Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP ve HDP'nin Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kapatacağını savunarak, "Çünkü ikisinin de derdi din ile. Biri Türkleri dininden uzaklaştırmaya çalışıyor, biri Kürtleri. Halbuki Türkler, Kürtler Alparslan'ın ordusunda tek bir için savaştılar İslam için, bu toprağı vatan kılmak için. Aynı şekilde Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler Çanakkale'de Seyit Onbaşı ile hep beraber oldular. Her ikisi de Diyanet İşleri Başkanımıza olmadık hakaretlerde bulundular." dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Balıkesir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen mitingde seçmenlere hitap etti. Davutoğlu, Kuvay-i Milliye Meydanı'nda düzenlenen mitinge yaklaşık 1,5 saat gecikmeyle geldi. Sıcak nedeniyle baygınlık geçiren bazı vatandaşlara sağlık ekipleri müdahale etti. Davutoğlu, yaklaşık 45 dakika süren konuşmasında muhalefet partilerine yüklendi.

Balıkesir'de bugün 40. mitingini düzenlediğini belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, mitinglerine Erzurum'dan başladığını hatırlattı. Millete söz verdiğine dikkat çekerek 81 vilayete gideceğini aktardı. Günlerdir bütün liderlere çağrıda bulunduklarını ifade ederek, "Gelin hep beraber Türkiye'nin gelecek vizyonunu konuşalım. Ama onlar bunları konuşmaktansa milletin gözü önünde yalanlar söylüyorlar. İftiralar ortaya atıyorlar. Ve birbirleriyle paslaşarak AK Parti'yi durdurmaya çalışıyorlar. 2013 yılında Türkiye'de ekonomik Kuvay-i Milliye hareketi zirveye ulaşmışken yani 14 Mayıs 2012'de IMF'ye borcumuzu ödedik, dünyanın en büyük üçüncü havalimanı yapmak için yola çıktık. Dünyanın en gelişmiş projelerini devre yoktuk. Mayıs 2013'de bir baktık Gezi provokasyonları ile Türkiye'yi şiddete, talana, kana bulamaya kalktılar. Ama başarılı olamadılar. Çünkü karşılarında kaya gibi duran AK Parti ve onun Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan vardı. Dim dik durdu. Bizde başarılı olamadılar, Mısır'da Sisi ile darbe yaptılar. Aynı yolun yolcularıydılar. Türkiye'yi Ortadoğu'yu tekrar otoriter yönetimlere devredebilmek için, dolaylı olarak yönetebilmek için AK Parti'yi durdurmaya çalıştılar. Bakın neler yaptılar? Kurucu Genel Başkanımızı 2002'de siyasi yasaklı yaptılar. Düşündüler ki başsız kalınca AK Parti sendeler. Engelleye bildiler mi bizi? 2004'te çıktılar, 'Genç subaylar rahatsız' diye başlıklar attılar. Durdurabildiler mi? 2007'de 27 Nisan'da e-muhtıra verdiler. Bizi engelleyebildiler mi? Verdikleri e-muhtırayı aynen adreslerine iade ettik. 2008'de partimizi kapatmaya çalıştılar. Gezi ile milleti sokağa dökmeye çalıştılar. Tencere tava çaldılar. Bir sesleri çıkabil dimi? Sonra bütün bunlar başarısız olunca paralel çeteyi devreye soktular. 17-25 Aralık. Allah aşkına bir an bile bizi sendeletebildiler mi?" dedi.

"KPSS sınavında milletin evlatlarının yedikleri haklarının hesaplarını verecekler." diyen Başbakan Davutoğlu, "Şimdi bütün bu planları, tuzakları bozarak bugüne geldik. Şimdi 7 Haziran'a gidiyoruz. Baktılar ki bizi durduramadılar, bir takım oyunlar içine girdiler. Üniversite sınavında bir kural var; dört yanlış bir doğruyu götürüyor. Şöyle düşündü birileri: 4 tane yanlışı yan yana getirirsek 1 doğruyu götürür. Yani CHP, MHP, HDP, paralel dört yanlış yan yana gelirse AK Parti doğrusunu götürür. Bre gafiller bu üniversite sınavı değil. Bu seçim sınavı. Seçimde millet bir doğruyla dört yanlışı götürür. Bir doğru hangi doğu? AK Parti. Diğer dört yanlış hangisi? Milletin inancıyla, kültürüyle savaş halindeki tek parti zihniyetinin devamı olan CHP. 2002'de kimse onlar 'Git' demediği halde kendisine milletin verdiği emaneti bırakıp terk edip giden, şimdi de milliyetçilik taslayan MHP. Miracın ne demek olduğunu bilmeyip Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar için ne anlama geldiğini bilmeyen ve 'Kudüs Yahudilerin kutsal mekandır' diyen Demirtaş ve HDP. Eğer birisi Mescid-i Aksa'nın Müslümanların kutsal mekânı olduğundan bi haberse ona hesap sormak sizin hakkınızdır. Dördüncü yanlış paralel. Bir bakıyorsunuz Diyarbakır'da HDP ile konuşuyor. Bir bakıyorsunuz Kılıçdaroğlu ve CHP ile paslaşıyor. Bir bakıyorsunuz onların çatı adayı üzerinden MHP'ye etki ediyor." ifadelerini kullandı.

CHP ve HDP'nin Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kapatacağını savunan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Ben artık bunlara CHP ve HDP demiyorum. CHDP diyorum. Çünkü ikisinin de derdi dinle. Biri Türkleri dininden uzaklaştırmaya çalışıyor, biri Kürtleri. Halbuki Türkler, Kürtler Alparslan'ın ordusunda tek bir için savaştılar. İslam için, bu toprağı vatan kılmak için. Aynı şekilde Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler Çanakkale'de Seyit Onbaşı ile hep beraber oldular. Her ikisi de Diyanet İşleri Başkanımıza olmadık hakaretlerde bulundular. Dün Diyanet İşleri Başkanımız Mescidi Aksa'da tarihi bir hutbe okudu. Hepimiz adına hutbe okudu. Şimdi Mescidi Aksa'nın bizim için kutsal olduğunu dahi bilmeyenler soruyorlar, 'İsrail ile biz niye dost olmuyoruz? diye. Kılıçdaroğlu dün Kahramanmaraş'ta demiş ki, 'Niye İsrail'de büyükelçimiz yok. Dört ülke sayarak. Suriye'yi Mısır'ı. Kılıçdaroğlu bugün cevap versin, değilse yarın. Niye Mısır'da büyükelçimiz yok, bilmiyor. Çünkü Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanını idama mahkûm eden bir rejim var. Problemimiz Mısır halkı ve devletiyle değil. Problemimiz darbecilerle. Kılıçdaroğlu'nu sınava sokma vakti geldi. Çıksın söylesin seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'nin yanında mı? Darbeci Sisi'nin yanında mı? Elemanlarını Sisi'ye gönderdi. Türkiye'yi eleştiriyor. İsrail'de niye büyükelçimiz yok? diyor. Biz Mescidi Aksa'ya asker postallarıyla girenlerle dost olur muyuz? Kılıçdaroğlu olun diyor."

CHP'nin batı ulusalcı doğuda ile bambaşka bir dille konuştuğunu iddia eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, "CHP Genel Başkan danışmanı diyor ki, 'HDP'nin barajı geçmesi bizim için çok önemli. HDP'yi destekleyeceğiz.' HDP'yi destekleyen CHP'den ulusalcılık çıkar mı? Paralelcilerle iş tutan CHP'den ulusalcılık çıkar mı? Çıkarsa ırkçılık çıkar. İşte Suriyelilerin dışarı gönderilmesini isteyen yabancı düşmanı bir yaklaşım çıkar. Yine MHP'ye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Türkiye kendisi için diplomatik kâğıtlarını basacak para ve imkâna sahip değildi. Her açıdan dışarı muhtaç haldeydik. Bu mu milliyetçilik?" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun seçim vaatlerine yönelik eleştilerde de bulunan Başbakan Davutoğlu, "Siz daha Kılıçdaroğlu'nun ağzından doğru bir söz duydunuz mu? Bir gün söylediğini ertesi gün yalanlayan çark eden birinden siz medet umar mısınız? Onun vaatlerine kanar mısınız? Anlaşılan biri eline bir kağıt vermiş ve demiş ki, 'Bizim insanımız saftır, ne dersen tekrar tekrar söyle inanır.' Allah aşkına bu millet hiç bir temeli olmayan vaatlere inanacak kadar saf değil. Bu millet ancak ve ancak yapılanlara inanır." şeklinde konuştu.