Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda, “Bayramı bir vesile olarak görüp hep beraber selamlaşalım ve helalleşelim.” dedi.

Vatandaşlara 'komşularınızla, yolda gördüklerinizle, küs olduklarınızla, varsa farklı düşünceler taşıyanlarla, özellikle onlarla selamlaşın' tavsiyesinde bulunan Davutoğlu, “Selamlaşan iki insan birbirine barış temennisinde bulunur, huzur temennisinde bulunur. Bugün ülkemizin her bir köşesinde yaşayan 78 milyon kardeşimiz birbirine selam verdiği zaman bu milletin fertleri arasına ihtilaf, fitne, çatışma giremeyecektir. Hakkıyla ve hakkını vererek selamlaşalım. Hakkıyla ve hakkını vererek helalleşelim. Herkesin insan onuru içinde yaşadığı güzel bir ülkenin vatandaşları olarak, varsa hukuklarımız hep beraber bunları birbirimize helal edelim.” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu mesajında, “Ailelerimize, çocuklarımıza, torunlarımıza, büyüklerimize bayram sevinci içinde nice günler temenni ediyorum. Allah Ramazan’ımızı ve bayramımızı hayırlı vesilelere kılsın ve kardeşliğimizi daim eylesin.” temennisinde bulundu.

“Eskilerin güzel bir sözü vardı: hayırlar feth ola, şerler defola. Ramazan hayırları fethetme ayıdır, bayram fethedilen hayırların kutlandığı aydır. Ramazan şerleri defetme ayıdır, şerlere karşı, baskılara, zulümlere, açlıklara maruz olmuş kişilerin, kardeşlerimizin haleti ruhiyesini anlama, empati yapma ayıdır.” diyen Davutoğlu, açıklamasında şunları kaydetti: “Bir ay boyunca bir muhasebe yaptık, Ramazan, aslında 3 aylarla birlikte başla yan bir manevi iklime hep beraber girdik, Recep, Şaban, Ramazan. Ve bir aylık Ramazan boyunca da muhasebemizle kendimizi, nefsimizi hesaba çektik. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı, nasıl bir dünya kurmamız gerektiğini hep birlikte tefekkür ettik. Çok acılı şartlarda yaşayan kardeşlerimizin acılarını anlamaya çalıştık. Yiyecek ekmeği olmayanların, içecek suyu olmayanların hallerini orucumuz ile anlamaya çalıştık. Her iftarda bir buluşma vardı, nimet ile bedenin buluşması kadar ruhların buluşması da. Şöyle etrafımıza bir bakınız, Türkiye’de bir ay içinde coşkuyla iftar sofralarına otururken, çevre komşu ülkelerde, Suriye’de iç çatışmalar sebebiyle, Irak’ta kardeş kavgaları sebebiyle, Yunanistan’da ekonomik krizler sebebiyle bizim sahip olduğumuz imkânlara sahip olmayan birçok çevre ve dost ülke vatandaşlarının, insanların, komşularımızın hallerini bir kez daha düşünme imkânı verdi Ramazan.”

Ramazan'ın paylaşma imkânı verdiğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: “Eminim birçoğunuz şimdiye kadar fitrelerinizi ödediniz, zekâtlarınızı hesap ettiniz, fakirleri sevindirdiniz, sofralarınızı açtınız, gönüllerinizi açtınız. Buradan ülkemin her köşesindeki fitre veren, zekât veren, fakirlere, muhtaçlara yardım eli uzatan vatandaşlarıma, kardeşlerimize teşekkürü bir borç biliyorum. Onların yardımları sadece bir insanın diğer insana yardımı değil, bir milletin ortak dayanışma ruhudur. Bir toplumun bir arada kalmasını sağlayan en temel dayanak noktalarından biri bu dayanışma ruhudur. Depremler gördük biz, savaşlar gördük, acılar gördük, bu millet büyük sınavlardan, büyük imtihanlardan geçti, dayanışma ruhuyla, bilinciyle ayakta kaldı. İşte Ramazan boyunca da gün boyu herhangi bir şey yemememiz, bazı ihtiyaçlarımızdan kendimizi uzak tutmamız, aslında sıradan bir mahrumiyet yolculuğu değildi, başkalarının hallerini tefekkür etmek ve aynı zamanda derinleşme yolculuğuydu.Şimdi bayrama kavuşuyoruz, Ramazan’daki tefekkürümüzün ve yaptığımız ibadetlerin semerelerini görme günüdür bayramlar. Bayramınızı tebrik ediyorum. Bayramlarımız hep güzel günlerin, güzel olayların habercisi olsun diliyorum.”

78 MİLYON KARDEŞİMİZ BİRBİRİNE SELAM VERDİĞİ ZAMAN BU MİLLETİN FERTLERİ ARASINA İHTİLAF, FİTNE, ÇATIŞMA GİREMEYECEKTİR

Özellikle Darülaceze başta olmak üzere değişik huzurevlerinde kalan yaşlıların tek tek ellerini öptüğünü anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu: “Onları ziyaret bizim boynumuzun borcudur. Gençlerimize çağrıda bulunuyorum, sadece kendi annelerinizi, babalarınızı, dedelerinizi, babaannelerinizi, anneannelerinizi değil, çevrenizdeki bütün yaşlıların ellerini öpün. Bana bir selam veren olmayacak mı diyen kim varsa, gidin ona selam verin, onları ziyaret edin, onların tecrübelerinden, alınlarındaki kırışıklarda birikmiş o derin yorgunluktan ders almaya çalışın. Ve bilin ki, eğer o yaşlılarımızın yaptığı fedakârlıklar olmasaydı bizler bugün özgür bir Türkiye’de huzur ve başı dik bir şekilde yaşıyor olamayabilirdik. Eğer onların sabırla, sebatla, alın teriyle ürettiği bir Türkiye olmamış olsaydı, belki bugün biz başka ülkelerdeki ekonomik krizler gibi krizlerle karşı karşıya kalabilirdik. Bu topraklara alın terini döken her emekçimizin, bu topraklara ruhunu, aşkını veren her sanatçımızın, bu topraklar için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır Mehmetçiklerimizin, bu topraklarda kendisini geleceğe hazırlayan bütün gençlerimizin bayramını kutluyorum.”

"HER BERABER SELAMLAŞALIM VE HELALLEŞELİM"

“Bayramı bir vesile olarak görüp hep beraber selamlaşalım ve helalleşelim.” diyen Davutoğlu mesajında şunları dile getirdi: “Selamlaşalım; komşularımızla selamlaşalım, yolda gördüklerimizle selamlaşalım, küs olduklarımızla selamlaşalım, varsa farklı düşünceler taşıyanlar, özellikle onlarla selamlaşalım. Selamlaşan iki insan birbirine barış temennisinde bulunur, huzur temennisinde bulunur. Bugün ülkemizin her bir köşesinde yaşayan 78 milyon kardeşimiz birbirine selam verdiği zaman bu milletin fertleri arasına ihtilaf, fitne, çatışma giremeyecektir. Hakkıyla ve hakkını vererek selamlaşalım. Hakkıyla ve hakkını vererek helalleşelim. Herkesin insan onuru içinde yaşadığı güzel bir ülkenin vatandaşları olarak, varsa hukuklarımız hep beraber bunları birbirimize helal edelim. Türkiye’de tekrar çatışma ortamı gerçekleştirmek isteyenler, kardeşle kardeş arasına ihtilaf sokmak isteyenlere karşı selamlaşmayla, helalleşmeyle bütün bir milleti kenetleyelim. Bu Ramazan Bayramı özellikle önemli. Çünkü çevremizdeki bu ateş çemberinin içinde Türkiye’nin bütün bu ateş çemberinden sağ salim, güçlü bir ülke olarak çıkabilmesi için vatandaşlarımızın, sizlerin birbirleriyle kenetlenmesi lazım. Ailemizi bütün kılalım, aile içinde şiddete izin vermeyelim. Bayram bilinciyle bütün kadınlarımıza sadece muhabbetle, sadece şefkatle, sadece insan onuru içinde bakalım. Komşularımızla ilişkilerimizi tanzim edelim. Şehrimizi hep beraber daha da güzelleştirelim. Köylerimize, kasabalarımıza sahip çıkalım ve bütün ülkeye sahip çıkalım. Emin olunuz, bizler hep beraber bu bayrama yürürken, devlet adamları olarak hepimiz bu sorumluluğu da hissederek Türkiye güzel bir gelecek hazırlamanın çabası içindeyiz. 7 Haziran seçimlerini barış ortamı içinde yapmış olmanın gururunu taşıyoruz. Şimdi onun gereğini yaparak inşallah ülkemizde, ülkemizi 2023’e taşıyacak güçlü bir hükümeti oluşturmanın çabası içindeyiz. Sizler bayramınızı müsterih bir şekilde ve mutlu bir şekilde kutlayın. Ülkenize güvenin, bu ülkenin potansiyeline, bu ülkenin dayandığı değerlere güvenin, ama en önemlisi kendinize güvenin ve sizinle birlikte yürüyen bütün kardeşlerimize tam bir güven hissi içinde olun.Yurt dışındaki, Orta Asya’daki, Balkanlar’daki, Ortadoğu’daki, Afrika’daki kardeşlerime de sesleniyorum: Türkiye’ye güven duysunlar, Türkiye’de onlar için yürekleri çarpan 78 milyon var. Yükselen bir ülke olarak Türkiye’nin vatandaşları olma onurunu hep beraber yaşayalım.”