Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler, “Sayın cumhurbaşkanının 'İster kabul edin ister etmeyin, Türkiye'de sistem değişmiştir. Ben artık bu değişikliğe göre, icraat yapan bir cumhurbaşkanıyım, kanunları ve anayasayı bana göre değiştirin.' şeklinde anlaşılan ifadelerini kesinlikle anayasal düzene karşı yapılmış bir darbe teşebbüsü olarak görüyoruz.” dedi.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Şenliler, yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Türkiye’de fiilen sistem değişmiştir' şeklinde açıklamalarına sert tepki gösterdi. Millet iradesinin tecelli ettiği TBMM’den Anayasa değişikliği ile ilgili, başkanlık sistemi ile ilgili bir düzenlemenin olmadığını vurgulayan Şenliler, “Buna rağmen sanki mevcut anayasa yokmuş gibi kanunların kendi icraatlarına uygun hale getirilmesini talep etmek ancak dikta rejimlerinde, tek adam idaresinde, millet iradesini hiçe sayan, kendi iradesini ve düşüncelerini ve bireysel yönetim anlayışını millet iradesinin üzerinde gören kişiler veya gruplar talep edebilir.” ifadelerini kullandı.

'CUMHURBAŞKANI’NIN BAŞKANLIK SİSTEMİ İSTEMESİ GÜNEYDOĞUDA PKK’NIN ÖZERKLİK İSTEMESİNE BENZİYOR'

Türkiye’de mevcut bir anayasal düzenin olduğuna dikkat çeken Şenliler, şunları söyledi: “Kanunlar ve anayasa millet iradesiyle şekillenmiştir ve halen yürürlüktedir. Eğer bir kişi çıkar da fiili bir durum vardır. İster kabul edin ister etmeyin bu fiili duruma göre ben ülkeyi yöneteceğim. Derse bu kişi gücünü anayasadan almadan, keyfilik içinde yasal olmayan bir anlayışla yönetime talip olmak istemektedir. Benzetmek doğru değil ama şuanda güneydoğu da pek çok il ve ilçede PKK’nın barikatlar kurduğu şehirlerin belli bölgelerini kurtarılmış bölgeler oluşturulduğu, sözde öz yönetim ilan edildiği fiili bir durum yaşanmaktadır. Eğer sayın cumhurbaşkanının fiili durum böyledir, kanunları bana uyduracaksınız şeklindeki, yaklaşımını kabul edersek, güneydoğuda fiili durum oluşturmak isteyen bölücülerin bu taleplerini de kabul etmek gerekmez mi? O zaman eline silah alan etrafına kendince güvenlik güçleri oluşturan, değişik vesilelerle (yolsuzluk, rüşvet, hileli ihale, adam kayırma, imar rantları, uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, organ mafyası ve benzeri) gayri meşru yollardan kazanılan paralarla bütçe oluşturduğumuz zaman, birkaç tane de medya organı, televizyon, İnternet sitesi gazete, oluşturunca herkes kalksın ben burada bir devlet kurdum desin. Başıboşluğun, tek adamcılık zihniyetinin ve fili bir durum vardır, ister kabul edin, ister etmeyin anlayışın sonucu ülkeyi bölünmeye felakete ve iç savaşa götürür.”

Hukukun her şeyin üzerinde ve herkesin uyması gereken bir müessese olduğunu vurgulayan Şenliler, “Hukuk bozulduğu zaman o kokuyu giderecek tuz da bulunmaz. Türkiye Cumhuriyet Devleti 80 yıllık develet değildir, kökü mazide olan 5 bin yıllık bir tarihin imbikten süzülmüş, damıtılmış Göktürklerin, Uygurların, Karahanlıların, Selçukluların, Osmanlıların, damıtılmış halde günümüze yansıyan mirasçısıdır. Biz bu toprakları, bu cumhuriyeti ve bu devleti, emlakçı dükkanından satın almadık. Keyfiliğe hukuksuzluğa, tek adam diktatörlüğüne karşı bu milletin hala söyleyecek sözü vardır ve asla hukukun çiğnenmesine müsamaha edilemez. Hukuk baştan çiğnenirse, anayasal düzen yok sayılır ve herkes kendine göre bir kanun yapılmasını isterse o zaman memlekette kaos olur, anarşi olur, bölücü ve yıkıcılara pirim ve destek verilmiş olur. Ne yazık ki devletimizin başında bulunan sayın cumhurbaşkanının bu talihsiz açıklaması, askerimize, polisimize sıkılan kurşunlara ve hainlere, bölücülere moral ve destek veren bir açıklama olarak algılanmıştır. Bu açıklamanın derhal düzeltilmesini ve iktidar partisinin başta başbakan olmak üzere meclis başkanı ve diğer yetkililerin derhal bu yanlış anlamaya meydan verecek açıklamayı telin ve reddetmelerini bekliyoruz. Hukuk herkese lazımdır." diye konuştu.