Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türk milleti 15 Temmuz’da sadece hürriyetine, inancına, bayrağına, ezanına, demokrasisine değil aynı zamanda hedeflerine de sahip çıkmıştır ama bunlardan rahatsız olanlar da olmuştur" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan İnsan Hazineleri ‘Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri’ ödül törenine katıldı. "İnsan, Kur’an-ı Kerim’in çamurdan, balçıktan yaratıldığı halde diğer varlıklardan üstün kılınan insan" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer varlıklardan farklı olarak kendini ve eşyayı derinlemesine inceleme, nüfuz etme, yorumlama yeteneğine sahip olan insan. Neşet Ertaş’ın, ’İnsan doğup yine insan ölen’ dediği insan. İnsanı tanımlamak için o kadar çok söze ihtiyaç var ki günlerce saysak bitiremeyiz. Mehmet Akif Ersoy ne diyor ’İnsan’ adını verdiği şiirinde; ’Haberdar olmamışsın kendi zatından da hala sen muhakkar bir vücudum dersin ey insan fakat bilsen, senin mahiyyetin hatta meleklerden de ulvidir, alemler sende pinhandır, cihanlar sende matvidir; zeminlerden, semalardan taşarken feyz-i Rabbani, olur kalbin tecelli-zar-ı nura-nur-i Yezdani’. Kendi konumundan haberdar olmayan insanın hayatı kesintisiz bir arayışla geçmektedir. Hangi branştan olursa olsun tüm ilim adamlarının insan konusunda üzerinde ittifak ettikleri husus, insanın en ayırt edici vasfının kendi iradesiyle bilgi sahibi olabilmesi ve yine kendi iradesiyle kararlar verebilmesi olduğu. Nitekim her birimiz geriye dönüp baktığımızda hayatımızın yaptığımız tercihlerden, verdiğimiz kararlardan ibaret olduğunu görürüz. Bazı insanlar doğru kararlarla hem kendi hayatlarına hem de tüm insanlığa katarken, bazıları da yanlış kararlarıyla kendileriyle birlikte insanlığın da mahvına sebep olabiliyor."
"Ahilik sistemi, devlet ve toplum geleneğimizin görünmeyen omurgasıdır"
Atomu parçalayarak pek çok hastalığın tedavisine vesile olanın da, onu bombaya dönüştürerek kitlesel katliamlara yol açanın da insan olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her birimiz irade sahibi bir fert olarak yaptığımız ve yapmadığımız şeylerden sorumluyuz. Hayatını boşa geçirip unutulanlarla, akıldan çıkmayacak eserler verenler arasındaki temel farkın müsebbibinin yine kendimiz olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Nitekim yaşayan insan hazineleri olarak tarif ettiğimiz değerlerimiz, özel bir eğitimleri olsa da olmasa da, usta çırak gönüllerinin aktığı, kabiliyetlerinin el verdiği alanlarda kendilerini yetiştirmişlerdir. Tabii bir sanatı, bir zanaatı ustasından öğrenmek önemlidir ama asıl olan onu daha ileri taşımaktır. Atasözümüzde ifade edildiği şekilde boynuz kulağı geçmez ise orada bir sorun var demektir. Boynuz kulağı geçecek ki mesafe alıyoruz demektir. Bizim kültürümüzde nesilden nesile geçen sanatın ve ilmin en az bilgi kadar öenmli bir ölçüsü vardır. Yunus Emre’nin diliyle söylersek, ’Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilmin geride, illa edep illa edep’. İşte böyle olduğu için bizim ecdadımız ilimle, sanatla, zanaatla edebi buluşturup Ahilik Teşkilatı’nı kurmuştur. Sadece nesilden nesile bilginin, becerinin aktarıldığı değil aynı zamanda edebin, milleti millet yapan vasıfların aktarıldığı Ahilik Sistemi, devlet ve toplum geleneğimizin görünmeyen omurgasıdır" diye konuştu.
"15 Temmuz 2016 tarihi de bir dönüm noktasıdır"
Edebin anlam itibariyle el, dil ve bele sahip olunması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sahip olduğun zaman edebi anlamışsın, edeplisin demektir. Türk milleti, yaklaşık bin yıldır Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın açtığı yolda, İznik’te Süleyman Şah’ın diktiği bayrağın altında, İstanbul Surları önünde Fatih’in kutsal topraklarda, Yavuz’un izinde ilerlerken feyzini de Ahi Evran, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Somuncu Baba gibi gönül erlerinden almıştır. Fetih için kalkan kılıcı, demiri dövmek için, ekini savurmak için, tuğlayı örmek, harfi yazmak için kalkan bilekle hepsini de aynı amaç için yürekle birleştirmediğimizde ne Selçuklu’yu ne Osmanlı’yı kuramazsınız. Son bir asırdır yaşadığımız sıkıntıların kaynağı işte bu birlikteliği sağlamakta karşılaştığımız zorluklardır. Milletlerin tarihlerinde dönüm noktaları vardır. Bizim tarihimizde de 1071, 1299, 1453, 1923 dönüm noktasıysa inanıyorum ki 15 Temmuz 2016 tarihi de bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyetimizin 93 yıllık geçmişi boyunca arayışı içinde olduğumuz bileğimizi, yüreğimizi aynı gaye için bir araya getirme sıkıntımızı 15 Temmuz’la birlikte geride bıraktığımızı düşünüyorum ve ben milletimle iftihar ediyorum. Zira bu millet, demir yığınlarına, F-16’lara, bombalı helikopterlere, tanklara, toplara, silahlara 15 Temmuz gecesinde işte Eşref-i Mahluk olan insan olarak göğsünü gerdi, ’Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın, siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın, doğacaktır sana vaadettiği günler Hakk’ın, kim bilir belki yarın belki yarından da yakın’" ifadelerini kullandı.
"Türk milleti 15 Temmuz’da hedeflerine de sahip çıkmıştır"
Bazılarının gençlere laf attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu gençlik, işte tankların önünde durdu ve göğsünü siper etti, Hakk’ın da vaadettiği günler doğdu. İşte şimdi gençler, yolumuzda şu var: ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır’. Onun için ben bu gençliği selamlıyorum. Çünkü bizim bu gençliğimiz, el bombasıyla kalkıp da askerine, polisine, köy korucusuna, vatandaşına saldıran değil, bizim bu gençliğimiz, ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır’ anlayışıyla yürüyor ve bizim gençliğimiz inşallah bilgi ile hikmeti bir arada götürecek olan gençliktir. Onun için farklı bir gençlik. Türk milleti 15 Temmuz’da sadece hürriyetine, inancına, bayrağına, ezanına, demokrasisine değil aynı zamanda hedeflerine de sahip çıkmıştır ama bunlardan rahatsız olanlar da olmuştur. Salalardan rahatsız olanlar olmuştur, ezan seslerinden rahatsız olanlar olmuştur, geçmişte de bunlardan rahatsız olanlar vardı, onların uzantıları hala var, yarın da olacak onu bilesiniz ama bütün mesele biz yolumuzda daim olalım ve kula kul olmayalım sadece Allah’a kul olalım. Halkımız FETÖ ile birlikte PKK’sından DEAŞ’ına kadar tüm terör örgütlerine meydan okuyarak ne dedi? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedi. 80 milyon biz tek milletiz, Türkü, Kürtü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abazası, Arabı, Boşnakı vesaire. 80 milyon tek millet, ayırım yok. Tek bayrak, bayrağımızın rengi şehidimizin, gazimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, şehidimizin ta kendisidir ve bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Toprak tarladır, toprak arazidir, toprak arsadır eğer toprak imardan geçmişse tarla olmaktan çıkar arsa olur, vatan olması için de toprağın kanla yoğrulması gerekiyor. Bizim bu topraklarımız da şehit kanlarıyla yoğruldu, onun için bu topraklar vatan. Kimse bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapamaz, yaparsa işte Doğu’da olanları görüyorsunuz, Güneydoğu’da olanları görüyorsunuz. Durmak yok, şehidimiz var ama biz biliyoruz ki bu millet ’Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Huda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyerek yürüyor dağlara" şeklinde konuştu.