Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la hükümet arasında çözüm süreci konusunda görüş ayrılığı olduğu iddiaları üzerine, "Bu çözüm sürecinin stratejik hedef olma niteliği konusunda hiçbir görüş ayrılığımız yoktur. Bu konuda atılacak adımlar hususunda ise her zaman farklı kanaatler dile getirilebilir, bu farklı kanaatler her zaman, her zeminde konuşulabilir. Bu şekilde bu konuşmalarımız hep sürdü, bundan sonra da sürecek." dedi.

Davutoğlu, Konya'da Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi'nin açılışının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

"CUMHURBAŞKANIMIZLA DÜN GECE AİLECEK GÖRÜŞTÜK"
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la cumartesi günü yaptığı görüşme; izleme heyetinden vazgeçileceği iddiaları ve Erdoğan'la hükümet arasında bazı konularda görüş ayrılıkları olduğu iddialarının sorulması üzerine şunları söyledi:

"Evet, Sayın Cumhurbaşkanımızla geçen cumartesi bir görüşmemiz oldu. Belki haberiniz olmamıştır, dün gece de bir aile sohbetinde aradaydık. Sayın Cumhurbaşkanımızla bizim görüşmemiz olağanüstü bir durum değildir. Ben Başdanışmanı olarak da, Dışişleri Bakanı olarak da daha önce de dost ve dostluğu geçmişe dayanan yakın arkadaşlar olarak da her zaman görüştük, görüşürüz, dün de görüştük, cumartesi de görüşeceğiz, merak ederseniz belki önümüzdeki günlerde yine görüşeceğiz. Yani bunlar olağanüstü bir durum değil. Ama benim için devlet mahremiyettir. Cumhurbaşkanımızla ne konuştuğumuz sadece beni ve kendisini ilgilendiren hususlar. Kamuoyunun bilmesi gereken hususları kamuoyu ile paylaşırız. Son 7 ay içinde de bu anlamda sayın cumhurbaşkanımızla herhangi bir konuda, herhangi bir şekilde bir iletişim sıkıntısı hiçbir zaman yaşamadık. Ola ki bilgilendirme eksiklikleri olmuşsa bu giderilir. Ola ki değerlendirmede farklılıklar olursa bu konuşulur. Ama ne sayın Cumhurbaşkanımız ne ben Türkiye'nin siyasi istikrarına, özellikle seçimlere giderken suhuletle bu seçim ortamının korunmasına dönük olarak gösterdiğimiz hassasiyette hiç tereddüt etmeyiz."

"GÖRÜŞ AYRILIĞIMIZ YOK"
Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bizim için çözüm süreci stratejik bir tercihtir ve bu çözüm süreci 100 yıllık tarihimizin en önemli adımlarından, geleceğimizi teminat altına alacak olan orta aidiyet bilincini geliştirecek en önemli dayanaklardan biridir. Etrafımıza bakınız; Suriye'de, Irak'ta etnik çatışmaların nereye ulaştığını görünüz. Toplumumuz bunları hissediyor. Çözüm sürecinde silahsızlanma çağrısı ile gelen son aşama son derece önemli bir aşamadır. Sayın Cumhurbaşkanımız da daha önce birçok kez vurguladı; seçimi kaybetme pahasına dahi çözüm sürecinden fedakârlık etmeyiz dedi geçmişte. Ve çok güçlü bir şekilde destek verdi. Onun 2005'te Diyarbakır konuşması ile bütün bu süreç başladı. Onun için de, hükümetimiz için de, benim için de çözüm süreci üzerinde her an titizlikle durduğumuz bir süreçtir. Eğer benzer süreçler Suriye'de, Irak'ta yaşansa kardeş kavgası olmazdı."

"ÇÖZÜM SÜRECİ SİLAHLARIN TERKİNE BAĞLI"
Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bu çözüm sürecinin stratejik hedef olma niteliği konusunda hiçbir görüş ayrılığımız yoktur. Bu konuda atılacak adımlar hususunda ise her zaman farklı kanaatler dile getirilebilir, bu farklı kanaatler her zaman, her zeminde konuşulabilir. Bu şekilde bu konuşmalarımız hep sürdü, bundan sonra da sürecek. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması ve bu problemin Türkiye gündeminden tümüyle düşmesi -silahsızlanma öncelikli olmak üzere- her şey ona bağlıdır. Silahların terkine, toprağa gömülmesine bağlıdır. Silahların toprağa gömülmesi ve tümüyle terk edilmesine dayalı çözüm süreci konusunda kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Hiçbir görüş ayrılığı bu kararlılıktan feragat anlamında değerlendirilmemelidir."

"KİMSE KAOS BEKLENTİSİ İÇİNDE OLMASIN"
Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Sayın Cumhurbaşkanımızla dün de bu konuları en geniş kapsamıyla ele aldım, tekrar alırız. Gereken adımları, gereken zamanda yine istişareler içinde atarız. Bu konuda kimsenin 'Türkiye'de hükümet ve Cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir görüş ayrılığı var' senaryosu üzerinden bir kaos beklentisi içinde olmaması iktiza eder. Şimdiye kadar nasıl birlikte birçok benzer, zor süreçlerden geçmiş ve aşmışsak bundan sonra da aşarız. Ama dediğim gibi bunlar devlet mahremiyeti, siyasi kültürümüzün süregelen temel ilkeleri ve özellikle de Türkiye'nin geleceği bağlamında önümüzdeki seçimlerin suhuletle ve siyasi istikrarı güçlendirecek şekilde gerçekleşmesi bakımından önem taşır. Türkiye siyasi istikrarını daha da pekiştirecek şekilde yoluna devam edecektir. Bu konuda kamuoyumuzun da hiçbir kaygısı olmamalıdır. Bizim her zeminde istişarelerimiz de devam edecek. Gerekli adımlar gerektiği zaman atılacak."