Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı seçim vaatlerine ilişkin ilk değerlendirmesi “Sahip olmadığın bir kaynağı dağıtacaksın. Konuşacaksın ama yapmayacaksın.” şeklinde oldu. Davutoğlu, koalisyon değerlendirmelerine de “Hani şimdilerde birileri koalisyon çağrısında veya hazırlığı içine girmiş bulunuyorlar. Sırf AK Parti'yi, aslında AK Parti'yi değil Türkiye’nin yükselişini engellemek için.” yorumunu yaptı. Kılıçdaroğlu'nun "ergen psikolojisinde" olduğunu söyleyen Davutoğlu, CHP'nin vaatlerinin sosyal yardımlarla ilgili kısmının ise hükümetin ASDEP programından alındığını iddia ederek şunları ifade etti: "Baktığınızda bu seçim bildirgesine önemli bir kısmı madde madde incelendiğinde bizim daha önce yaptığımız gerçekleştirdiğimiz hayata geçirdiğimiz uyguladığımız projelerden ibaret. Tam bir taklit mantığıyla aile sosyal destek projesi programından ASDEP’ten alınmış neredeyse ‘cut and paste’ usulü, kes yapıştır usulü bizim programlardan yansıtılmış bazı hususlar var."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TOBB Sektörel Ekonomi Şurası’na katılarak burada bir konuşma yaptı. Davutoğlu, burada Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatlerini de değerlendirdi.

KILIÇDAROĞLU ESKİ TÜRKİYE'Yİ HATIRLATTI

Davutoğlu ilk olarak, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı pakete baktığınızda aslında arkadaşlarla değerlendirirken bir bakıma iyi bir gösterge oldu. Eski Türkiye Yeni Türkiye ayrımında biz eski Türkiye diye bahsettiğimizde kimsenin aklında tam canlandıramıyordu çünkü 12 yıllık iktidardan sonra eski Türkiye’deki alışkanlıkları unutmaya başlamıştı. Kılıçdaroğlu herkese eski Türkiye alışkanlıklarını hatırlattı.” dedi.

Başbakan Davutoğlu, “Nedir bu eski Türkiye alışkanlıkları? Sahip olmadığın bir kaynağı dağıtacaksın. Konuşacaksın ama yapmayacaksın. Yarın ne olur diye bakmayacaksın bugünü kurtarmaya çalışacaksın. Olabilecek en geniş koalisyon cepheleri oluşturmaya çalışıp bir şekilde iktidara tutunmaya çalışacaksın.” diye ekledi.

"KILIÇDAROĞLU DEDİKLERİNİ YAPARSA TÜRKİYE 2001'E DÖNER"

Kılıçdaroğlu’na gerekli cevapların tek tek alanlarındaki arkadaşları tarafından verileceğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti: “Ama benim bir genel bir bakışla söylemek istediğim birkaç husus var. Birincisi; eğer bu söylenen vaatler bir maliyeti hesaplansa 150 milyar Türk lirası. Biraz önce zikrettim. Türkiye’de şu anda bütçe açığımız yüzde 0,7. Biz iktidara geldiğimizde 2002’de bütçe açığımız yüzde 10,8’di. Kılıçdaroğlu’nun bu dediği şeyleri yapmaya kalkılsa tekrar bütçe açığı 10 misli artıp yüzde 10’lara çıkacak. Yani Türkiye’ye 2002’ye 2001’e geri dönmüş olacak. Kaynağı belli olmadan vaat verdiğinizde o vaatten istifade ettiğini zanneden kitleler bir müddet sonra en büyük bedeli öderler. Şimdi Kemal Derviş ile niye konuştuğunu daha iyi anlıyoruz çünkü bizim biriktirdiğimiz hazineyi boşaltacak sonra da Kemal Derviş’i çağırıp İMF önünde nasıl borç dileneceğimizin hesabını da onunla yapacak. Biliyor başına geleceği. İktidara gelemez ya. Hani şimdilerde birileri koalisyon çağrısında veya hazırlığı içine girmiş bulunuyorlar. Sırf AK Parti'yi, aslında AK Parti'yi değil Türkiye’nin yükselişini engellemek için. Sadece şunu söylemesi bile yüzde 35 ifadesi bile Türkiye’de iktidara gelme düşüncesinde olmadığını ortaya koyuyor. Ama bir takım manipülasyonlarla öyle bir hesap içindeler ki ne kadar popülizm yapılır ne kadar gerçekleştirilmeyecek vaatler verilirse Türkiye’de istikrar o kadar sarsılır ve AK Parti’nin güçlü bir şekilde iktidara gelmesi engellenir.”

"KILIÇDAROĞLU'NDA ERGEN PSİKOLOJİSİ VAR"

Bu milletin tarihin sınavından çok geçtiğini, bunları çok yaşadığını savunan Davutoğlu, “Ve bu tür yollara tevessül edenlerin ülkeyi ne hale getirdiğini de gayet iyi biliyor. O bakımdan bütünüyle bu seçim bildirisine baktığımda biraz önce gençlerimize saygımız sonsuz ama ben böyle bir psikoloji hissettim. Sayın Kılıçdaroğlu’nda ergen psikolojisi. Neden biliyor musunuz? Ergenlik çağına gelindiğinde genel olarak şöyle bir temayül ortaya çıkar. Bir babaya ve babaya öykünme onun benzerini yapma. İkincisi ah şu aile bütçesi elimde olsa ben ne kadar güzel idare ederim veya ne kadar isteklerimi yaparım gibi bir kanaatle yaklaşma." şeklinde belirtti.

BİZİM PROGRAMLARIMIZDAN ALINMIŞ KES YAPIŞTIR HUSUSLAR VAR

Davutoğlu ayrıca CHP'nin programında kendi programlarından alınma hususlar olduğunu ileri sürerek: "Baktığınızda bu seçim bildirgesine önemli bir kısmı madde madde incelendiğinde bizim daha önce yaptığımız gerçekleştirdiğimiz hayata geçirdiğimiz uyguladığımız projelerden ibaret. Özellikle sosyal yardımlar konusunda. Bu da çok ilginç. Hem verilen sosyal yardımları daha önce sadaka kültürü deyip hafife alacaksınız hem de daha sonra verilen o sosyal yardımların ötesine giden bir sosyal yardım mantığı getireceksiniz. Ötesine giden derken zihniyet olarak ötesine gitme değil. Tam tersi tam bir taklit mantığıyla Aile Sosyal Destek Programı'ndan, ASDEP’ten alınmış neredeyse ‘cut and paste’ usulü, kes yapıştır usulü bizim programlardan yansıtılmış bazı hususlar var. Bunların arkadaşlarımız tek tek üzerine değinecekler.” diye kaydetti.

Davutoğlu, “İkinci kısım ise karşılıksız kaynağı olmayan vaatlere dayalı ülke ekonomisini çökertme çabaları. Halkımız bunlara kanmayacaktır. Bunların hepsine gereken cevaplar tabi ki verilir. Ama bizim esas gündemimiz aktif bir gündemdir.” ifadelerini kullandı.

O HESABI ÖĞRENECEK

Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’na eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Kendisinin hesap uzmanı olduğunu söylüyor. Sayın Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek dün bazı hesaplarla gerçekleri ortaya koyduğunda hesap uzmanı olduğunu söylüyor. Maliye bakanlığında Mehmet beyin altında çok sayıda hesap uzmanı çalışıyor. Hepsine saygımız sonsuz. Ama Maliye Bakanımızdan önce hesap yapmayı öğrenecek Sayın Kılıçdaroğlu, ondan sonra uzman olup olmadığını test edeceğiz. Önce hesabı öğrenecek. Onun için ben kendisini Maliye Bakanımıza havale ediyorum. Bütün o vaatlerle ilgili yansımaları tabi tek tek ele alacak. Ama bizim meselemiz muhalefet partileriyle bir tür ekonomik yarışa çıkmak değil. Bizim meselemiz başta zikretmiş olduğum büyük makro hedeflere sizlerle birlikte yürümek. Bu gündemler geçer. Seçim kampanyası içinde birçok şey söylenir. Birçok vaatler verilir. Ama tarihi yazanlar seçimlerden sonra iktidarı hakkıyla ve milletin hukukunu koruyarak gözetenlerdir. İşte geçmişte büyük ekonomik hamleler yapılan dönemlere bakıldığında istikrar kurulan yürüyen hükümetlerin güven ve itibar ortamında önünü görerek politikalar geliştiren hükümetin etkisi görülür. Hala Rahmetli Özal’ın 80’li yılların başındaki vizyonu hepimizin zihninde aklındadır.”