Başbakan Ahmet Davutoğlu, ana muhalefet partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenerek 1991 yılında devraldığında SSK’nın kâr eden bir kurum olduğunu ancak devrettiğinde ise kurumun battığını söyledi.

Partisinin Edirne istasyon meydanında halka hitap eden Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Başbakan, “SSK hastanelerine gidenler kapıda nöbet beklerken vefat ederdi. Şimdi 12 yıl içerisinde 737 hastane yaptık. Bin 737 sağlık tesisi yaptık ayrıca. Buraya bin yataklı üniversite hastanesini helikopterle gelirken Sağlık Bakanımızla birlikte bakıyorduk. Onu hem rehalibite ediyoruz ve yeni bloklar yapıyoruz. Ayrıca 400 yataklı son derece çağdaş devlet hastanesini bu ay içerisinde açıyoruz. Seçim yasakları olmasaydı bugün açacaktık. Ama inşallah bu ay içinde açılacak. Şimdi bütün bu sağlık hizmetlerini halkın ayağına götüren kim?”

Kadınlara seslenen Davutoğlu, “İlaç kuyruğunda bekliyor musunuz? Herhangi bir hastanede zorlukla karşılaşıyor musunuz? diye soran Başbakan, “Şimdi hanım kardeşlerim, hanımlarımız biçim başımızın tacıdır. Ben Trakyalı kadınlara hem hayran olmuşumdur. Hem çalışkandırlar hem de özgüvenleri yüksektir. Şimdi yeni bir uygulama başlattık iki hafta önce. Nisan ayında çıkardığımız kanunla artık bundan sonra kadınlarımız doğum yaptıklarında, anne olduklarında ilk çocukta 300 lira, ikinci çocukta 400 lira, üçüncü çocukta 600 lira doğum yardımı alacaklar. Eskiden kadınlarımız rehin alınırdı. Bebekler tutulurdu hastanelerde para ödemedikleri için.”

'KILIÇDAROĞLU, 4 YIL İÇERİSİNDE HAZİNEYİ BOŞALTIP GİDECEK'

Seçim meydanlarında 4 yıl süreyle halktan yetki isteyen Kemal Kılıçdaroğlu'na eleştirisini sürdüren Davutoğlu, “Allah aşkına 4 dakika verir misiniz? Neden 4 yıl diyor biliyor musunuz? Aynen SSK’da olduğu gibi. Baktı ki, milletin hazinesi dolu, baktı biz bereketlendirdik. 4 yıl içinde gelecek o hazineyi boşaltıp gidecek. Biz ona bu emaneti verir miyiz? Biz bunu kolay toplamadık.” dedi.

'EMEKLİLERİMİZİ İSTİSMAR ETMEYE ÇALIŞIYOR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun emeklileri istismar ettiğini söyleyen Davutoğlu, “SSK emeklisi biz geldiğimizde 257 lira alıyordu en düşüğü, şimdi bin 77 lira alıyor. 4 misli. Bağ-Kur Tarım emeklisi sadece 66 lira alıyordu. Şimdi 856 lira alıyor. 12 mislisi bütün emeklilerimiz için 10 misline kadar artış sağladık. Ama esas iki ay önce yüz lira seyyanen zam yaptık. Ne demek biliyor musunuz? 12 ayda bin 200 lira demek. 12 ayda bin 200 lira demek bir emeklinin maaşının 800 lira ise 1,5 ek maaş demektir. Zaten biz bunu 1 Temmuz’dan itibaren emeklilerimize vermeye başlıyoruz. Kılıçdaroğlu yeni yeni uyanıyor. İnşallah seçim sonrasında da geride kalan emeklilerimize bin 100 lira üzerindeki emeklilerimizle ilgili gerekli tedbirleri alacağız. Edirne’nin Selimiye’nin huzurunda söylüyorum. Ne emeklimizi ne çiftçimizi ne işçimizi ne de esnafımızı enflasyon ve diğer ekonomik krizler karşısında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz.”

'EDİRNE BİR ŞEHRİ MUKADDESTİR'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bir kez başkent olan hep başkenttir” diyerek “Edirne bizim hep başkentimiz olmuştur. Hep başkentimiz kalacaktır. Bir kapı şehirdir. İstanbul’un fethi buradan başladı. En güzel mimariyi burada dokuduk. En güzel binaları, eserleri burada yaptık.” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, “Üç Şerefeli’nin kapısına selam olsun. Eski Cami’nin yazısına selam olsun. Dünyanın mimarlık şaheseri Selimiye’nin yapısına selam olsun. Mimar Sinan’a selam olsun. Bu başkenti bize bırakan büyük ecdada selam olsun. Ve dahi bu fetih döneminden sonra devletimiz küçülürken Edirne’de 5 ay 5 gün Edirne’yi savunun yiğitlere Şükrü Paşa’ya selam olsun.” dedi.

Bir başkentin baş verebileceğini ancak baş eğmeyeceğini ifade eden Davutoğlu şunları söyledi: “Edirne hala, muhasaradaki kahramanlıklarıyla bizim tarihimizin mihenk şehridir. Rumeli’ye geçişimizin kapısıdır. Rumeli’den geldiğimizde de buraya gelen ecdadımızın torunlarının giriş kapısıdır. Edirne serhat şehrimizdir, başşehrimizdir. Şükrü Paşa’nın güzel deyişiyle Edirne bir şehri mukaddestir. Mukaddes bir şehirdir. Mukaddes kalacaktır. Edirneliler, sizler bütün bu tarihin mirasını üzerinizde taşıyorsunuz. Dışişleri Bakanı olarak da Başbakan olarak da birçok kez Edirne’ye geldim. Daha önce ne zaman İstanbul’da ruhum yoğunluktan hafif daralsa, bir güzel eser göreyim. Bir Rumeli havası alayım diye soluğu hep Edirne’de almışımdır. Edirne’de Selimiye bakmak gözleri dinlendirir. Eski Camii’nin yazısına bakmak ruhu dinlendirir. Edirneliyle oturup sohbet etmek insanı dinlendirir. Size çok teşekkür ediyorum bizi böyle muhabbetle karşıladığınız ve bağrınıza bastığınız için.”

'BU BENİM 75’NCİ MİTİNGİM'

Partisinin 75’nci mitingini Edirne’ye gerçekleştirdiğini kaydeden AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, geride kalan 74 vilayetten Edirne’ye, başkente ve Selimiye’ye selam getirdiğini ifade etti.
Şu ana kadar 105 mitinge katıldığını ifade eden Davutoğlu, konuşmasını söyle sürdürdü: “Dün sadece İstanbul’da 18 miting yaptım. Ankara’da pazartesi günü 8 miting yaptım. Her yerde vatandaşımızla buluşuyoruz Edirneliler. Geçen hafta içerisinde Diyarbakır’daydım. İzmir’deydim. Daha önce Hakkari’deydim. Erzurum’daydım. Kars’taydım. Hani hep deriz ya! Edirne’den Kars’a kadar. bir serhatten diğer serhadde kadar vatanı birleştirdik. Şimdi bakınız buraya gelip Cumhuriyetçilik yapanlar, cumhuriyetimizden bahsedenler. Adı Cumhuriyet olan Cumhuriyet Halk Partisi ülkenin belli bölgesine hiç gitmedi. Bazı şehirlerde hiç yok. Geçen dönem 33 vilayette CHP’nin milletvekili yoktu. MHP milliyetçilik yapar. Ama Sivas’ın ötesine geçtiği görülmedi. Geçtiğimiz dönem 45 ilde milletvekili yok. Zaten HDP’yi bir kenara koyun. Onun derdi başka. Ama şimdi gerçek Cumhuriyetçi, gerçek milliyetçi, gerçek demokrasi yanlısı olanlar Türkiye’nin her köşesine gidebilenlerdir. Türkiye’nin her köşesine giden parti kim? Hakkari’de de Edirne’de bu al bayrağı dalgalandıran kim? İşte ölçü budur Edirneliler. Size gelip burada ahkam kesenlere önce bunu soracaksınız. Diyeceksiniz ki, 786 bin kilometrekarelik vatan toprağında bulundun mu? Diyeceksiniz ki, 78 milyonu bağrınıza bastınız mı? işte ispat burada. Bu mitinglerde özellikle zor olduğunu bilerek belki bir takım riskleri de alarak dedim ki, 81 vilayete de gideceğiz. 81 vilayette de vatandaşlarımızla bulaşacağız, sohbet edeceğiz. Yaptık mı? Allah ömür verirse inşallah Cumartesi akşamı Konya’da, Anadolu’daki ilk başkentimizde 81. Vilayeti tamamlayacağız. İki gün sonra halkımızın huzuruna gideceğiz ve Pazar günü Türkiye’nin kadar seçimi yapılacak.”

MUHASEBE YAPMA VAKTİ

İktidara gelmeden önce İMF kapısında borç dilendiklerini ifade eden Davutoğlu, Türkiye’nin İMF’ye muhtaç halde olduğunu kaydetti. O dönem Başbakan Yardımcısının Bahçeli olduğunu hatırlatan Davutoğlu, “O döneme kadar sorumluluk alan DSP, hangi partiyle beraberdi? CHP çizgisindeydi. Bütün bu partilerin o kötü mirasta rolü vardı. Buraya savunun ecdat elindeki son mermiye kadar savundu. Ağaç kabukları yedi ama hiç kimseye boyun eğmedi, eğmeyecek ama biz 2002’de bir tank alabilmek için bir piyade tüfeği alabilmek için başka milletlerden hibe istiyorduk. Hibe dileniyorduk tabiri caizse. Tankı aldıktan sonra da İsrail’e tamirata gönderiyorduk. Onu bile yapamıyorduk. Devlet öyle bir duruma düşmüştü ki, o zaman dışişleri bakanlığındaki bazı diplomatlar bana anlatırdı. Elimizde ödenek olmadığı için başbakanın yurt dışı seyahat raporlarını kendi paramızla dışarıda fotokopi çektiriyorduk diyorlardı. Allah aşkına Türkiye Cumhuriyeti devletini bu duruma düşürmek revam mı?” diye sordu.

2002 yılında bu mirası devraldıktan sonra kurucu genel başkanları, liderleri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığından sonra 13 yıl içerisinde Türkiye’nin İMF’ye borcunu ödediğini açıkladı. “Şimdi bırakın namerdi, merde bile muhtaç mıyız” diye soran Başbakan, bunları AK Parti’nin yaptığını anlattı.

'ŞU ANDA KENDİ TANKIMIZI, GEMİMİZİ, İNSANSIZ HAVA ARACIMIZI YAPIYORUZ'

Şu anda kendi 'Altay' adını verdikleri kendi tanklarını yaptıklarını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: “Kendi gemimizi yapıyoruz. Adı 'Mil-Gem' Kendi insansız hava aracını yapıyoruz. Kendi eğitim uçağımızı yapıyoruz. Adı “Hür Kuş”. Kim yapıyor bunları? Geçen hafta ilan ettik. İnşallah kendi milli bölgesel uçağımızı, sivil uçağımızı yapıyoruz. Kim yapıyor? Bu hafta ilan ettik. Kendi milli otomobilimizi de yapıyoruz. Artık kendi caddelerimizde milli otomobilimiz dolaşacak. Semasında kendi milli savaş uçağı uçan, bir şehirden diğer şehre giderken havaalanlarında kendi milli bölgesel uçağı olan yeni Türkiye var mısınız?”

HAVAALANI SAYISINI 55’E ÇIKARTTIK

İktidara geldiklerinde Türkiye’de 26 tane olan havaalanı sayısının şu anda 55 olduğunu ifade eden Başbakan en sonu da Ordu-Giresun, Hakkari Yüksekova havaalanları olduğunu belirtti.

Ordu-Giresun Havalimanı’na değinen Davutoğlu, “Aynen Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederken hani Haliç’e zincir gererler de gemiler geçmesin diye. Fatih Sultan Mehmet Han, orada zincir varsa bizde yürek var der ve gemileri karadan yürütüp Haliç’e indirir. İşte komutan bu. Aynı şekilde Ordu-Giresun’da Dağlar yalçın iken önünde Karadeniz çılgın iken havalimanı yapacak yer yok dediklerinde dedik ki, o dönem başbakanımızın şu anki Cumhurbaşkanımız daha sonra biz projeyi devam ettirerek dedik ki, eğer dağlar geçiş vermiyorsa, denizde dalgalar varsa. Dalgayı doldurur üzerine havalimanı yaparız. Denizi doldurduk, Avrupa’da bir ilk. Denizi doldurduk ve havalimanını yaptık.” dedi.

EDİRNE’YE HAVALİMANI YAPACAĞIZ

Kongre için Edirne’ye geldiğinde söz verdiğini anlatan Başbakan Ahmet Davutoğlu, inşallah Edirne’ye serhat şehre de havalimanı yapacaklarını açıkladı.
10 milyon vatandaşın ilk defa kendi dönemlerinde uçağa bindiğini anlatan Davutoğlu, ülkenin bir köşesinden diğer köşesine havayoluyla gitme imkanın oluştuğunu kaydetti.

HIZLI TREN TÜRKİYE İÇİN BİR RÜYA PROJEYDİ

Sözü hızlı trene getiren Başbakan Davutoğlu, hızlı trenin Türkiye için bir rüya proje olduğunu açıkladı. 2001 yılında o dönem ulaştırma bakanı olan MHP genel başkan yardımcısına projeyi getirdiklerini hatırlatan Davutoğlu, “O diyor ki, biz değil, çocuklarımız değil, torunlarımız bile hızlı treni göremez. Ey Aziz Edirneliler, hızlı treni biz gördük mü? İstanbul’dan Ankara’ya, Ankara’dan Konya’ya, Eskişehir’e ulaştı. Ankara’dan da şimdi bir taraftan Sivas-Erzincan, Kars’ kadar gidecek ama en önemlisi nedir biliyor musunuz? İnşallah İstanbul’dan Kapıkule’ye hızlı tren geliyor. Düşünün Bursa da Eskişehir’e bağlanıyor. Beni çok heyecanlandıran bir proje bu. Neden biliyor musunuz? Anadolu’daki ilk başkentimiz Konya, sonra Bursa, sonra Edirne, sonra İstanbul şimdi Cumhuriyetimizin başkenti Ankara. Bütün bu başkentler hızlı trenle birbirine bağlanıyor. Şimdi Edirne’den hızlı trene binen bir Edirneli, İstanbul’a oradan Ankara’ya, oradan isterse Konya’ya, isterse Sivas’a, isterse Erzincan’a ta Hazar’a kadar, Bakü’ye kadar gidebilecek. İşte millilik bu. Yerlilik bu. İşte millete hizmet etmek bu.” açıklamasını yaptı.

BİZ GELDİĞİMİZDE DUBLE YOLLAR SADECE 6 KİLOMETREYDİ

İşbaşına geldiklerinde Türkiye’de duble yolların sadece 6 kilometre olduğunu açıklayan Davutoğlu, şu anda ise 24 bin kilometreye ulaştığını belirtti.
Şimdi bunlardan otoyola geçtiklerini dile getiren Davutoğlu, “Elhamdülillah, buradan İstanbul’a oradan Ankara’ya, hiç durmadan Adana’ya, Adana’dan Habur’a kadar. Yani Kapıkule’den Habur’un arası otoyol oluyor. Rumeli’yi, bütün o güzel diyarları Anadolu’ya, Anadolu’yu Kafkasya’ya, Orta Asya’ya, Ortadoğu’ya bağlayan kim? İşte bizim idealimiz, hedefimiz sadece bu Türkiye sınırlarıyla irtibatlı değil, bizim için Bulgaristan’daki soydaşlarımız, Bosna’daki kardeşlerimiz, Makedonya’daki kardeşlerimiz, Batı Trakya’daki kardeşlerimizin hepsinin gönlündeki istikameti Edirne’dir, Türkiye’dir. İşte onun için Balkanlarda bir yaprak kımıldasa, yüreğimize orada bir acı düşse, bizim yüreğimize ateş olur düşer. Balkan faciasından beri hiç unutmadık. Nerede, ne zaman Balkanlarda soydaşlarımıza, kardeşlerimize, gönüldaşlarımıza bir şey olursa bizim yüreğimiz yanar. Onların huzuru bizim huzurumuzdur. Edirneliler sizin huzurunuzda söz veriyorum. Rumeli’de evladı Fatihanın ihtiyacı neyse onun ihtiyacını karşılayacak bir kudrette Türkiye Cumhuriyeti devleti var oldu, var olacak.”

Aralık ayında Türkçe bayramında Üsküp’e giderek oradaki soydaşlarla bir araya geldiğini anlatan Başbakan Davutoğlu, “Dediler ki, bize bayrak gönderir misiniz sayın Başbakanım dediler. Gönülden yürekten al bayrağı istediler. Dedim ki, biraz ne demek? Balkanlarda kim al bayrak aşkıyla yanıyorsa, hangi evde İstiklal Marşı aşkı, al bayrak aşkı varsa bütün evlere üç kutsal emaneti gönderiyoruz. Al bayrak, Kur’an-ı Kerim ve Türkçe sözlük. Eskiden Türkiye’nin bu kudreti var mıydı? Eskiden Balkanlarda soydaşlarımıza gönüldaşlarımıza bu şekilde hizmet edebilecek kudrette bir Türkiye’ye var mı? 2002 yılında Kosova’da Sultan Murat Hüdavendigar’ın türbesi dökülüyordu. Filibe’de camilerimiz dökülüyordu. Deliorman’daki, Batı Trakya’daki, Bosna’daki ecdat mirası mahsundu, garipti. Yüzlerce cami, külliyeyi, medreseyi kim tamir etti? Bütün ecdat eserleri AK Parti’nin ve Türkiye’nin himayesi altındadır.”

ÇEYİZ HESABI ÇIKARTTIK

Başbakan Ahmet Davutoğlu çeyiz hesabı çıkardıklarını dile getirerek bu hesaplar evlenecek çocukları için tasarruf yapanların tasarrufuna devletin yüzde 20 katkıda bulunacağını açıkladı.

Edirne’ye gelmeden önce gençlerle birlikte olduklarını anlatan Davutoğlu, onlarla ülkenin geleceğini konuştuklarını belirtti. Başbakan, “Biz iktidara geldiğinde bir gencin üniversite bursu sadece 45 liraydı. Biz onu 330 lira yaptık. Yüksek lisans bursu 660 lira, doktora bursunu 990 lira yaptık. İşte devlet bu. Aynı şekilde yurt dışına gençlerimiz. Yurt dışına çıktığında 12-25 yaş arasında gençlerimiz yüzde 30 bilet indiriminden istifade edecekler. Bütün Rumeli’yi, Balkanları, Avrupa’yı dolaşabilecekler. Memnun musunuz gençler. İnşallah önümüzdeki dönemde bütün bu sosyal yardımları geliştirerek sürdüreceğiz.”

TAŞARON İŞÇİLERLE İLGİLİ GEÇEN YIL BÜTÜN YASAL TEDBİRLERİ ALDIK

Mitinglerinde taşeron işçilerini sık sık gündeme getiren Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Başbakan, onlarla ilgili yasal tedbirleri geçen yıl aldıklarını belirtti. Asıl işte çalışanların hakkını taşerona tanıdıklarını açıklayan Davutoğlu, “Ama seçim sonrasında yapacağımız ilk iş ile yardımcı işi ayırıp taşeronların sorunlarını kökten çözmek olacak inşallah. Ama bakın Kılıçdaroğlu’nun düştüğü zavallı duruma. Bugünlerde CHP’nin genel merkezinin önünde birileri protesto yapıyor. Kimler biliyor musunuz? CHP yönetimindeki Sarıyer Belediyesi’nde hakkı yenilen taşeron işçiler CHP’yi, Kılıçdaroğlu’nu Ankara’da protesto ediyorlar.”