye Cumhuriyeti'nin kamu yayıncılığı yapmakla görevli ve kanunun 1. maddesinde ifade edildiği üzere tarafsız bir kamu tüzel kişiliği olarak kurulmuştur. TRT, günümüzde 15 televizyon kanalı, 7 ulusal, 6 bölgesel, 5 uluslararası radyo kanalı ile hizmet vermektedir. Kuruluş maddesinde de belirtildiği üzere ilgili mevzuatta TRT için her ne kadar 'idari ve mali özerklik' tanımı yapılmış ise de kamu hizmeti yayıncılığı uygulamasında bu teorik tanımın yeterli olmadığı, idari özerklik yerine hükümetin güdümünde bir yayın anlayışıyla hareket edildiği görülmektedir. TRT’nin asli görevi toplumu eğitmek, doğru, güvenilir ve tarafsız bir şekilde haber vermek ve kültürel gelişime katkı sağlayacak yayınların arttırılmasını sağlamak gibi bir toplumsal sorumluluğu bulunmaktadır."

TRT’ninse hükümetin basın açıklama ve faaliyetlerini yayımlandıktan sonra bunu dengelemek üzere muhalefet partilerinin görüşlerine yeterince açıklama olanağı tanımadığını belirten Yüksel, şunları söyledi: “Hükümet, TRT’yi icraatlarının geniş ölçüde bir tanıtım aracı olarak kullanmaktadır. TRT’nin bağımsız ve tarafsız bir kamu hizmeti yayıncılığı yürütmekte olduğunu söylemek imkansızdır. İktidarın eleştiriye yönelik tahammülsüzlüğü, TRT yayınlarına damgasını vurmuş durumdadır. Özellikle gerek yerel gerekse genel seçimlerin yaklaştığı dönemlerde siyasal iktidarın 'tesis açma törenleri', TRT’den öncelikli haberler olarak verilmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingleri, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının vergileri ile faaliyetlerini idame ettiren TRT’den canlı olarak naklen yayımlanmıştır. Tüm seçimlerde TRT programları, iktidar partisinin tekeline girmiştir. Muhalefet parti liderlerinin konuşmaları bile canlı olup olmadığına bakılmaksızın yarıda kesilmektedir. Yurttaşlarımızın ödediği vergilerle ayakta duran TRT, siyasi iktidarın medya kuruluşu haline gelmiş durumdadır. Elektrik abonelerinden alınan TRT payı, haksız bir bedel olarak hala tüketiciye yansıtılmaktadır. Yurttaşlarımızın ödediği elektrik bedellerinden alınan yüzde 2’lik TRT payı, haklı hiçbir gerekçeye dayanmamaktadır. TRT programlarında iktidar partisine ayrılan zaman muhalefet partilerine, sivil toplum örgütlerine, meslek odalarına ayrılmamaktadır. TRT, kamu yayıncısı tek kanal olarak halkın haber alma özgürlüğünü engellememeli, tüm partilere eşit mesafede durabilmelidir. Kamu hizmeti yayıncılığı, demokratik ilkeler doğrultusunda tarafsızlığı, siyasetler üstü yayıncılık niteliğini temel almalıdır. Katılımcı, çok sesli ve çoğulcu bir demokratik siyasal kültürün yerleşmesine katkıda bulunacak olan da bu anlayıştır.”