Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın silah bırakma konusundaki açıklamalarını, “Bu çelişkili ifadeleri bile insan ifade etmekte zorlanıyor. Hörmenetik diye bir bilim var, anlama yorum bilimi. Onun bile sınırlarını zorluyorsunuz.” diye eleştirdi. Kalın, Anayasa Mahkemesi’nin dershanelerin kapanmaması yönündeki kararı için veliler ve öğrencilerin herhangi bir sıkıntıya maruz kalmayacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı’nda gazetecilerin karşısına çıkan İbrahim Kalın, konuşmasına İran ile P5+1 ülkelerinin (BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi ülkesi ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ile Almanya) nükleer müzakere anlaşmasını kabul etmelerinden Türkiye’nin duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı. 2010 yılı Mayıs ayında Tahran Deklarasyonu olarak Brezilya ile birlikte Türkiye’nin ortaya koyduğu müzakere çerçevesinin şu anda kabul edilen nükleer anlaşmanın da ana gövdesini oluşturduğuna işaret eden Sözcü Kalın, “Keşke o zaman bu anlaşma esas alınarak hayata geçirilseydi belki 5 yıl kaybedilmemiş olacaktı. Fakat buna rağmen Türkiye geçtiğimiz 2-2,5 yıl içerisinde nükleer müzakerelere birçok defa ev sahipliği yaptı. Nükleer anlaşmanın bu şekilde neticelenmiş olması bizim için de sevindiricidir.” dedi.

Kalın, bunun özellikle bölgede nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve bütün olarak Ortadoğu bölgesinin nükleer silahlardan arındırılması noktasında da atılmış önemli bir adım olduğunu belirterek, “Anlaşmanın hayata geçmesi, maddelerin, şartların uygulanmasına bağlı, anlaşmanın sürdürülebilir olması da tarafların ortaya koyacağı iradeye bağlı. Bunu da yakından takip edeceğiz ve biz de bunun destekçisi olacağız. İran üzerinden kaldırılacak ekonomik yaptırımların İran ekonomisine mutlaka olumlu bir etkisi olacaktır. Bu da bizim için sevindirici bir durum. Hem İran halkı, hem bizim ikili ticari ilişkilerimiz noktasında olumlu neticelerini biz de görmeyi umut ediyoruz. İran ekonomisinin rahatlaması şüphesiz Türkiye - İran ticari ilişkilerine olumlu yansıyacaktır diye umut ediyoruz." ifadelerini kullandı. Kalın özellikle Suriye’de devam eden kanlı savaş noktasında Türkiye’nin görüşlerinin belli olduğunun da altını çizdi.

"RUSYA VE İRAN'IN ESED REJİMİNE DESTEĞİNİN KENDİLERİNE BİR GETİRİSİ OLMAZ"

Varılan anlaşma sonrası Türkiye’nin İran ile politikasında bir değişiklik olup olmayacağı sorusuna İbrahim Kalın, şu karşılığı verdi: “Suriye konusunda pozisyonumuz baştan beri net. Biz baştan beri Suriye halkının yanında olmaya devam ediyoruz. Esed rejiminin meşruiyetini kaybettiği bütün dünya tarafından tescillenmiş bir konudur. Suriye halkının meşru temsilcisi Suriye Ulusal Konseyi’dir. Özellikle savaşın 5. yılına girdiği su süreçte onu şu veya bu gerekçeyle destekleyen ülkelerin bulunması tabii ki üzüntü vericidir, bölgenin istikrarına da bir katkı sağlamaz. Rusya ve İran’ın Esed rejimine verdiği desteklerin kendilerine orta-uzun vadede bir getirisi olmaz. Bizim görüşlerimiz son derece nettir. “

DERSHANE KARARI

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) dershanelerin kapanmaması yönündeki kararını da, “AYM’nin verdiği kararla ilgili henüz gerekçeli kararı görmedik. Gördükten sonra biz de değerlendirmemizi yapacağız. Bu konuda ne velilerimiz, ne öğrencilerimiz herhangi bir sıkıntıya maruz kalmayacaktır. Bununla ilgili gerekli tedbirler alınacaktır. O konuda müsterih olsunlar. “ diye cevapladı.

HDP'Lİ DEMİRTAŞ'IN SÖZLERİNE TEPKİ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın silah bırakma konusundaki açıklamalarını eleştiren Sözcü Kalın, tepkisini şöyle dile getirdi: “Çözüm süreciyle ilgili olarak en önemli aşamasını temsil eden silah bırakma aşamasıyla ilgili Demirtaş’ın açıklamalarını gördük ve bugünkü görüşmelerini de takip ettik. Bu çelişkili ifadeleri bile insan ifade etmekte zorlanıyor. Hörmenetik diye bir bilim var, anlama yorum bilimi. Onun bile sınırlarını zorluyorsunuz. Hem bir tarafta çözüme katkı sağlamak için buradayız, ondan sonra da gelip o iş bize düşmez, biz yapsak da kimse bizi ciddiye almaz, bunun muhatabı bellidir diyeceksiniz. Hem bir taraftan partilerini ‘silah bırakma çağrısı yapma halkı kandırma’ ifadesi kullanacaksınız, öbür tarafta bunun muhatabı belli diyeceksiniz. Muhatabı belli dediğiniz kişi bu çağrıyı zaten geçtiğimiz Şubat ayında yapmış. PKK halan neden silah bırakmıyor?
Öbür taraftan hala terörü şirin göstererek, meşrulaştırarak, romantize ederek çözüm sürecinin ilerleyeceğini, barışın sağlanacağını söylemek de abesle iştigal etmek olur. Bu tavırların hiçbirisi barışa katkı sağlamaz.”

Göle’de yaşanan hadiselere dikkat çeken Kalın, burada ciddi bir silahsızlanma çağrısı yapılacaksa açık ve net koşulsuz bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi. Kalın, çözüm sürecini başlatan irade ve tavrının ortada olduğuna işaret ederek, “Cumhurbaşkanı’nın çözüm sürecini bitirmek istiyor, barış istemiyor” gibi propagandaların da kabul edilebilir olmadığını, Kobani olayları üzerinden Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı yapmaya çalışanların ne Türkiye’ye ne bölge barışına katkısının olmayacağından söz etti.

PYD KONUSUNDA ABD İLE MUTABAKAT DURUMU

ABD ile PYD konusundaki mutabakatın ne durumda olduğuna yönelik bir soruya da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şu cevabı verdi: “Suriye bütünlüğü içerisinde rejimin uyguladığı terör politikalarını sonlandırmak ve onun ürettiği DEAŞ belasından kurtulmak için özellikle kuzey hattında son dönemde önemli gelişmeler yaşanıyor. Biz orada fiili bir durumun Suriye’nin bütünlüğünü bozacağını açıkça ifade ettik. Bu konuda ABD’li müttefiklerimizin bugün açıklamaları var. Orada yeni bir devletin Suriye’nin bölünmesinin ya da bu neticeyi doğuracak gelişmeleri desteklemediklerini ifade ettiler. Bütün amacımızı Türkiye’nin milli çıkarları çerçevesinde sınır güvenliğini sağlamak, Suriye halkının birlik ve beraberliğini sağlayacak adımların atılmasını sağlamak olacaktır.”

İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğinden bin yargı mensubuna takım elbise diktirildiği yönünde CHP’li Mahmut Tanal’ın TBMM’ye verdiği soru önergesini de “deli saçması ve utanç verici olarak” yorumladı. Kalın devamında, “Cumhurbaşkanı makamının sürekli bir yıpratma malzemesi yapılmaya çalışılması hele bununda iler tutar bir yanı olmayan komik, çocukça iddialarla yapılmaya çalışılması ne Meclis’in onur ve itibarına ne de bir milletvekilinin itibarına yakışıyor. Böyle bir ciddiyetsizlik Türkiye’ye de yakışmıyor. Abuk sabuk nereden geldiği belli olmayan saçma sapan bilgilerle bir iddia olarak ortaya atmak komiklikle izah edilebilir. Bunlar Cumhurbaşkanı üzerinden ve makamı üzerinden Türkiye’de gündem olmak ve popülizm yakalamak gibi çabalardan başka bir şey ifade etmiyor. Böyle bir şey asla söz konusu değildir. Böyle bir iddianın dile getirilmesi Cumhurbaşkanlığı makamına, yargı mensuplarına karşı adalet camiasına yapılmış bir hakarettir, bunu reddediyoruz. “ dedi.

KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNİN İLK TURU

"Koalisyon için ilk tur görüşmelerinden sonra Cumhurbaşkanı ile bir görüşme olacak mı?" sorusu için İbrahim Kalın, “Koalisyon görüşmelerinin içeriğiyle, istikametiyle ilgili değerlendirme yapmam doğru olmaz. Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle yürüyen bir süreç var. Müzakereler tamamlandıktan sonra hükümet kurulma ihtimali ortaya çıkacak, bu sayın cumhurbaşkanımıza arz edilecektir. Bütün liderlerin üzerlerine düşen sorumluğu yerine getirmeleri yönünde çağrıdır. Türkiye’de herhangi bir hükümet boşluğu olmasın. Bu sürecin bir an önce tamamlanması, bir netice alınması. Oluyorsa koalisyon hükümeti, olmuyorsa tekrar seçim yapmak suretiyle bu sürecin tamamlanması esastır.” şeklinde konuştu.

KASIM'DA YAPILACAK G-20 ZİRVESİ

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’a son olarak Kasım ayında Antalya’da yapılacak G-20 Liderler zirvesi soruldu. Kalın, G-20 ile ilgili bütün liderlerden teyit geldiğine işaret ederek, “Seçim süreci olmasa bile ilan edildiği tarihte yapılacak. Cumhurbaşkanımız G-20 ülkelerini zirve öncesi ziyaret edecek, görüşlerini almaya devam edecek. Bu ayın sonunda Çin ziyareti olacak. G-20 ile ilgili hazırlıklarımız aynen planlandığı gibi devam ediyor. Gecikme, erteleme, tarih değiştirme söz konusu değil.” açıklamasını yaptı.