Başbakan Ahmet Davutoğlu, Van’da katıldığı şehitler için düzenlenmiş bir cenaze töreninde “Bütün bu şehitlerin bizde hakları var.” diye düşündüğünü söyledi. Davutoğlu, “Bizim yavaşlamaya hakkımız yok, durmaya, düşünmeye... Vebalimiz var, düşünmek zorundayız ama durup düşünmeye değil, yürürken düşünmeye ve birlikte tam bir azim ve kararlılıkla yola devam etmeye ihtiyacımız var.” diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin bir gün sonra gerçekleştireceği 5. Olağan Kongresi öncesinde kuruluşundan bugüne kadar görev yapmış MKYK üyeleriyle bir araya geldi. Partinin bazı kurucularının da katıldığı yemeğe 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katılmazken, Bülent Arınç ise yemeğe iştirak etti.

Davutoğlu burada davetlilere hitaben konuşma yaptı. Davutoğlu, konuşmasının büyük kısmında AK Parti’nin hem parti olarak hem de hükümet olarak yaşadığı önemli dönüm noktalarını anlattı.

"ERDOĞAN’IN KURUCU İLKELERİ HALA EN TEMEL İLKELER"

Partinin kurucusu olan Erdoğan’ın, kuruluşta belirlediği ilkelerin hala AK Parti hareketinin en önemli ilkeleri olarak fikri ve siyasi köşe taşlarını oluşturduğunu dile getiren Davutoğlu, “Eğer kısa dönemli küçük hesaplar içinde olunmuş olsaydı, o hareketin geride bıraktığı 14 altın yıla ulaşmak mümkün olmazdı. Birçok siyasi hareket gibi AK Parti hareketi de kısa zamanda hızını, enerjisini kaybedebilir ve karşılaştıkları zorluklar karşısında da hemen bazı sıkıntılarla kendi iç enerjisini tüketebilirdi.” şeklinde konuştu.

2003-2006 yılları arasında Irak savaşı, AB ve Kıbrıs müzakereleri, darbe tartışmaları gibi zorluklarla karşılaştıklarını kaydeden Davutoğlu, 2006'dan 2009'a kadarki dönemde ise “e-muhtıra” ile karşılaştıklarını anlattı. 2009'da görev alan ve 30 Eylül 2012'ye kadar görev yapan üçüncü olağan büyük kongredeki MKYK’nın 2010 Referandumu, 2011 seçimleri gibi zorlukları atlattığını kaydetti.

Davutoğlu, konuşmasında Gezi olayları ve 17-25 Aralık olaylarına da değindi: “30 Eylül 2012'de bir reform paketiyle kongremizi yaptık ama arkasından Gezi olayları yaklaşık 9 ay sonra yeni bir türbülansı önümüze getirdi. Gezi olayları karşısında dimdik durmak için çaba gösterme gayreti içindeki, MKYK ve bütün parti üyelerimizin çabalarından sonra 17-25 Aralık olayları bir hükümet darbesi mahiyetinde önümüze, gündemimize, masaya dayatıldı. Bütün bu süreçte 'acaba AK Parti'den bir şey koparabilir miyiz' diyenler dördüncü kongrede iş başına gelmiş ve benim de içinde olduğum arkadaşlarımızın direnci, kararlılığı ve Cumhurbaşkanımızın dirayetiyle bütün bunlar boşa çıkartıldı. Yetmedi 17-25 Aralık'tan sonra 30 Mart seçimleri bir zafer. Cumhurbaşkanlığı seçimleri de bir zafer. Arkasından Kobani olaylarıyla yeni sınavlar ve çetin bir dönemi bugün onurla dördüncü MKYK olarak tamamlıyoruz.”

"1 KASIM'DA ZAFERİMİZ TÜM DÜNYADA YANKILANACAK"

Konuşmasında 7 Haziran seçimlerine de değinen Davutoğlu, “İlk defa, belki oyumuz Türk siyasi hareketinin en yüksek oylarından biriydi ama dört partili bir parlamento oluşması dolayısıyla tek başımıza iktidar olamadık ama o günden bugüne bu sınavın hakkını vermeye çalıştık. Ülkemizi herhangi bir şekilde bir yönetim boşluğuna düşürmemek için 7 Haziran seçimleriyle milletimizin bize gösterdiği işaretleri, almamızı istediği dersleri ya da ibretleri görmek için yoğun çaba sarf ettik.
İşte şimdi bu çabaların üzerinde yeni bir seçime doğru yürüyoruz. Nasıl 2009 mahalli seçimlerindeki göreceli düşüşümüz daha sonra 2010-2011'de hem anayasa referandumu zaferi hem de arkasından 2011 seçim zaferiyle taçlanmışsa, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını hep beraber doğru değerlendirirsek ve önde gidenlerin açtıkları çığırın ayak izleri üzerinden doğru bir istikamete, geleceğe, azim ve kararlılıkla yürürsek Allah'ın izniyle yeni zaferler önümüzdedir. Bu zaferlerden biri de 1 Kasım seçimlerinde inşallah hem Türkiye'de hem de dünyada yankılanacak.” dedi.

"VEBALİMİZ VAR"

Davutoğlu, konuşmasında terör saldırılarına da değindi: “Van'da şehitleri uğurlarken, Süphan Dağı'nı, Van Gölü'nü ve Van Kalesi'ni gördüm. Bütün o tarihin üzerimize yüklediği sorumluluğu ve önümüzde dizilen al bayraklı tabutları, şehitlerimizin mübarek naaşlarını gördüğümde bir kez daha irkildim ve şunu düşündüm; bütün bu şehitlerin bizde hakları var. Bizim yavaşlamaya hakkımız yok, durmaya, düşünmeye... Vebalimiz var, düşünmek zorundayız ama durup düşünmeye değil, yürürken düşünmeye ve birlikte tam bir azim ve kararlılıkla yola devam etmeye ihtiyacımız var.”

Bugün öğle namazında bir şehit cenazesine katıldığını kaydeden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Şu ana kadar telefonla görüştüğüm hiçbir şehit ailesi ya da bugün olduğu gibi bizzat gidip taziye dilediğim hiçbir şehit ailesi ne kadere, ne vatana, ne ülkeye sitem ettiler. Onların bu büyük fedakarlıkları üzerinde hepimizin gelecekle ilgili olarak yaptığımız planlamalarda, bu ülkenin kaderi, bu ülkenin geleceği söz konusu olduğunda, bütün hesapların bittiği ve sadece ve sadece bu ülkeye, bu tarihe hesap vermek durumunda olduğumuz gerçeğinden hareketle bu kaderi inşa edebilmek için Rabbimizin lütfuyla ayakta, dirayetle durmamız gerektiğini düşünme vaktidir.”