Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Amerika’ya gittiğinde bazı lobilerle görüştüğünü iddia etti. Davutoğlu, “Bazı thing-thanglerin kapalı kapılarında neler konuşulduğunu, Demirtaş’ın Amerika’ya gittiğinde kimlerle ne temas yaptığını incelemek lazım. Oradaki hangi lobilerle görüştüğünü… Bunları ben söyleyeyim de inceleyenler incelesin. O zaman anlaşılır bizden kimin rahatsız olduğu.” dedi.

Tv Net’te İbrahim Karagül’ün sorularını cevaplayan Ahmet Davutoğlu, AK Parti’nin tek başına iktidar olması durumunda terörle mücadelenin devam edeceğini söyledi. “Yetki bizde olursa, bütün bu silahlı yapılar dağılana ve şehirlerimiz üzerinde hiçbir bir baskı olmayana kadar bu mücadele sürecek.” diyen Davutoğlu, “Her yöntemi, her yolu denedik. Suriye ve Irak7taki bazı gelişmeler ve uluslararası bazı mihrakların yönlendirmeleri ile PKK ve DEAŞ terör örgütü Türkiye’yi zayıflatma yönünde bir hamle yaptılar. Özellikle 7 Haziran’dan sonra, hani beden biraz zayıf düşerse virüsler, mikroplar türer ya da puslu havayı çakallar sever diye; bir puslu hava gördüler terör virüsünü bedenimize tekrar sokmaya çalıştılar. O zaman bizim yapacağımız şey açık; bedenimizi kuvvetlendireceğiz. Nasıl kuvvetlendireceğiz? Demokrasi ile seçimle. Virüslere savaş ilan ettik. Onlar bizim bedenimizi zaafa düşürmek istiyor o zaman biz virüsleri etkisiz kılacak her türlü tedbiri alırız. O yüzden terörle mücadele bağlamında 31 Ekim ile 2 Kasım arasında bir fark olmayacak.” ifadelerini kullandı.

Sunucunun ‘Terörü meşrulaştıran yapılarla nasıl mücadele edeceksiniz?’ sorusuna da Davutoğlu, “Onlarla demokratik şartlarda mücadele edeceğiz. Zaten bunlar sırtımızı dağa verdik dedikleri için onlar da zayıflayacaktır. Türkiye’de her türlü aykırı fikir tartışılabilir, her türlü aykırı fikir gündeme gelebilir. Her türlü aykırı fikir için dahi parti kurulabilir. Biz bunlarla uğraşırız. Demokrasi içinde mücadelemizi sürdürürüz. Hukuki olarak suç teşkil eden bir husus varsa da demokratik hukuk devleti kuralları içinde onun gereği yapılır.” şeklinde cevap verdi.

Mısır darbesinin olduğu dönemde Türkiye’de de Gezi olaylarının çıktığını belirten Davutoğlu, bunu Türkiye’yi zayıflatma çabaları olarak yorumladı. Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mısır darbesinin olduğu dönemde Türkiye’de de Gezi provokasyonu yapıldı. O günden bugüne Türkiye’de saldırı altında, Ortadoğu’daki demokrasi rüzgarları da saldırı altında. Biz buna direniyoruz. Bu AK Parti’ye düşmanlığın sebebi bu direnci göstermemiz. Teslim olsaydık, şöyle deseydik; ‘zaten Müslümanlar demokrasi ile yaşayamazlar, Müslümanlar geri kalmış, sınırlarımıza çekiliyoruz, iddialarımızdan vazgeçiyoruz’ deseydik AK Parti’yi belki de göğe çıkarırlardı överek.

Mısır darbesi ile eş zamanlı olarak Türkiye’de de bir türbülans oluşturmaya çalıştılar. Orada başarılı olamayınca 17-25 Aralık’ta, orada olamayınca Kobani olayları bahane edilerek, orada olmayınca HDP’yi enterne ettiler. Çözüm sürecinde muhatap olan HDP birden en katı AK Parti karşıtı olarak, paralelle birlikte aynı safta yer aldı. Bazı thing-thanglerin kapalı kapılarında neler konuşulduğunu, Demirtaş’ın Amerika’ya gittiğinde kimlerle ne temas yaptığını incelemek lazım. Oradaki hangi lobilerle görüştüğünü… bunları ben söyleyeyim de inceleyenler incelesin. O zaman anlaşılır bizden kimin rahatsız olduğu.”

‘RUSYA’NIN GELİŞİ BİR ZAAFIN ESERİ’

Ortadoğu’daki gelişmelere ve yaşanan çatışmalara da değinen Davutoğlu, İran’ın ve Rusya’nın Suriye’de müdahil olmasını değerlendirdi. Davutoğlu, “Eğer Esed ülkede meşru güçleri ile ülkeyi kontrol edebilseydi İran’a da Rusya’ya da ihtiyaç yoktu. Esed, gayri meşru güçlerle, halkına zulmeden yapılarla kontrol edebilseydi yine ihtiyaç hissetmezdi. Rusya’nın gelişi bir güç değil, bir zaafın eseri. Esed bunlarla ayakta duramadı. Sonra İran Hizbullah’ı gönderdi, Hizbullah da çözüm olmadı. Şii milisleri gönderdi Irak’tan, İran’dan, devrim muhafızları gönderdi, onlar da başarılı olamadı. En sonunda Rusya geldi, Rusya’nın gelmiş olması başarılı olacağının işareti değil. Rusya geldikten sonra yaptıkları operasyonların yüzde 90’ı özgür Suriye ordusuna. Rusya da biliyor ki; bir zalim yönetime karşı ayağa kalkmış bir halkı bastırabilmek mümkün değildir. Rusya dün, Özgür Suriye Ordusu ile işbirliği yapabileceğini söyledi. Afganistan tecrübesini bilir Rusya. Ülkenin sadece yüzde 14’ünü kontrol altında tutan bir zalim diktatör üzerinden bir ülkede düzen gelmeyeceğini en iyi Rusya bilir.” şeklinde konuştu.