Iğdır'da halka hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kullandığı zırhlı mercedeslerden bir tanesini Diyanet İşleri Başkanı'na tahsis ettiğini ifade ederek, "Aynı zamanda uçak havuzumuzdan da bir tane, yurt dışı seyahat yapacağı zaman Diyanet İşleri Başkanı'mız da o uçaklardan istifade edecek. İşte MHP’nin başındaki zat, diyor ki 'ya istifa et ya mercedesi iade et.' Beyefendi, eseri antika, eski araçları kullanıyormuş. İnan şimdi o araçları bu fiyata alamazsınız." dedi.

ABDÜLHAMİT İÇİN, MENDERES İÇİN, ÖZAL İÇİN SÖYLEDİKLERİNİ BUGÜN BİZİM İÇİN SÖYLÜYORLAR

Erdoğan, şöyle konuştu: "Bereketli ovası, Ağrı Dağı, Ermenistan, Nahçivan ve İran’a komşuluğuyla Iğdır’ın yanıbaşındaki Erivan, 1912 yılına kadar ayakta olan 42 camisiyle Iğdır’ın kader akradaşıydı. Bugün Erivan Mahzun, Iğdır’da 5 vakit ezan okunurken Erivan hüzünlü bir suskunlukla takip ediyor. Sahip olduğumuz imkanların kıymetini iyi bilelim. Kürt, Azeri, Türk olabiliriz. Kürtçe konuşuyor olabiliriz, Türkçe konuşuyor olabiliriz, Sünni, Caferi olabiliriz ama hep birlikte Türkiyeyiz, bunu unutmamamız gerek. Bu ülkenin son 200 yılına bakınız; birliğimizi, beraberliğimizi kaybettiğimiz yerlerde sadece bir mevzi değil her şeyi kaybediyoruz. Ne diyor merhum Mehmet Akif, ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.’ Evet yüreklerimizin toplu vurmasını sağlamak zorundayız. Bu coğrafyada bin yıldır verdiğimiz mücadele Kürtlük, Türklük değil varlık, yokluk mücadelesidir. Dün Abdülhamit için söylediklerini, Menderes için Özal için söylediklerini bugün bizim için söylüyorlar. Neden biliyor musunuz? Hesapları bozuldu da onun için. 12 yıldır vesayetle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Aldığımız her başarı onların hesabında açılan bir delikti. 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı krizinde bu hesabı bozduk. 2010 yılında Anayasa değişikliğini referanduma götürerek bu hesabı bozduk. 2013’te Gezi ve 17/25 Aralık’ta kurulan tezgahı 2014 seçimlerinde yine bozduk. Bugün yine bir oyun var. Bölücü örgütün güdümündeki partinin eş başkanı 'üst akıl değil, ortak akıl' diyor. Bu ortaklığın içinde milliyetçi olduğunu iddia eden parti ile bölücü örgütün güdümündeki partiyi bir arada görüyoruz. Ana muhalefet partisi ile paralel ihanet şebekesini aynı ortaklığın içinde görüyoruz. Amerika’daki yayın organlarını, darbeci bazı medya kuruluşlarını, Ermeni lobisini aynı ortaklığın içinde görüyoruz. Bunlar bize karşı ortaklık kurmuşlar."

GELDİĞİMİZDE NE VARSA, ONLARLA ÇALIŞIYORUZ

'Altın kaplama klozet' iddialarına tepki gösteren Erdoğan, şunları kaydetti: "Bunların kılavuzu karga, günlerdir söylediği söz bu, altın kaplama klozet. Bir siyasetçi böyle yalan yanlış şeyler söyler mi? Geldiğimizden beri çanakla uğraşıyoruz. Geldiğimizde ne varsa onlarla çalışıyoruz. Ama iftira atacak ya. Hepsi aynı, Pensilvanya ile Kandil’in ülkenin, milletin hayrına bir meselede bir araya gelmesi mümkün mü? Şimdi geldiler? Niye? Çünkü, 99’da, bunların hocaefendisi vardı ya, kaçtı gitti bu ülkeden, nereye kaçtı gitti, Amerika’ya, Pensilvanya’ya, ya sen hocaefendi değil misin? Mekke, Medine’ye gitseydin ya orada ne işin var. Şimdi küçük imamlar buradan başladı, onlar da kaçıyor, niye? Dedik ya inlerine gireceğiz, evet şu anda inlerine girdik. Ve şimdi kaçıyorlar. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Hukuk içerisinde ne gerekiyorsa bunu yapacağız. 6-8 Ekim olaylarında 50 kişinin ölmesine yolaçan eş başkanı türkü sanatçısı havasında pazarlamak için var güçleriyle çalışıyorlar. Bir eline saz veriyorlar bir eline mikrofon, böylece palazlamaya çalışıyorlar."

BİZ BU MERCEDESİ YOKSULLAR İÇİN, EKONOMİ İÇİN KAYNAK OLARAK KULLANACAĞIZ

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz Diyanet'i kaldıracağız diyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bir tane Kürtçe mealli Kur’an-ı Kerim aldırttım gösterdim, hemen istismarını yaptılar. Ertesi gün Diyanet İşleri Başkanlığı depoları gösterdi, 10 bin Kürtçe mealli Kur’an-ı Kerim bastırmışlardı ve bunu Güneydoğu, Doğu Anadolu’ya gönderdiler. Arkasından hemen bindirdiler, Diyanet İşleri Başkanı 1 trilyonluk mercedese biniyor. Yeni parayla 1 milyon. Biz bu mercedesi yoksullar için ekonomi için kaynak olarak kullanacağız. Soruşturdum, dediler ki 320-330 bin lira. Böyle bir mercedes. Bu arada Diyanet İşleri Başkanı'mızla yurt dışına bir seyahat yaptık, konuştuk, Diyanet İşleri Başkanlığı makamına 320 bin liralık mercedesi layık görmeyenlerin çocuklarının altında, afedersiniz yarış arabaları var. Diyanet İşleri Başkanı'mız, bu coğrafyanın aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanı'dır. Şu anda Vatikan, Papa, Alitalia Havayolları’nın tahsis ettiği uçakla seyahat eder. Tarifeli uçakla değil. Bizim Diyanet İşleri Başkanı'mız niye buna layık olmasın. Ben de kullandığım zırhlı mercedeslerden bir tanesini Diyanet İşleri Başkanı'mıza tahsis ettim, aynı zamanda uçak havuzumuzdan da Başbakanımızla da bunu görüşeceğiz, bir tane, yurt dışı seyahat yapacağı zaman Diyanet İşleri Başkanı'mız da o uçaklardan istifade edecek. Çünkü bizim dinimizin şu anda temsil makamında bulunan bir zata kalkıp da bu tür eleştiriler yapılmaz. İşte MHP’nin başındaki zat, Bahçeli diyor ki 'ya istifa et ya mercedesi iade et.' Beyefendi eseri antika, eski araçları kullanıyormuş. İnan şimdi o araçları bu fiyata alamazsınız."