Başbakan Ahmet Davutoğlu, siyasi parti liderlerine seslendi. “Gün bugündür gün dayanışma günüdür gün omuz omuza verme günüdür.” diyen Davutoğlu, “Bu çağrılarımıza kulak tıkayan siyasi partiler dahil olmak üzere bu çağrılara olumlu yaklaşan siyasi partilerle birlikte yeniden herkesin bir değerlendirme yapması gerekiyor. Bulunduğunuz durumları herkes düzeltmelidir. Biz Türkiye’yi hükümetsiz bırakmayalım diyoruz, bazıları ‘Biz bu sürecin içinde yokuz’ diyor. Biz Türkiye’de kamu düzeni sağlansın, herkes teröre karşı omuz omuza versin diyoruz, bazıları diyor ki ‘biz teröre ortak deklarasyona imza atmayız.’ Gelin Türkiye’nin hepimize teminat olan demokratik hukuk düzenini yaşatmak konusunda el ele verelim. Türkiye’yi hükümetsiz bırakmama konusunda heybemizde ne varsa ortaya koyalım. Biz hazırız. Siyasi liderlere Genel Başkanlara yaptığım ziyarette ne kadar kararlı ve samimi isen şimdide aynı kararlılık ve samimiyeti sürdürüyorum. Ümit ederim bu çağrılarımız karşılık bulur ümit ediyorum kısa dönemli siyasi çıkar hesapları uzun dönemli ortak kaderimizi etkileyecek şekilde olumsuz bir sonuç doğurmaz.” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanında gündeme ilişkin açıklamalarda yaptı. Suruç olayından bu yana bütün parti liderlerine çağrıda bulunduğunu belirten Davutoğlu, “Gelin beraber teröre ve şiddete karşı ortak deklarasyon yayınlayalım diye olumlu cevap alabildik mi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Onun dışında çağrımıza kulaklar tıkandı, 4 gün bu çağrıya cevaplar bekledim. Operasyonlardan önce bu çağrıya cevap verdiler mi? HDP bir taraftan kamu düzenini bozan unsurlarla el ele ve tehdit edici bir unsurla alana çıktı, diğer taraftan büyükşehirlerde kaos çıkarmaya gayret etti. Seçim başarıları kendilerini ziyaret ettiğimizde koalisyon görüşmeleri için kendilerine söyledim. Kendinizi başarılı adledebilirsiniz. Yüzde 13 oy sizin için başarılı olabilir, bizim için yüzde 41 bile tekrar değerlendirmemiz gereken oydu. Ama seçim neticelerini 7 Haziran akşamında Kaleşnikof silahlarla doğu ve güneydoğuda kutlayanlara sessiz mi kalacağız. Bu görüntüleri görmediğimizi zannediyorlar hepsini kaydettik, hepsini biliyoruz.” dedi.

Kamu düzeni gerektiği anda gerekli müdahalenin yapılacağını belirten Davutoğlu, “Bedeli ne olursa olsun. Eğer biz bugün bu bedeli ödemezsek yarın bizden sonraki nesiller daha ağır bedeller öder. Kimse Türkiye Cumhuriyeti devletimize ve milletimize tehdit dili kullanmasın. Tehdit eden mukavelesini görür. Rüzgar eken fırtına biçer. Kamu düzenini bir kez tehdit ettiklerinden onların tehdit için kullandıkları maşalar yada aldatılmış bazı çevreleri değil doğrudan bu tehdidi oluşturan merkeze gerekli cevabı veririz. Herkesin aklını başına alma günü gelmiştir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin maalesef çevresinde bir ateş çemberi içinde olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Demokrasisini, kalkınmasını gerçekleştirmek ve yaşatmak istiyor. Ama Suriye’de Türkiye’ye dönük olarak açık tavır sergileyen bir rejim, Türkiye’ye dönük faaliyet gösteren DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri varken, Irak’ta, Kandil ve çevresinde Kuzey Irak’ta, Türkiye’yi tehdit etmek için odaklanmış terör çevreleri varken, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit edenlere karşı sessiz kalınması beklenemez. Buradan bölge ülkelerini ve uluslararası çevrelerine bu operasyonlar mesaj mahiyeti taşımıştır. Suriye ve Irak’ta sınır bölgelerimizde ne olursa olsun Türkiye’nin güvenliğini tehdit verilmesine izin vermeyiz. Gereken tedbirleri almak konusunda hiç tereddüt göstermeyiz. Bütün bu olayları sabırla, basiretle izleyen 78 milyon vatandaşımıza. Türkiye demokratik hukuk devletidir. Bunun gereği yapılmaktadır ve yapılacaktır. Türkiye’nin her bölgesinde meşru Türkiye Cumhuriyeti devleti kuralları, hukuk kuralları işler, onun dışında hiç kimsenin vatandaşlarımızı tehdit etmelerine, hukuk dışı bazı uygulamalarla haraç almaları, yol kesmeleri ve baskı uygulamalarına izin verilemez. Başarılı bir seçim sonrasında Türkiye’nin her hangi bir yönetim boşluğa düşmemesi ve hükümetsiz kalmaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Askeri operasyonları yönetirken hükümet ortaklığı görüşmelerini sürdürdük. Meşru zeminde kamu düzeni ve ekonomik istikrar sağlanmaya devam edecektir. Halkımızın devletimize ve hükümetimize güvenmesini istirham ediyorum.” şeklinde konuştu.

'BU NOKTASAL BİR OPERASYON DEĞİLDİR, BİR SÜREÇTİR TÜRKİYE’Yİ TEHDİT SÜRDÜĞÜ SÜRECE DEVAM EDECEKTİR'

Siyasi partilere mesajlarının açık olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Gün bugündür, gün dayanışma günüdür, gün omuz omuza verme günüdür. Bu çağrılarımıza kulak tıkayan siyasi partiler dahil olmak üzere bu çağrılara olumlu yaklaşan siyasi partilerle birlikte yeniden herkesin bir değerlendirme yapması gerekiyor. Bulunduğunuz durumları herkes düzeltmelidir. Biz Türkiye’yi hükümetsiz bırakmayalım diyoruz, bazıları ‘Biz bu sürecin içinde yokuz’ diyor. Biz Türkiye’de kamu düzeni sağlansın, herkes teröre karşı omuz omuza versin diyoruz, bazıları diyor ki ‘biz teröre ortak deklarasyona imza atmayız.’ Gelin Türkiye’nin hepimize teminat olan demokratik hukuk düzenini yaşatmak konusunda el ele verelim. Türkiye’yi hükümetsiz bırakmama konusunda heybemizde ne varsa ortaya koyalım. Biz hazırız. Siyasi liderlere genel başkanlara yaptığım ziyarette ne kadar kararlı ve samimi isen, şimdide aynı kararlılık ve samimiyeti sürdürüyorum. Ümit ederim bu çağrılarımız karşılık bulur, ümit ediyorum kısa dönemli siyasi çıkar hesapları uzun dönemli ortak kaderimizi etkileyecek şekilde olumsuz bir sonuç doğurmaz.” açıklamasında bulundu.

Terör gruplarına ve onların arkasındakileri de mesajı olduğunu anlatan Davutoğlu şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörle onlarca yıldır mücadele etmekte bunun gereği yapılacaktır. Sizi ve sizin arkanızda sizi kullanan çevrelerin hesapları Türkiye üzerindeki hesapları başarıya ulaşmayacaktır. Suçlarınızın karşılığını mutlaka ödeyeceksiniz. Kimse Türkiye’yi tehdit etmeye yeltenmesin. Ve yurt dışındaki çevrelere sesleniyorum. Türkiye’nin dostluğu kıymetlidir. Hasmane tutumla karşılaşırsak mukavelesi de şiddetli olur. Tahammülümüzün sınırlarını kimse zorlamamalıdır. Eminim dün ve bu gece yürütülen operasyonlarla dost ve müttefiklerimiz bir kez daha Türkiye’nin gücünden emin olmuşlardır. Türkiye’ye hasmani düşünceleri olanlar da anlamışlardır. Bölgemizde huzur ve sukünun temini sınırlarımızda güvenliğin tesisi ve Türkiye’nin demokrasisi ve kalkınmasını gerçekleştirecek uluslararası konjonktürün oluşması için barışçıl çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Barışçıl çabalar bizi rehavete sevk etmeyecek. Türkiye hiçbir savaşın tarafı olmadı, hiçbir taraf olmaya niyet olmadı, ama kardeş halklara dönük baskılar söz konusu olduğumuzda bağrımızı açtık, misafir ettik. Komşu ülkelerden kardeşlerimize. Türkiye tehdit edildiğinde de buna her zaman hazırlıklı olduk. Bu noktasal bir operasyon değildir, bir süreçtir. Türkiye’yi tehdit sürdüğü sürece devam edecektir. Tehdit unsurları bir şekilde Türkiye’de başkaldırdıklarında da en sert şekilde mukavele edilecek şekilde hazırlıklarımız vardır.”