Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdiye kadar Kıbrıslı kardeşlerimiz bu noktada her türlü gayreti göstermiş ve çözümü isteyen taraf olduklarını açıkça ispat etmişlerdir. Artık Rum tarafının da işi yokuşa sürmekten vazgeçmesi." dedi. Rum tarafının da bu yönde samimi çaba göstermesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Bunun gerçekleşmesi halinde biz 2015 yılının Kıbrıs’ta çözüm yılı olabileceğine inanıyoruz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Türkiye’nin ulaşmış olduğu seviyeyi dünyaya göstermesi bakımından çok büyük önem arz ettiğini ifade ederek, "Seçimler son derece şeffaf, adil ve barışçıl bir atmosferde yapılmış, birlik ve demokrasi Kuzey Kıbrıs’ta kazanmıştır. Milli davamız olan Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk’ünün meşru haklarının savunulması Ada'da adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması noktasında Sayın Cumhurbaşkanı ile önemli mesafeler katedeceğimize inanıyorum. İkili görüşmemizde bunları etraflıca değerlendirme fırsatımız oldu. Heyetler arası görüşmede de bunları değerlendirmek suretiyle yol haritamızı ele almış olduk." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Akıncı ile yaptığımız bu görüşmede Kıbrıs meselesinde önümüzdeki döneme dair ne gibi adımları birlikte atacağız ve ne gibi adımların atılmasında arkadaşlarımız roller üstlenecekler. Bunları da konuşma fırsatımız oldu. Her türlü iyi niyetli yaklaşıma ve BM’nin çabalarına bugüne kadar destek verdik, vereceğiz. Önümüzdeki günlerde müzakerelerin yeniden başlaması planlanıyor. Temennimiz 11 Şubat’taki ilkeler çerçevesinde en kısa zamanda sonuca ulaşılmasıdır."

Sadece Türk tarafının gayretleri ile sonuç almanın mümkün olmadığının altını çizen Erdoğan, "Şimdiye kadar Kıbrıslı kardeşlerimiz bu noktada her türlü gayreti göstermiş ve çözümü isteyen taraf olduklarını açıkça ispat etmişlerdir. Artık Rum tarafının da işi yokuşa sürmekten vazgeçmesi ve bu yönde samimi çaba göstermesi gerekmektedir. Bunun gerçekleşmesi halinde biz 2015 yılının Kıbrıs’ta çözüm yılı olabileceğine inanıyoruz. Çözüm fırsatı 2004 olduğu gibi bir defa daha heba edilmemelidir. Çözüme BM çerçevesinde ve müzakere masasında ulaşılabilecektir. Bunun haricinde başka yollarla Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı üzerinde baskı kurularak sonuç alınmaya çalışılması beyhude bir uğraştır. Garantör ülke olarak adil çözüme ulaşılması yolundaki çabalara şimdiye kadar nasıl destek vermişsek bundan sonra da desteğimizi devam ettireceğiz." diye belirtti.

Kıbrıs’ta adile ve kalıcı bir çözüm yalnızca adadaki tarafların değil AB başta olmak üzere tüm uluslararası toplumun da çıkarına olduğunu ve bu hususun gözden kaçırılmaması gerektiğini belirten Erdoğan, "Bu noktada Yunanistan’ın da bizimle çabalarını birleştirmesi ve çözüm yolunun açılması için gerekli katkıyı sağlaması gerekiyor. Yunanistan’ı bu yönde teşvik etmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Erdoğan konuşmasına, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede Türkiye ve KKTC arasındaki işbirliğini daha da güçlendirilmesi noktasında atılacak adımları ele aldık. Şimdiye kadar gerek Cumhurbaşkanı Eroğlu, gerekse Cumhurbaşkanı Talat ile çok yakın temas ve işbirliğimiz oldu. Başta milli davamız Kıbrıs olmak üzere gündemdeki tüm konuları düzenli olarak istişare ettik. Aldığımız kararları da hayata geçirdik. Türkiye Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti’nin su ihtiyacına kalıcı çözüm bulmak amacıyla asrın projesi diyebileceğimiz büyük bir projeyi hayata geçiriyoruz. Su temin projesiyle Anamur’daki Dragon Çayı’ndan Geçit Köye kadar 81 km uzunluğundaki bu denizaltı boru hattıyla yılda toplam 75 milyon metreküp içme ve sulama suyunu Kıbrıs’a taşıyoruz. Proje şu an tamamlanma aşamasında, inşallah yıl sonunda önce bitmiş olacak. Kıbrıs’ta turizm ve eğitim sektörünün geliştirilmesinden ekonomik yardımlara da her alanda Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olmayı ve onları desteklemeye de devam edeceğiz. Hukuk mücadelesi olan Kıbrıs davasında Kıbrıs Türk’ünün meşru hakları daima muhafaza edilecektir. Tüm güçlükleri bugüne kadar olduğu gibi elbirliği ile aşacak dayanışma içerisinde aydınlık yarınların güçlü Kuzey Kıbrıs’ını inşallah temellerini atmış olacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi, kaygısı olmamalıdır."

'ÇÖZÜM VİZYONU ÇOK YARARLI OLACAKTIR AMA BU TEK TARAFLI BİR UĞRAŞ OLAMAZ'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununda önemli bir eşiğe gelindiğinin altını çizerek, "Benim seçilmem sonrasında gözlemlediğim, uluslararası ortamda da oluşan olumluluk bizlere ek bir güç kaynağındadır. Uluslararası arası konjektörün getirdiği bu yeni durumda bizlerin öteden beri sürdürdüğü çözüm vizyonunu daha ileriye taşımak için göstereceğimiz gayretler elbette çok yararlı olacaktır. Ama bu tek taraflı bir uğraş olamaz." açıklamasında bulundu.

Seçim kampanyası boyunca çözüm vizyonunun paylaşılmasının en büyük dileği olduğunu ifade eden Akıncı, 2004 yılını hatırlatarak şöyle konuştu: "Sayın Anastasiadis 2004 yılında yapılan referandumda Annan Planı'na tek 'Evet' diyen Kıbrıslı Türk lideriydi. Ama yüzde 75 'Hayır' oyu çıktıktan sonra o konumunu daha uzun süre, ne yazık ki daha fazla muhafaza edememiş, konumunda değişikliğe gitmişti. Dilerim ki 2004 ortaya koyduğu vizyon bugün oluşan yeni durumda yeniden gündeme gelsin ve kendisiyle birlikte yararlı bir diyalog sürecini sürdürerek, bu konuyu artık 1968’den beri gündemde bulunan toplumlar arası müzakereler sorununu bir sonuca bağlayalım. Artık uluslararası hukukun bir parçası haline gelsin, 1963 yılında beri Kıbrıs Türk toplumu kendisinin ortak olduğu bir yapıdan uzak kalmış ve ortaklık yapısına Kıbrıs’ın bir tek toplumu sahip çıkmıştır. Bu çok büyük bir haksızlıktır ve yıllardan beridir sürüp gitmektedir."

Çözüm sürecinde haksızlığı bertaraf etmenin yolunun müzakere sürecini bir sonuca götürmekle ancak mümkün olabileceğini savunan Akıncı, "Biz kendi payımıza sizlerle yakın ilişki, diyalog ve istişare içinde bu müzakere sürecini el birliği ile başarıya götürmek için var gücümüzle uğraşacağız. 2015 yılının mutlaka bir çözüm yılı olması için gayret göstereceğiz. Ama bu konu sadece bize bağlı değil. Bütün kampanya boyunca şunu anlattım. Çözüm istiyoruz, çözüm için uğraş vereceğiz, en erken zamanda olmasını istiyoruz. Ama ben bir sihirbaz değilim. Elimde sihirli değnek yok. Dokunup da bunu bir çırpıda sağlamam mümkün değil. Bu ancak iki tarafın ortak akıl yolunda buluşmasıyla Kıbrıs’ta çözümü bir ortak ihtiyaç olarak algılamasıyla mümkün olabilecektir. Eğer taraflardan bir tanesi çözümü bir ihtiyaç olarak algılarsa, ikinci taraf bunun uzağında kalırsa o zaman bu mümkün değil. Eğer ortak vizyonla ortak yarar perspektifi içinde olursak bu mümkün olur. Şuna inanıyorum ki böyle bir ihtiyacın idraki herkes için yararlı olacak. Denizin dibindeki doğalgaz kavga vesilesi olmak yerine geleceğin birleştirici unsuru haline gelebilir. Rumların AB’ye girmiş olmakla birlikte ekonomilerinde yaşadıkları sıkıntılar onlar için ek bir motivasyon oluşturabilir. Onlar da çözümü ihtiyaç olarak algılama noktasına inşallah gelebilirler." dedi.