CHP ile koalisyon görüşmelerinin sona ermesinin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den dün randevu isteyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bahçeli ve MHP benim CHP ile görüşmeler belli bir aşamaya ulaştıktan sonra kendileri ile görüşeceğimi biliyorlardı.” dedi. Davutoğlu, randevu istemesine ilişkin “Bu yeni bir durum değildir. Sayın Bahçeli ve MHP benim CHP ile görüşmeler belli bir aşamaya ulaştıktan sonra kendileri ile görüşeceğimi biliyorlardı. Bu 14 Temmuz’da mutabık kaldığımız bir husustu.” diye ekledi.

"TEMEL FARK ONARIM HÜKÜMETİ İSTEMELERİ OLDU"

AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen AK Parti'nin 14. kuruluş yıldönümü etkinliğinde konuşan Ahmet Davutoğlu, CHP ile dün sona eren görüşmelere de değindi. Davutoğlu, “Geçtiğimiz Pazartesi günü Sayın Kılıçdaroğlu ile bir araya geldik. Çok açık, dürüst, samimi, şeffaf bir görüşme gerçekleştirdik. O görüşmede de bazı konularda hükümete bakıştan başlamak üzere yani biz 12 yıllık iktidar döneminden sonra onu sürdürecek ama karşı tarafta muhatabımız partinin ilkelerini göz önüne alan bir ortaklık tahayyül ederken, tabi 12 yıldır bizi eleştirenlerin bunu bir onarım hükümeti olarak görmesi arasındaki zıtlık temel bir farkı ortaya koyuyordu. Bunu CHP’yi eleştirmek için söylemiyorum. Zaten bu temel farklılık masaya otururken de vardı.” diye konuştu.

"KISA DÖNEMLİ VE SÜRELİ HÜKÜMET TEKLİFİNDE BULUNDUK"

Davutoğlu, ardından CHP’ye kısa dönemli bir hükümet teklifinde bulunduklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Bütün bu görüşmelerden sonra acaba uzun dönemli bir koalisyonu yürütmek mümkün değilse ki özellikle dış politika ve eğitim alanındaki farklılıklar sebebiyle zorluklar vardı. Kısa dönemli, süreli, suhuletle ve sükunetle ülkeyi seçime götürecek ama reformları da anlaştığımız konularda, reformları yapacak, dolayısıyla 25. dönemi bir reformla taçlandıracak bir ortak çalışma yapabilir miyiz diye teklifte de bulunduk. Bunların hepsi şeffaf gelişti. Bizim bu görüşmelerde gizli saklı hiçbir şey yok. Gizli saklı olan şudur. Sayın Kılıçdaroğlu ile ilkesel bir konuda anlaştık. Bu görüşmelerde ihdas ettiğimiz hususlarda hiçbirimiz açıklama yapmayacağız ve karşılıklı nezaket ve saygı kurallarına özen göstereceğiz. Çünkü Türk siyasetinin buna ihtiyacı vardı. Usul ve üslup olarak da bugüne kadar buna riayet edildiğini görmüş olmaktan memnunum.”

"UZUN DÖNEM KOALİSYON ŞARTLARI OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI"

Başbakan Davutoğlu, görüşmelerin sonunu ise şöyle aktardı: “Son görüşmemizde bir araya geldiğimizde böyle bir koalisyon imkanının da ortada olmadığını, kısa dönemli süreli ve reform odaklı seçime yönelik bir hükümetin mümkün olmadığı CHP tarafından ifade edildi. Bizim tarafımızdan da bu kadar derin görüş ayrılıkları varken, çok uzun süreli olacak iddiası ile çıkılacak bir yolda zamanla çıkabilecek ihtilafların sükutu hayallere yol açabileceği, dolayısıyla uzun bir dönem koalisyonun şartlarını oluşturacak zeminin olmadığı ortaya çıktı. Son derece medeni, son derece açık ve şeffaf, karşılıklı saygıya dayalı bir diyalog işletildi. Ve dün ben milletimizle bu çalışmaların neticesini paylaştım. Burada hiçbir şekilde baştan ön yargıyla şu sonuca ulaşılacak diye bir çaba gösterilmedi. Ve eminim ilerde bu dönemi yazacak olanlar, arkadaşlarımızın yaptığı o kapsamlı çalışmayla ortaya çıkan müktesebatın sadece AK Parti-CHP görüşmeleri bağlamında değil Türk siyasetinin son 100 yıllık iki ana akımının karşılıklı yüzleşmesi anlamında da çok önemli bir doküman ortaya çıktı. Bu dökümandan bir nüsha bende bir nüsha da Sayın Kılıçdaroğlu’nda var. Bu bile bir kazanımdır. Öncelikle 7 Haziran sonrasında tansiyonun düşmesi, herkesin birbiriyle konuşacağı bir zeminin oluşması ve ortak bir sorumluluk anlayışı içerisinde zarureti vardı. Biz bunu yaptığımıza inanıyoruz karşılıklı saygı içerisinde.”

"BAHÇELİ VE MHP GÖRÜŞECEĞİMİ BİLİYORDU"

Davutoğlu, ardından MHP’den dün istediği randevuya açıklık getirdi: “Dün de yine daha önceden ilan ettiğim yol haritası çerçevesinde Sayın Bahçeli’den randevu istedim. Bu yeni bir durum değildir. Sayın Bahçeli ve MHP benim CHP ile görüşmeler belli bir aşamaya ulaştıktan sonra kendileri ile görüşeceğimi biliyorlardı. Bu 14 Temmuz’da mutabık kaldığımız bir husustu. Dolayısıyla bu sanki yeni bir talepmiş gibi gündeme getirerek özellikle de Sayın Cumhurbaşkanımız ile benim aramda farklı görüşlerden ittihaz edip Cumhurbaşkanımız ile benim aramdaki bazı farklara yönelik yapılan yorumları son derece talihsiz yorumlar olarak görüyorum. Baştan itibaren söyledim. Hükümet kurma çalışmaları söz konusu olduğunda Cumhurbaşkanlığı makamı tartışmaların unsuru da değildir, tartışmaların parçası haline getirilemez, getirilmesine de izin vermeyiz.”