Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mısır’da halkın yüzde 52’sinin oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilen Mursi hakkında verilen idam kararını değerlendirirken, “Türkiye'de 55 yıl önce yaşanan bir zillet, bir acı, şimdi Mısır'da tekrar ediliyor.” dedi. Davutoğlu Türkiye’nin geride bıraktığı bu günleri bir daha asla yaşamayacağını söyledi.

Başbakan Davutoğlu’nun Bursa Gökdere Meydanı’nda gerçekleştirdiği 39. mitingine, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de katıldı.

Konuşmasına AK Parti’nin kuruluş günlerini anlatarak başlayan Davutoğlu, “AK Parti hareketini fidan haline getirdiniz. Şimdi çınar olmaya var mısınız?" dedi. Konuşmasında Adnan Menderes'ten örnek veren Davutoğlu, "Menderes niye cezalandırıldı? Çünkü 10 yıl aralıksız bu millete hizmet etti. Milletin değerleri ile buluştu. Ezan-ı Muhammed'inin aslına dönmesinden, imam hatiplerin yaygınlaşmasına kadar. Onu idam sehpasına gönderenler bilsinler ki biz hala Adnan Menderes'in adını hayırla yad ediyoruz. Ama onu idam sehpasına gönderenlerin adı anılmıyor. Yassıada'yı demokrasi adası yaptık. Milli iradeyi bir daha idam sehpasına, ya da anayasa mahkemesinin önüne çıkmayacak şekilde korumaya hazır mısınız?” diye konuştu.

"YÜZDE 52 İLE GELEN MURSİ İDAMA GİTTİ"

İdam kararı verilen Mısır eski Cumhurbaşkanı Mursi ile ilgili de değerlendirmede bulunan Davutoğlu, şöyle konuştu: “Şimdi buradan ülkemize seslenip iki olaydan bahsedeceğim. Birisi, Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi idama mahkum edildi. Türkiye'de, 55 yıl önce yaşanan bir zillet, bir acı, şimdi Mısır'da tekrar ediliyor. Türkiye'de şu anda Doğan Medyası, kartel medyasının internet sayfası herkes ders alsın diye doğrudan söylüyorum, hiç kaçınmadan, manşeti ne diyor, 'Yüzde 52 ile gelen Mursi idama mahkum oldu' Ne demek istiyorlar. Eğer kast ettikleri Türkiye'de yüzde 52 ile cumhurbaşkanı olan başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ise, bilsinler ki bu topraklar bir daha seçilmiş cumhurbaşkanı ya da başbakan idam sehpasına götürülemeyecek, muhakeme edilmeyecek, mahkeme önüne çıkartılmayacak. Her ne surette olursa olsun, demokrasiyi sonuna kadar koruyacağız. Bütün bu mesajları üstü örtülü verenler Bursa'nın bu meydanından ders alsınlar. Son 12 yıl içinde girdiğimiz 3 genel seçimi, 3 mahalli seçimi kazandık. 2 referandumu kazandık. Hala Türkiye'de AK Parti'nin demokratik yollarla elde ettiği bu başarıyı durdurmaya çalışanlar var. Her fırsatta durdurmaya çalıştılar. Yine onlara akıl veren paralel çetenin savcısı diyor ki, Cumhurbaşkanımızı, bizi kast ediyor, 'Bunların sonu Adnan Menderes gibi olacak' diyor. Nasıl bir işbirliği ile karşı karşıyayız görüyor musunuz. Diyor ki 'Sonu Adnan Menderes gibi olacak' Eğer kaderde ulu bir makam varsa, biz bir an bile durmaz o makama doğru yürürüz, korkmayız. Mutlaka milli iradeye sahip çıkacağız. Demokrasiye sahip çıkacağız. Bursa bir tohumdan bir çınar yetiştiren Bursa, devlet kurmak, yüceltmek kolay olmuyor. Bu devleti yüceltmek için son günlerde sabırla metanetle yürümek gerekiyor. Bu yürüyüşte bizimle beraber misiniz?”

GEZİ EYLEMLERİNİ DARBEYE BENZETTİ

Gezi olaylarını darbe olarak nitelendiren Davutoğlu, şöyle devam etti: “Mısır'da darbe olmadan bir ay önce Türkiye'de gezi provokasyonu yaptılar. Türkiye'ye 4 milyara aşkın fidan diken bir iktidarı suçlamak için 10-12 ağacın yer değiştirmesi bahanesiyle şehirlerimizi talana teslim ettiler Taksim'de ve şehirlerimizi şiddete, talana duçar ettiler. Bu 2013 Mayıs'ı. Türkiye'de başaramayınca bir ay sonra Mısır'da darbe oldu ve halkın seçtiği Mursi'yi götürdüler. Şimdi idama mahkum ediyorlar. Darbe lideri Sisi başa geldi. Türkiye'de de aynısını yapmak istediler. İşin çarpıcı yanı ne biliyor musunuz, Gezi sebebiyle, Türkiye aleyhine, Cumhurbaşkanımız aleyhine bütün uluslararası medya harekete geçirildi. Ama karşısında hemen öyle bir muhtıraya şapkasını alıp giden yoktu, Uludağ gibi duran Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti vardı. Şimdi utanmadan manşet atıyorlar, 'yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı idama gitti'. Neyi söylemek istiyorsanız mertçe söyleyin. Mertlik burada. Biz mertçe halkın önündeyiz. Biz buradan da batı medyasına, batı ülkelerine sesleniyorum; neredesiniz? Seçilmiş bir cumhurbaşkanı idama mahkum edilirken neredesiniz? Türkiye'de gezi olurken, özgürlük dersi vermeye kalkanlar neredesiniz? Yoklar, çünkü onların derdi demokrasi değildir. Onların meselesi, onların çıkarını kim savunuyorsa, onları koruma meselesidir.”

DÖNEMİN BAŞBAKANI İDDİASI

Başbakan Davutoğlu önceki mitinglerde olduğu gibi ‘dönemin başbakanı’ iddiası üzerinden değerlendirme yaparak 17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonlarını da hükümete yönelik darbe olarak niteledi. Muhalefet partilerinin seçim çalışmaları ve vaatlerini eleştiren Davutoğlu şöyle devam etti: “Seçime gidiyoruz, AK Partinin tutumu belli. 12 yıl hizmet ettik. Biz iktidarın devamını istiyoruz. Bir de diğerlerine bakın. Biz seçimi kazanamazsak İngiltere'de olduğu gibi koltuğu bırakırız diyoruz. Kılıçdaroğlu buna cevap vermiyor. Benim hedefim yüzde 35 diyor. Yani ben iktidar olacağım demiyor. Bahçeli, eğer oylarımı korursam, biraz daha artırırsam başarılı sayılırım diyor. Yani iktidar olacağım demiyor. Çünkü 99'da da Bahçeli ikinci olunca kendisine başbakanlık teklif edildi diğer partilerden. O başbakanlığı bıraktı DSP'nin arkasına takıldı. HDP ise barajı aşarsam başarılı olurum diyor. Hiçbirisi biz iktidar olacağız diyemiyor. Peki niye siyaset yapıyorlar. Çünkü arkadaki paralelciler, akıl hocaları diyor ki, bir araya gelin AK Partiyi durdurun. Siyasetlerinin esası AK Partiyi durdurmak. Bir kez bu toprağa tohum atılmış, fidan olmaya engel olabilirler mi. Bir çınar devleti inşa etmemizi engelleyebilirler mi? Bu nedir biliyor musunuz, üniversite sınavlarında bir kural vardır. 4 yanlış bir doğruyu götürür değil mi? Bunlar diyorlar ki, siz 4 yanlışsınız ama AK Parti doğrusunu götürün. Ama bu üniversite sınavı değil, millet sınavı."

Dün Diyanet İşleri Başkanı'nın Mecsid-i Aksa'da hutbe okuduğunu anlatan Davutoğlu şunları kaydetti: "O diyanet işleri başkanımıza hakaret eden HDP, ders alsınlar ders. Mescidi Aksa bizim miracımızın sembolüdür. Mescidi Aksa'da, Kudüs'te, buradaki, Bursa'daki samimi Kürt kardeşlerimizden oy isteyen HDP eş başkanı diyor ki, 'Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır' Yanlışın büyüğünü görüyor musun? Ulucami'ye giden, Mescid-i Aksanın kokusunu alan birisi bu adamlara oy verir mi. Dün yine Kahramanmaraş'ta sormuş, miraç günü bunu soruyor, 'Niye bizim İsrail'de büyükelçimiz yok' diyor. Miraç, Mescid-i Aksa'dır. Mescid-i Aksa bizim kıblemizdir. Kıblemize asker botları ile girenlerle biz dost olmayız. Bedeli ne olursa olsun olmayız. Ama bilmiyor. Kemal beyin problemi şurada. Hesap bilmiyor o ayrı. Ama Mescid-i Aksa nerede deseniz onu da bilmez. Sonra da 'din derslerinin zorunluluğunu kaldıralım' der: İşte biz din derslerini bunun için zorunlu kılıyoruz, öğrensin. Millet dinini öğrensin."

Kılıçdaroğlu'nu yalancılıkla suçlayan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Diyor ki, 'Türkiye'de 17 milyon kişi 200 liranın altında yaşıyor. Ben liderleri yuhalatmıyorum ama doğru söze ne hacet, 'yalancı.' Doğruysa ispat et. Ben özür dileyeceğim. Yoksa senin adın bu kampanyada 'yalancı' kalacak. Siz çok iyi tanıyorsunuz, 'çarkçı' 200 liranın altında 7 milyon kişi varmış Türkiye'de. Biz yüksek lisans öğrencilerine bile 300 lira burs veriyoruz. Öğrenciye. Eşi vefat etmiş hanımlarımıza destek olarak ayda 250 lira veriyoruz. Koruyucu bir aileye, engelli varsa anne babaya 780 lira veriyoruz. Bunlar bu gerçekleri örtmek için bizim yaptığımız her şeyi beyannamelerine koyuyorlar. İş-Kur ile ilgili 17 madde yazmışlar, hepsi bizim yaptığımız şeyler. Bizim yaptıklarımıza bunların hayali yetişmez."