Aydın'ın Kuşadası ilçesinde akademisyen ve partililerle toplantı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplantısıyla ilgili açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın miting düzenlemesini eleştirdi. Bu mitinglerle Cumhurbaşkanı’nın hükümetin haklarına tecavüz ettiğini ifade eden Bülent Tezcan, Başbakan Davutoğlu’nun İzmir’e ofis açma açıklamasını da "Ankara’daki Başbakanlığa Cumhurbaşkanı fiilen el koymuş durumda. Onun için de Başbakan herhalde İzmir’de çocuk bahçesi açma çabası içerisinde. Ankara’daki Başbakanlığı kaptırınca İzmir’de yeni bir Başbakanlık alanı açma çabasında." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplantısıyla ilgili açıklama yapan Tezcan, "Akademisyenlerle, genel olarak bütün bir süreci değerlendiriyoruz. Siyasetle ilgili, seçimle ilgili algıyla ilgili, seçmenle ilgili teknik bir çalışma. Çalışma devam ediyor. Önümüzdeki döneme ilişkin teknik bilimsel bir çalışma yürütüyoruz. Verimli bir çalışma. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yararlandığını biliyorum. Toplantı aktif bir şekilde geçiyor." ifadesini kullandı. Gündemle ilgili de açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun İzmir’e Başbakanlık ofisi açma yönündeki açıklamalarını, ağır dille eleştirdi. Tezcan, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başbakan’ın bütün yetkilerini kullandığı için Ankara’daki başbakanlığa Cumhurbaşkanı fiilen el koymuş durumda. Onun için de Başbakan herhalde İzmir’de çocuk bahçesi açma çabası içerisinde. Ankara’daki Başbakanlığı kaptırınca İzmir’de yeni bir Başbakanlık alanı açma çabasında. Bunların hepsi garip. Bunların hepsi Türkiye’nin Anayasal sistemi ve düzeniyle izah edilebilecek bir şey değil. Gerçekten çalışmak için açıyorsa istediği yerde açabilir ama asıl problem Başbakanlığı temsil edemeyen bir Başbakan var ne yazık ki. Fiilen Cumhurbaşkanı şu anda Başbakanlık görevini yapıyor."

'ERDOĞAN'IN ÇOCUKLARI DOKUNULMAZLIK ZIRHI İÇİN SİYASETE GİRECEK'

Seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocuklarının AK Parti’den siyasete gireceği yönündeki açıklamaları da değerlendiren Tezcan, "12-25 Aralık soruşturmalarından sonra bir dokunulmazlık ihtiyacı olduğu kesin Sümeyye Erdoğan’ın hatta Bilal Erdoğan’ın. Önümüzdeki dönem ona dönük bir ön planlama düşünüyor olabilirler." şeklinde konuştu.

'ERDOĞAN SİYASETİN MERKEZİNDE OLMAK İSTİYOR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingleriyle ilgili de konuşan Tezcan, şu eleştirilerde bulundu: "Sayın Recep Tayyip Erdoğan sıfatı Cumhurbaşkanı olmakla beraber, Anayasa’da tarif edilen Cumhurbaşkanlığı sıfatına yakışan tutum ve davranışlar içerisinde değil. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bittikten sonra artık bizim muhatabımız Başbakan’dır, hükümettir. Çünkü siyasi sorumluluk onun üzerindedir, yetki Başbakan’dadır. Cumhurbaşkanı son dönemlerde ısrarlı bir şekilde hükümetin yetkilerine tecavüz etmede kararlı. Hükümetin yetkilerine tecavüz ederken Başbakandan ve hükümetten kendi yetkilerini koruma konusunda ısrarlı ve doğru bir duruş göremiyoruz ne yazık ki. Cumhurbaşkanı bununla da yetinmedi; iki gündür Ana Muhalefet ve muhalefet partilerine de mitinglerde meydanlarda sataşmaya başladı. Görüşen şu ki Recep Tayyip Erdoğan siyasetin merkezinde durma konusunda bir ısrar ve kararlılık içerisinde olacak. Orada kaçak saraydan sağa sola her yere sataşma konusunda bir kararlılık içerisinde olduğunu görüyoruz. Bizim arzumuz Cumhurbaşkanlığı makamının bu tartışmaların dışında tutulmasıdır. Devletin ciddiyeti, Anayasal düzenin sağlıklı yürümesi, parlamenter demokrasinin sağlıklı yürümesi açısından Cumhurbaşkanlığı makamının tartışma dışı olmasıdır. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı ısrarlı bir şekilde meydanlardan iktidar partisi AKP’ye oy isteyecek bu tutumunu devam ettirir ise ve Cumhurbaşkanı ısrarlı bir şekilde bir parti lideri gibi davranmaya devam ederse, mutlaka kendisi siyasetin merkezinde olmayı tercih ettiğinden gerekli cevabı alacaktır. Ama biz ısrarla Cumhurbaşkanlığı makamının hala bu tartışmaların dışında kalması konusunda sorumlu davranışı herkesten bekliyoruz."

Seçim barajının kaldırılması veya en azından yüzde 3’e indirilmesi gerektiğini de dile getiren Tezcan, "Siyasette seçimlere getirilmiş baraj, demokrasiye getirilmiş barajdır. Biz ısrarla barajın kaldırılmasını, en azından makul bir seviyeye çekilmesini, öncelikle kaldırılmasını, sıfır barajın olmasını savunuyoruz. Bu konuda 5 tane kanun teklifi verdik. Yüzde üçe inebilir, sıfıra inebilir ama Türkiye’de 12 Eylül rejiminin kalıntısı olan bu seçim sistemi ile, barajlı seçimle Türkiye gelecekte, doğru demokratik bir çizge siyaset yapma imkanı ne yakalayamıyor." ifadelerini kullandı.