Geçici hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan Ahmet Davutoğlu, zihninde bir bakanlar kurulu resmi olduğunu belirterek, teklif götüreceği isimlerde en önemli kriterin devlet tecrübesi olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Hangi milletvekili en uygun olacaksa orada da devlet tecrübesi ya da sivil toplum tecrübesi benim için önemli hususlar. Dolayısıyla partililere teklif ederken, aklımın ucundan köşesinden şu partide genel başkana şunlar muhalifmiş onlara yönelelim, şu partide onlar muhalifmiş onlara yönelelim gibi zinhar bir şey geçmedi geçmez de." dedi.

Geçici hükümeti kurma görevini aldıktan sonra Çankaya Köşkü'nde bir basın toplantısı düzenleyen Ahmet Davutoğlu, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

SİYASİ RAKİBİZ, DÜŞMAN DEĞİLİZ

Kendisine ilk olarak HDP dışındaki siyasi partilerin kapıları seçim hükümetine kapatması sorulan Davutoğlu, “Liderlere yaptığım çağrı bugün ve önümüzdeki gelecek iki ay içinde ülkenin gereksiz siyasi gerginliklere düşmesine izin vermeden her an her yerde görüşebilme çağrısıdır. Çünkü siyasi rakibiz, düşman değiliz, hasım değiliz. Olsa olsa rakibiz. Birbirimizi yok etmek, tasfiye etmek için değil, demokrasinin temel unsurları olan siyasi partilerin eşit şartlarda rekabet etmesi için demokratik süreçleri işletiyoruz. Dolayısıyla bir hasım gibi birbirimize bakmayalım. Oturup konuşalım. Üretilecek çözümleri birlikte üretelim. Sonunda milletin huzuruna gidip herkes ülkeyle ilgili kendi kanaatini, idealini, hedefini ortaya koysun. Millet de karar versin.” dedi.

PARTİ ORGANLARINI AŞACAK BİR HESAP İÇİNDE DEĞİLİM

Davutoğlu, “Böyle bir seçim ortamına giderken tekrar bloklaşma çabaları içine girmek tekrar zinhar şu olmaz, hayır şu da olmaz diye kapıları kapatan bir tutum içine girmek ülkemizin geleceği bağlamında sorumsuzca bir davranış olur kanaatindeyim. Bugün ben teklif edene kadar herhangi bir şekilde bu çağrıma cevap gelirse liderlerle görüşmeye de hazırım. Liderleri aşarak milletvekillerine dönük bir hesap içinde değilim. Parti organlarını aşarak hesap içinde değilim.” diye ekledi.

LİDERLER ÇÖZEMEDİĞİ İÇİN PARTİLİLERE TEKLİF GÖTÜRÜLÜR

Anayasanın da bu şekilde çizdiğini vurgulayan Davutoğlu, “Liderler bir araya gelip çözemediği için bir geçici bakanlar kurulu oluşuyor. Buradaki niyet kesinlikle bir by-pass yapma niyeti değil. Fakat yine anayasa açık bir şekilde partililere teklif götürülür diyor. Bu da bir zaruret. Bunu işletmek bundan sonraki adım için olmazsa olmaz bir şart. Ben teklif etmezsem CHP milletvekillerine MHP milletvekillerine, sayı gelmediği için herhalde basın toplantısı bittiğinde gelir, 7 veya 9 o civarda bir bakanlık boş kalır. Ben oraya bağımsız bir üye atayamam. Çünkü anayasa diyor ki teklif edilecek. Reddetmesi halinde bağımsız içeriden veya dışarıdan bağımsız üye atanır diyor. O zaman bu anayasayı nasıl işleteceğiz?” diye sordu.

BACALARI DA KAPATIN, O ZAMAN SEÇİME NASIL GİDECEĞİZ

Davutoğlu, şöyle devam etti: “Eğer siz benim yaptığım her teklifi, gayri ahlaki veya sanki onların içişlerine müdahale gibi görülürse bu nasıl işletilir. Ama o şöyle olsaydı, perşembe yaptığım çağrı üzerine bir araya gelseydik, birlikte bir hükümet kursaydık, tabi ki CHP’den kim geleceğine sayın Kılıçdaroğlu MHP’den de kim geleceğine Sayın Bahçeli karar verirdi. Hatta daha sonra dahi bu hükümet içinde yer alacaklarını beyan etmiş olsalardı tabi ki ben siyasi nezaket içinde onlarla da istişare ederdim. Anayasal zorunluluk içinde değil. Çünkü bir koalisyon değil. Siyasi nezaket içinde istişare ederdim. Ama daha cumhurbaşkanımız bu kararı almadan önce öyle açıklamalar yapıldı ki biz kimseyi vermeyiz telefonları kapatırız, kapıları kapatırız, kim bunu kabul ederse ahlaksız bir teklife evet demiş olur. Bu milletvekillerine de hakaret bize de hakaret. Telefonu kapatmak ne demek? Eğer o ifade olmasaydı belki ben dün kendileri ile son bir telefon görüşmesi yapmaya niyetliydim. Acaba ne yapabiliriz birlikte diye. Çıkılmaz son derece gergin bir ortam yaşanır diye dikkat edin. Birçok eleştiriye maruz kaldık diye. İki ay içinde siyasi nezaketsizlik anlamına gelecek hiçbir adım atmadık. Şimdi telefonları kapattınız, kapıları kapattınız, bacaları da kapatın. Demokrasi odasına nereden gireceğiz biz, seçime nasıl gideceğiz? Olmaz ki…”

TEK TEK ÖZGEÇMİŞLERE BAKTIM

Muhalefet partilerine “Varsa bir ayrı yöntemleri söylesinler ama anayasa içinde söylesinler.” diye seslenen Davutoğlu, herkesi sorumluluk içinde davranmaya davet ettiğini belirtti. Davutoğlu, “Ve emin olun tek tek özgeçmişlere baktım. Mümkün olduğu kadar dediğim gibi devlet tecrübesi de içinde olmak üzere bir değerlendirme yapmaya çalıştım. Dolayısıyla burada sayın genel başkanlara mesajım bu. Bugün ve seçime kadar ve seçimden sonra her zaman her yerde konuşuruz ama kapıları kapatmak telefonları kapatmak böyle bir üsluba girildiğinde bu üsluba girenler siyasi gelecek anlamında bedel öderler. Bunu yapmaması lazım kimsenin.”

İSİMLER BENDE MAHFUZ EN YAKIN ARKADAŞIM DAHİ BİLMİYOR

Davutoğlu, hangi isimlere teklif götürüleceği konusunda ise “İsimler konusunda ise bu isimler bende mahfuzdur. En yakın arkadaşlarım da bilmiyor. Meclis başkanımızdan bilgi gelir gelmez en uygun yöntemle ama hukuki bakımdan da görevimi yapmış olduğumu tevsik edecek bir yöntemle, delillendirecek şekilde, bunu yapmak görev bana. Bir şekilde anayasanın gereğinin yapıldığını gösterecek şekilde bir teklif ileteceğim. AK Parti içindeki görevlendirmeler ise o yine bende mahfuz olan bir konu. Önce diğer partilerden teklifleri isimleri evetleri bilmem lazım ki en sonda AK Partiyi düşünürüm. Çünkü öncelikle onu bilirsem ona göre bir dağılım yani bakanlar kurulu görev dağılımı yapıp, teklif edilen bakanların reddetmişlerse onların yerine bağımsız geri kalanlara da AK Parti içinde değerlendirme yapacağız. AK Parti’den hiçbir arkadaşım bu anlamda bir sorumluluktan kaçacak değil. Onlara da tek tek yapacağım, parti organları üzerinden yapmayacağım. MYK ya da MKYK’ya götürmeyeceğim. Onlara da tek tek şahıslara bu teklif yapılır.” dedi.

ZİHNİMDE BİR RESİM VAR

Davutoğlu, “Bu isimler bende mahfuz ama ayrım gözetmeden AK Parti, CHP veya diğer muhalefet partileri arasında birşey gözetmeden bütün milletvekillerinin geçmiş çalışmalarını özgeçmişleri çerçevesinde son bir iki gündür çalışıyorum. Cumhurbaşkanımız bana görev versin ondan sonra başlayayım desem bir iki gün de ona ayırmam lazımdı. Vakit kaybetmemiz lazım. Milletin herhangi bir şekilde ne oluyoruz diye sormasına bürokrasinin yavaşlamasına izin vermemek lazım. Cumhurbaşkanımız bana böyle bir görev tevdi edebilir düşüncesiyle kendi ev ödevimi tabiri caizse bu anlamda yaptım. Bu çerçevede de zihnimde başbakan yardımcıları bakanlıklar üzerinde bir resim var. Kimin neyi hangi görevi deruhte edeceğime dair bir resim var. Ancak onu şu anda paylaşmayı uygun görmüyorum. Öncelikle teklif ettiğimiz milletvekili arkadaşlarımızın, başka partisinden de olsa, onlardan olumlu cevap gelmesi durumunda bakanlık dağılımları itibariyle görev şeylerini olması gereken şekilde kendilerine de bildireceğiz ve görevlendirme yapacağız.” şeklinde konuştu.

Kendisine bu şekilde bir hükümet kurulması halinde muhalefetin Anayasa Mahkemesi’ne gideceği iddiaları sorulan Davutoğlu, “Anayasa Mahkemesi, dikkat ederseniz onu özellikle zikrettim, evvelsi gün partideki ve dışarıdan kanaatlerine güvendiğim bütün anayasa hukukçularını davet ettim. Ne olması gerektiği konusunda önce kendim kanaat oluşturdum. Ben aksi olur olursa Anayasa Mahkemesi’nin iptale gideceği kanaatindeyim. Eğer mileltvekillerine teklif yapmazsam anayasaya aykırı davranmış olurum. Resen dışardan kendi yakınını mı tanıdığını mı yaptın bir sualle, bir başbakana böyle sualle gelinebilir, dışarıdan resen yaparsanız, ama önce muhalefet partililerine teklifi yaparım. Olmadığı zaman gidebiliriz. Burada bir anayasal ihlal olduğu kanaatinde değilim. Ama tabi hukuk yolları her zaman açık, işletilebilir. Biz kendimizden eminiz.” şeklinde cevap verdi.

DEVLET TECRÜBESİ EN ÖNEMLİ KRİTER

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar tek tek görevlendirmeler olduğu için parti dengesinden daha çok açık söyleyeyim kişilerin o görevleri ifa edebilmeleri açısından bir değerlendirmenin doğru olduğu kanaatindeyim. Parti dengeleri sayısal olarak oturması lazım ama hangi bakanlığın hangi partiler tarafından yürütülmesi gerektiği konusu kişi bazında değerlendirilecek bir şey. Hangi milletvekili en uygun olacaksa orada da devlet tecrübesi ya da sivil toplum tecrübesi benim için önemli hususlar. Çünkü iki aday tecrübe edinilecek bir dönem değildir. Zaten tecrübesi var olan kişilerin etkin yönetim sergileyebileceği bir dönemdir. Dolayısıyla partililere teklif ederken, aklımın ucundan köşesinden şu partide genel başkana şunlar muhalifmiş onlara yönelelim, şu partide onlar muhalifmiş onlara yönelelim gibi zinhar birşey geçmedi geçmez de. Ama eğer bu tecrübe birikimi bağlamında birileri muhaliftir birileri yakındır, o da beni ilgilendirmez. Başka partinin içişleridir. Hiçbir şekilde kriter olmaz. O onların kendi aralarında istişare edeceği bir şey. Ona da karışmam. Tek başına da reddedebilir, genel başkanla istişare ederek de reddedebilir. Hiç beni ilgilendirmez o. Ben doğru kişiyi doğru yerde değerlendirebilmek için teklifimi yaparım. Reddedilmesi halinde ise ikinci aşama başar, bu sefer dışarıdan atanacak olanlar da iki ay içinde bu görevi en etkin bir şekilde yürütebilecek kapasitedeki kişilere bakarım. İdeolojilere siyasi yaklaşımlara şu değil de bu olursa siyaseten bize faydası olur olmaz diye kanaate gitmeden bağımsız tarafsız niteliklere ölçülere uyan herhangi bir bürokrat akademisyen veya geçmiş siyasi tecrübesi olan birisi olabilir.”

İTTİFAK İDDİALARINA CEVAP: ORTAYA ÇIKMIŞ BİR DURUM YOK

Davutoğlu’na son olarak AK Parti’nin, Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi ile ittifak kuracağı iddiaları soruldu. Kendisinin partilerin bir araya gelmesi ve birleşmesinden yana olduğunu söyleyen Davutoğlu, iddia içinse “Ortaya çıkmış bir durum söz konusu değil” cevabını verdi.